Vedat Kan

Tarih: 06.08.2025 10:52

Taaavvv toprah başşan, bu şehere ve dadaşa gurban olasız…

Facebook Twitter Linked-in

Taaavvv toprah başşan, bu şehere ve dadaşa gurban olasız…

Ya hu bizler kırk yıl terörün bitmesi için bitirilmesi için sona erdirilmesi için beklemedik mi?

Yaşanan acıların sona ermesi hepimizin hayali değil miydi?

Terörün kökü kesilsin diye dualar etmedik mi?

O zaman gelinen bu noktada, işi ısmarlama ve güdümlü olarak çirkin bir şekilde inkarcı muhalefet anlayışıyla (!) yokuşa sürmenin veya yanlış ve farklı gösterip, sanki de yapılmış hataların en büyüğü olarak halka yansıtmanın manası ne?

Hem de bir proje anlayışıyla…

Hiç kimse kusura bakmasın; bu halk yeteri kadar acı gördü, yeteri kadar sıkıntı yaşadı ve yeteri kadar da bu topraklarda yaşamasının bedelini hem de fazlasıyla ödedi.

Kırk yıl özlemekle geçen ve beklenilen huzur şimdi kapı önündeyken, bu ağızlardan salya akıtarak itiraz nedendir?

Neymiş efendim bu işi Recep Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli yapmışmış…

Yüreklerine sağlık iyi de etmişler.

Öncelikle şu hususun altı gayet iyi bir şekilde çizilmelidir. Yapılan bu iş vatana ihanet değil, vatan sevgisinin en güzel örneğidir. 

Bu barış, bahse konu bu insanlar tarafından değil de; her hangi bir parti veya her hangi bir genel başkanın ön ayak olmasıyla gerçekleşse idi, işte o zaman onlar kahraman ilan edilirlerdi. 

Bunu hepimiz çok iyi biliyoruz.  

Bu atılan adımın adı her ne kadar halka yanlış telaffuz ettirilse de adı barıştır ve doğru bir adımdır!

Birileri züğürt tesellisi olarak kapıyı altılı masanın altındaki yedinci ayaktan ve seçim parolalarından dem vurarak açarak bahsetseler de, unuttukları bir şey var. 

Terörü desteklemek başka şeydir, terörü bitirmek bambaşka bir şey…

Dün terörü destekleyenlerin, terör sayesinde meclise girenlerin, terör sayesinde prim yapanların; bugün kalkıp ta bu barış adımına siyasi rant gözüyle bakmalarındaki samimiyetsizliği görmemek için körden de daha farklı bir durumda olmak gerekmez mi? 

Tuzu kurular savaş pazarlığı yapamayacakları için, bu dökülen kana ekmek batırıp dudaklarının arasından kan emiciliklerini gösteremeyecekler için daha doğrusu beslendikleri bu kanlı ekmeklerinden olacakları için elbette ki bu barışı, huzuru istemeyecekler.

Ne bekliyordunuz ki?

Kuzu kuzu kabullenmelerini mi!

Hiç merak etmiyorsunuz değil mi? 

Atılan bu adımın getirisi kime olacak diye? 

Bu huzur ortamından kimler faydalanacak, barışın getirdiği olumlu havadan kimler rahatsız olacak?

Dağlarda mayın yerine çiçek açmasını kimler istemez sizce? Yurdun bir başından öte başına korkusuzca yol gitmeyi hangi gerekçeli beyin istemez sizce?

İşin garip olan tarafı ise sırf adına her ne denilmişse, denilmiş. O kadar da önemli bir durum değilken, birileri kadim şehrim Erzurum için, Dadaşlar için bir şeyler zırvalamış. 

İşte bu aşamada bana göre provakatör olan birileri Erzurum’u günah keçisi olarak halka resmetmek için gerçekten de çok pis bir karalama kampanyası başlatmış bulunmaktadırlar.

Neymiş efendim Erzurum halkı tartışmasız iktidara teslim olurmuş da, iktidarın her söylediğine gözü kapalı atlarmış da, bu ve buna benzer daha bir sürü zırva… Bu yüzden de amacı terörsüz Türkiye olan bu çalışmayı anlatmaya ilk Erzurum’dan başlayacaklarını alaylı bir üslupla dile getirmişler.  

Öncelikle şu konuya bir açıklık getirelim.

Evet, Erzurum devletine ve milletine ciddi anlamda bağlı bir şehirdir. Bayrağı uğruna, namus ve din kavramı uğruna ve hatta özgürlük uğruna yapmayacağı, yapamayacağı hiçbir şey yoktur.

Dün olduğu gibi bugün de ve hatta yarın da

Can alır, can verir.  

İşte o yüzden Anadolu’nun hem coğrafya açısından hem de maneviyat açısından çatısı konumundadır. 

Merak edenler tarihine rahatlıkla bakabilir.

Anadolu’ya da ilk buradan açıldıklarını bilmezler belki. Hatta Cumhuriyet ilk bu şehirden alevlendirildi, bu şehirde anlatıldı. Seçimlerin ilk işaretleri bu şehirden veriliyor unuttular mı?  

Dahası da var ya; değmez…  

Erzurum’da devlete ihanet olmaz, devlete satış olmaz, devletle pazarlık olmaz, devletle restleşmek olmaz.

Erzurum’un gururla yaşamış olduğu binlerce yıllık kadim tarihinde bu hep böyle olmuştur, böyle de olacaktır.

Birleri bu şehri ve insanının adını kullanarak kendisine prim yapma hevesindeyse eğer, söylenecek tek bir sözümüz olur; “taaavvv toprah başşan, bu şehere ve dadaşa gurban olasız” der çıkarız işin içinden. Öyle her ağzını açana (!) elimize taş alıp, cevap ararsak şayet bu sokaktan geçemeyiz, bu yolda bitmez…

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —