KÜRT KORİDORUNDA GAZETECİLİK kitabını büyük bir dikkatle okudum.
Kitabın yazarı THA’nın sahibi Kadri Kayabal’ın torunu Kadri Kayabal.
Niyazi Dalyancı, Bedri Kayabal , Ekrem Sunar ve Bob Mayer Türkiye üzerinden İran’a giriş yapıyorlar.(Kasım 1978)
Katır sırtında İran üzerinden Irak’a giriş yapıyorlar.
Celal Talabani ile röportaj yapıyorlar ve yine İran üzerinden katır sırtında Türkiye’ye dönerlerken İran istihbarat örgütü SAVAK THA mensuplarını derdest ediyorlar.
Ben 15 Kasım 1978 tarihinde Rızaiye (Urumiye) Başkonsolosluğumuzda yeni göreve başlamıştım.
Batı Azerbaycan Eyaleti SAVAK Başkanı şii bir Kürt General.
Özel ricam üzerine ve Urumiye’de göreve yeni başladığımı dikkate alarak gözaltındaki gazetecileri serbest bıraktı.
Hatta bir gece Bedri Kayabal ile birlikte Başkonsolosluk konutunun salonundaki koltukların üzerinde uyuduk.
O yıllarda Konsolosluk gazyağlı sobalar ile ısıtılıyordu.
Siverekli Kavas Abdullah Sincap’ın hazırladığı çorbaya Bedri Kayabal ile birlikte kaşık salladık.
Torun Kadri Kayabal’ın kitabında benden bir satır dahi bahsetmemesine gerçekten üzüldüm.
Acaba her zaman İYİLİKTEN MARAZ MI DOĞUYOR?
Vahit Özdemir
(E) Diplomat
28 Ekim 2025