Serdar Şahin

Tarih: 20.05.2025 10:19

Lozan Öncesine Gidenler, Heveslendikleri Mazilerine Gömülürler.

Facebook Twitter Linked-in

Birinci Dünya Savaşı Sonrası İngilizler, bölgedeki diğer milletler vaat verdikleri gibi evet Kürtlere de bir devlet kurma vaadinde bulundu. İngilizler Kürtleri kendi hegemonyasının Kuzeyinde Misak-ı Milliye ait Musul ve bölgesine tampon olması için düşünüyordu. Hemen kuzeyine ise Ermenistan devletini kuracaktı.
Sonra İngilizlerin belgelerinde belirttiği üzere güvenmediği Kürtlere toprak vermekten vaz geçtikleri de görülüyor.
Şimdi bu noktada iki tespitle konuyu kısaca açalım.
1- Kürtlerin devlet kurmasına umutlandıran ve elinden alanlar İngilizler ise, bunu (Kürt akademisyenler ifade ediyor) devlet kurmak isteyen Kürtler sorunlarını İngiltere ile çözsünler. Onlara itiraz etsinler. Varsa savaşları İngilizler ile yapsınlar. İngiliz belgelerinde “Kürtlere ne kadar güvenmesek de onları kullanmamız çıkarlarımız gereğidir” diye kayıt düşülmüştür. Bu olanlarda sonra batı Osmanlının parçalanmasıyla birlikte hırslı ve hevesli ayrılıkçılığa teşne Kürtleri kullanılabilir aparat olarak hep kullanışlı buldular. Bir şey verdiler mi? Tabii ki hayır.

Irak’ın işgalinde de aynısı olmadı mı? Özerkliği aldılar, bölgede devam eden menfaatlerine matuf, Amerika’nın zoru ile de özerkliği ellerinde tutuyorlar. Özerk yönetim sömürgeci arkadaştan petrolden elinizi çekin, burası bizim devletimiz, bizim toprağımız ve bizim petrolümüz diyebiliyor mu? Yani özerk bölge, Irak’ın mı? Amerika’nın mı özerk bölgesi anlaşılamıyor. Amerika bölgedeki sömürüsüne son verse, Kürtlerin yalnızlaşacağını her kes biliyor. Yalnızlaşırsa size ne olur? Neyse…

Birinci tespitimize göre Kürtler devlet kuramama heveslerini İngilizlerle halletmeliler. Konunun Türkiye ve Türkler ile bir ilgisi yok. Hayalini kurduran da İngiltere, umutlarını suya düşüren de İngiltere.

2- İkinci tespitimi ve benim benzersiz tezim ise, İngilizlerin iddiası ile Ermenistan ile sınır komşusu olacak olan Kürtlerin, Filistin mesesi gibi bir kaderle karşılaşacağı düşüncesidir. Osmanlı Toprağını Filistinliler ile ele geçiren İngilizler, toprağı olmayan Yahudilere toprak vererek nasıl bu zamana kadar Filistinlileri katlettirdiler ise, 1915 sonrasında daha çok Osmanlı vatandaşı Kürtleri katleden Ermenilerin eline zayıf Kürtleri bırakabilecekleridir. Kaldı ki Sevr de Rumlar ve Ermeniler ile Türkleri Anadolu’dan atacak, sınırları 1071 öncesine çekerek Şark meselesini hal etmiş olacaklardı. 1071 den önceye çekildiğinde Kürtler Anadolu’da Hakkâri bölgesinde kısmi olarak bulunuyorlardı, Ermeniler acaba Şark meselesinin çözümünde, İngilizlerin güvenmediği Kürtleri geri itmek için katletmeyecekler miydi? Ben Sevr hevesi ile devlet kurabilirdik, İngilizler engelledi diye iştahla anlatan akademisyenleri bir de buradan bakmalarını öneriyorum. Öyle ya, doğuda en çok Osmanlı vatandaşı Kürtleri katleden Ermeniler, Sevr ile kalan Türk devletine saldırarak akıllık etmezlerdi. Zayıf ve batının silah verirse var olacağı, Hristiyanlar kulübü tarafından iki dudağının arasında kalacağı, daha önce mamur bir devlet kurmamış Kürtlerin yaşadığı topraklara saldırırlardı. Kaldı ki o dönemde Karadeniz’den Akdeniz’e kadar bir ülke vaat edilen bir Ermenistan’dan bahsediyoruz. Doğuda çoğu Kürt Osmanlı vatandaşı 503 bin insanı katleden Ermeniler bugün bir tane bile Kürt bırakır mıydı? Sormak lazım. Türkiye’ye düşmanlık yapmış ve ayrılmış Kürtler nereye sığınırlardı? Düşündüler mi?

Saddam katliam yaptığında Amerika korudu, topraklarına Kürt mü aldı? İngiltere, Fransa üç beş Kürdü insani açıdan mı korudu? 2 milyon Kürt Türkiye Cumhuriyeti topraklarına geldi ve canını korudu. O canını koruyan devlete ve devleti kuran Kahraman 35 bin Türk şehidine ve 700 e yakın kahraman Kürt şehidine dua etsinler.

Benim ikinci tespitim ve tezim Ermeniler Kürtleri İsrail’in Filistin’e yaptığı gibi işgal yolu ile katledecekleri kuramımdır. İngilizlerin Filistinlileri kullanarak işgal ettiği Filistin örneği önümüzde.

Bunlardan ayrı olarak Sevr’den Lozan’a giden süreci ele alarak konuyu bağlayayım. Sevr de kime ne toprak vaat edilirse edilsin Kurtuluş Savaşı ile Misak-i Millîyi hedefleyerek 35 bin şehit verdik ve Hatay hariç şimdiki sınırlarımızı kazandık. Hatta ayrılıkçı olmayan Kürt kardeşimizde bizimle Kurtuluş Savaşında katıldı ve 600 küsur Kürt kardeşimiz ayrılıkçı hainlere rağmen kahramanca şehit oldu. Biz bugün Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasında tüm ayrılıkçı Kürt hareketlerine rağmen, Türk evladı dedelerimizle omuz omuza kahramanca can veren Kürt dedelerimiz vesilesiyle hala dedelerinin izinden giden ayrılıkçı olmayan, et ile tırnak olduğumuz Kürtleri sayar ve severiz, hatta bizden ayırmayız. 1200 yıllık kardeşliğimizi üç beş çapulcunun hala meydan okumasına feda etmeyiz. Kaldı ki anayasamızın 66. maddesine göre etnik kökenine saygı duyarak Türkiye de tek yumruk olmak için, Türk milleti kavramında birleşiriz. Anayasamızın 66. Maddesi milliyetçi bir atıfta bulunmakta, ırkçılığı reddetmektedir. Kürt ırkçılığı yaparak ayrılıkçılığı sürdürenler, ırkçı düşünceleri ile bütünleşmeyi reddetmektedirler. Etnik ayrımcılık ile oluşan ulus kavramının altını oymaktadırlar.
Tüm bunların ışığında benim son sözüm, ayrılıkçı olmayan Kürtler, Türkiye gibi 400 milyonluk Türk Dünyasının ve bu güçle Dünyanın şerefli üyesi ve kardeşlerimizdir. Güveliği ortak güvenliğimiz, refahı ve konforu ortak refah ve konforumuzdur. Ermenistan ile Filistin gibi zulme uğrayabilecek küçük ve uydu bir devlet içinde olmaktansa, 1200 yıllık kardeşlik hukuku ve devlet içinde var olma şiarıyla yeniden güçlenen Türk devleti Türkiye’nin, onurlu bir üyesi olmanın şerefini yaşamalıdırlar. Sevr rüyaları görenler, Kurtuluş savaşı ile mağlup olmuşlardır ve bu mağlubiyetleri ilelebet sürecektir.
Türkiye ilerlerken Türkiye’ye kalbi ile bağlı insanlarla ilerleyecek, tüm Türk ulusu; geçmişte kalanları, özledikleri mazilerine gömmeyi bileceklerdir.
Serdar Şahin
16 Mayıs 2025


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —