Vedat Kan

Tarih: 29.07.2025 08:44

Şimdi oturup ağlayacak mıyız?

Facebook Twitter Linked-in

Şimdi oturup ağlayacak mıyız?

En az 3 çocuk ve 3 ağaç…

Haydi o zaman; geleceğe umutla bakan genç bir nesil ve yeşil bir Türkiye için ulusal kampanya başlatalım hemen şimdi… 

Yoksa çocuklar gibi oturup ağlayacak mıyız?

Bu ülke en kısa zamanda yanan bu kadar değerinin yerine hemen yenilerini ekmelidir. 

Ama lütfen bu ekilecek yeni fidanlarımız, yeni ağaçlarımız özellikle de çam olmasın artık…

Çam ağacının aslında bir proje olduğunu birçoğumuz zaten biliyoruz. Bu kadim ve bereketli topraklara gelin meyve ağacı ekelim. Çam dışında daha birçok ağaç türü var onları buluşturalım toprakla.

Özellikle de zeytin ağacı ekelim.

İnsan hayatı için önem arz eden, güzellik arz eden, hatta ve hatta ihtiyaç arz eden ne türden ağaçlar var ise onlara yönelelim. 

Bir de  ekonomimize faydası olacak olanları…

Ama öncelik zeytin ağacı olsun!

Gelin hemen şimdi bir kampanya başlatalım ve nüfus başına en az 10 adet ağaç dikelim. 

Özellikle de dörtte bir oranı veya daha fazlası zeytin ağacı olmak şartı üzere! 

Dağ, taş hemen her yerimiz ağaç olsun.

Zeytinlik olsun.

Yeşillik olsun. 

Can olsun…

Bir yaktılar bin dikelim.

Bin yaktılar, milyonlar dikelim…

Ulusal bir kampanya başlatalım; her okul kaydı için 10 ağaç dikelim. Her evlilik için hatta her araç alım satımı için…

Ev satışında 20 olsun rakam. 

Doğan her çocuğumuz için inadına inadına en az 3 olmak üzere, rakamı devletin ta kendisi belirlesin. Çocuklarımız ile birlikte büyüsünler ve geleceğe adım atılan her anımız yemyeşil olsun.

Belediyeler ruhsat işlemlerine ağaç dikim belgesi eklesinler, işletme ruhsatlarına veya inşaat ruhsatlarına göre sayı belirlesinler. Ağaçsız ev, sokak ve hatta caddeler insan adımına kapatılsın. 

Dağlarımız bomboş olarak atılacak bu adımı bekliyor.   

Parklar, bahçeler ve insanlık onurunun bulunduğu her yer.

Ancak, bir şartımız olmalı değil mi?

Bir ağacı kesen için darağacı kurulsun olmaz mı?

Veya

Ağaca dokunan eli de özellikle anında kesmeliyiz.

Hatta gerekirse böylesi bir rezalete tevessül edecek olanın kolunu bacağını kanunen keserek, âleme ibret olarak ortalıkta sergilemeliyiz. İşte o zaman inanın bırakın ağaç yakmayı, sigara yakacak, yemek pişirmek için ocak yakacak kimse bulamazsınız.

Ya da 

Öncelikle kanunlar çıkarılmalı ve ağaç yakanı, yaktığı ağacın hemen dibine gömmeliyiz. 

Maksat üzüm yemek ise buyurun her yeri bağa çevirelim; yok bağcıyı dövmek ise buyurun meydan sizindir. 

Ne ağaç kalsın, ne de can…!


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —