İbrahim Bayrakçı

Tarih: 12.05.2025 10:38

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK İNANÇSIZMIYDI

Facebook Twitter Linked-in

. İnanan bir insan olan Mustafa Kemal Atatürk, savaş yıllarında ve zor şartlarda kişisel ibadetlerine bile zaman ayırmıştır. Yaptığı ibadetleri huşu içinde tüm içtenliğiyle yapar bu şekilde yapıp gösteriş heveslisi olmayanları sever ve sayardı. Onları hep etrafında görmek isterdi. Ünlü hattat, tamburi ve bestekâr Hafız Kemal Batanay hatıralarında Atatürk’ün zor şartlarda bile ibadetini şöyle dile getiriyor

-.... Müttefik kuvvetlerinin Çanakkale’den çekilmelerini müteakip birliğimiz de istirahat için Edirne’ye sevk edildi. (Ocak 1916) Bir müddet Edirne’de kaldık. Bu arada Anafartalar 19. Fırka Kumandanı Mustafa Kemal’in de Edirne 16. Kolordu kumandanlığına tayin edildiğini duydum. Çok sıkıntılı ve zor günlerin ardından Edirne’de daha rahat ve sakin birhayata kavuşmuş olmamıza rağmen yine de savaşın acıları dinmemiş, izleri silinmemişti. Soğuk bir kış günü Cuma namazı için hazırlık yaptıktan sonra biraz erken Üç Şerefeli Cami’ye gittim. Cami avlusu Cuma için hareketlenmiş, cemaat camiye girmeye başlamıştı. Bu ulu mabed karşısında ecdadımızın büyüklüğünü bir aha derinden hissettim. İçimde camiye girip Kur’an okumak arzusu uyandı. Doğruca müezzin mahfilindeyer almış bulunan müezzinlere yaklaşarak hafız olduğumu ve Kur’an okumak istediğimi söyleyip izin istedim. “Bir subay hem de hafız” diyerek çok sevindiler ve:

-‘Tabi, lütfederseniz, buyurun, okuyunuz efendim.’ dediler. Mahfile çıktım aralarında yer açtılar. Oturdum ve Kur’an okumaya başladım. Kısa zamandacami lebaleb doldu. Cemaat huşu içinde sessizce beni dinliyordu. Cuma saati geldi, ezan okundu ve ilk sünnet kılındı. Müezzinbaşı iç ezanı da benim okumamı işaret etti. Bu teklifi kabul ettim. Bütün vücudumu dini bir heyecan sarmıştı. Hicaz makamında müessir bir ezan okudum. Namaz bittikten sonra cemaatin büyük ilgi ve sevgi gösterisi arasında kalmışken bir er bana yaklaşarak

Efendim, kumandanım sizi istiyor.’ deyince ‘Eyvah resmi elbise ile ezan okuduğum için usule aykırı bir iş yaptık’ galiba diye endişe ve korkuya kapıldım. Maiyeti ile avluda bekleyen kumandana yaklaştım. Bu, Anafartalar’da savaşın akışını değiştiren dahi, efsane kumandan Albay Mustafa Kemal idi. Heyecanım bir kat daha arttı. Neyle karşılaşacağımı bilmiyordum

Bana:

- ‘Oğlum terbiye görmüş güzel bir sesin var. Okuduğun ezanı çok beğendim ve duygulandım. Seni tebrik ederim.’ deyince biraz rahatladım.

- İsmin?

- Kemal efendim.

- Adaşmışız. Hangi kıtada bulunuyorsun?

- Efendim, 16. Telgraf Bölüğü’nün hesap memuru olarak tayin edildim.

Yaverineİsmini ve kıtasını yaz dedi, sonra bana dönerek:

- Oğlum Edirne’de kaldığımız süre içinde ben Cuma namazına hangi camiye gidersem sen de o camiye gelecek ve iç ezanı okuyacaksın.

- Baş üstüne efendim, diyerek kumandanı selamladım. Sonragirinceye kadar Kur’an okudum. Sesime hâkim ve rahattım. Caminin iç mekânının güzellik ve ihtişamı, cemaatin kalabalık oluşu da beni coşturdu, okuyuşuma heyecanıma tesir etti. Duyduğum zevk ve huzuru anlatamam. İç ezanı da aynı hal içinde aşkla okudum. Namaz çıkışı etrafımı saran meraklı, takdir ve hayranlıklarını ifade eden cemaat arasından yine avluda maiyetiyle beni bekleyen Mustafa Kemal’e selam verdim. Elini uzattı, hemen elini öptüm.

- Bana

- Oğlum! Bugün yine bizi yaktın. Gelecek haftaya hangi camiye gidersem sen de oraya geleceksin.

Ertesi hafta Eski Cami’ye gitmem emredildi. Orada da Kur’an ve ezan okudum.”

1.Muhittin Serin,

2.Türk Hat Üstadları

3, Kemal Batanay, Bestekar, Tanburii, Hattat, Hafız Kubbealtı Neşriyatı, İstanbul, 2006, s. 31-32


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —