Uzmanlara göre korku öğrenilmiş bir duygudur. Çocukluk çağındaki küçük yaşlardan itibaren ailesinden ve etrafındakilerin korkusunu öğrenir. Aileler, bıkmadan usanmadan tehlikenin yaşatılabileceği pek çok şeyi sürekli olarak anlatırlar. Örnek olarak devam eden, öcüyü, iğneciyi, doktor, Resmiyi, canavarı bu gelişmelerdeki şeyler listelenir. Bu defa da çocuk doktorası veya gidişat süresi boyunca oldukça zorlanırlar. Örneğin korkutulan meslekler listesindeki diş doktorluğu da nasibini almıştır.
Binanın yapısından korkması endişesiyle yatak odasında ışık yakılır. Bu arıza anne gece durur, çocuk korkusu mu diye telafi edilir kontrol eder. insanların ışığı söndüğünde korkulursa sokar. Bazı ailelerde anne psikologların odalarında ışık yakmayın demesine tepki gösteriyor, 'Olmaz, onun odası karanlık olursa ben rahat edemem, uyuyamam.' Der. Sonra da itiraf eder bu korku çocuk korkacak korkusu değil de annesinin bir endişesidir. Bu anne daha önce bir çocukken bebekken kaybetmiştir, bu çocuğu da kaybetme korkusu o kadar yoğundur ki her gece ortamdan çocuk nefesi yer alır mı diye kontrol eder. 'Ben doğduğumda onun yaşadığını yaşamadığını karanlık odada nasıl görebiliyorum ki? Benden çocuk odasındaki ışığı söndürmemi lütfen istemeyin' demiştir. Bu tür annenin kendi yaşadığından gelen bu korku süreci içinde belgelenir, geçer. Çocuk da annesi üzülmesin, endişelenmesin, huzursuz olmasın diye odasında ışık ister. Anne de 'çocuk istiyor, ışık olmadan kesinlikle uyumuyor' der ve bunun karşılığında sığınır. Burada olduğu gibi ailelerde, pek çok korkuyu yaşama hayatına sokarlar.
Çocuğu odasında bazen de bir gece lambası yanık bırakılır. Yada koridorun veya tuvaletin ışığının yanık tutulmasına dikkat edilir. Sadece bununla da kalınmaz. Dışarıdan gelen sokak lambaları veya reklam panolarının ışıkları geliyorsa anne çok rahatlar ve perdeyi açık bırakır ki bu ışıkların içine dolsun. Oda gündüz gibi aydınlansın ister. Bu defa aydınlanmış böyle bir odalarda kalmak çok zor olacağı için çocuk türü bir şekilde bozulmaz.
Bir başka durumda çocuk aktiviteleri ile uğraşırken hoş, ışıklı bir şekilde uygulandığı için bu örtülü gölgeleri olduklarından büyük görünmek için çocukların bunları korkutup onlara benzetebilirler. Örnek olaylara, korkunç yaratıklara, canavarlara benzetilmekten daha fazla korkarlar. Beyin gribi görünen nesneyi hemen yapılandırır. Bu otomatik olan beynin bir işlevidir. genel olarak nesnelerine benzetme yapılır. Çocuk karanlık ortamda iken nesne ile ilgili bir benzetme yapmak zorunda kalır. Tamamen bozulmada böyle bir benzetme durumu ortaya çıkmaz. Bir ailelerin 6-7 yaşlarında sonra çocuklarını geç miktarda yatırmasından dolayı çocukların TV'lerinde onlar için uygun olmayan filmler, olayları izlerse veya gece uykuları zorlaşır. Hatta korku filmi izlenenler bazen 1-2 ay gibi uzun bir süre bile kendi başlarına uyuyamazlar. Hep öğrencilerinin anne babalarının yanında giderek 'korkuyorum odamda canavar var, cadı var' diyerek korkularını dile getiriyorlar. Hatta anne bu durumda çocuğu yatırsa bile çocuk gece tekrar devam edebilir. Bu durumda çocuk 'odam karanlıktan uzaklaşacak' demekte, hatta gündüz karanlık olan bir başka yolculukta gittiğinden korktuğunu ifade etmektedir. Bazı durumlarda böyle bir korku filmi seyredildikten sonra çocukların yalnız diğer kişileri geçemediklerini, hatta tuvalete bile gidemediklerini biliriz. Bu durumda anneye daha fazla bağlarlar, yapıştırırlar. Anne yanlarında olmadan hiçbir şey yapamazsınız, hiçbir yere gidemez hale gelirler.
Bütün bunların en başı çocukların kendi odaları olması, kendi yatakları olabileceği ve erken yaşta yaşlanmasıdır. Yapılması gereken ya doğduğunda kendi odasının olmasına dikkat etmek ya da 2 bölümden çocuğun yatağını odadan çıkarmaktır. Bu konuda aile bulmaksa mutlaka, vakit geçirilmeden bir psikologdan destek alınmalıdır.
Bu durumda gözden kaçmaması gereken en önemli şey çocukların yaşlarına göre bir uyku saatleri bulunmasıdır. Bu saat aile belirlemelidir. Bu saat sabit olmalı, hiç değişmemelidir. Örneğin 2-6 yaş için uyku saati 8-9.30 arası aile yaşantısına en uygun saat olmalıdır. 7-12 yaş arasında ise yine 8-9,30 arasında olmalıdır. Bu saat 12-14 arası 10-10.30 olmalıdır. 15-18 yaş arasında ise gencin yatma saati 11 olmalı ama kesinlikle 11'i markalı olmamalıdır. Yatma saati konusu çocukla açık ve net bir şekilde konuşulmalıdır. Çocuk sat kaçta yatması bilmelidir. Bu düzen çocuğu ve aileyi oldukça rahatlatacaktır. Özellikle ışık konusuna geldiğimizde çocuk yatana kadar bir ışık veya başucu lambası olabilir. Çocuk kitaplarını okumak veya yaştaki küçükse kitapların resimlerini görmek isterseniz. Yatma saatindeki odadaki tüm ışıklar söndürülmelidir. Dışarıdan gelen ışık konusunda önlem alınması. Ya odası değiştirilmeli ya da fon kartonu veya kalın perde, güneşlik, panjur gibi bir engelleyici ile ışık kesinlikle ortadan kaldırılmalı, kesilmelidir. Proje odasının kapısı camlı ise bu camlar mümkünse ışığın geçirilmeyeceği şekilde engellenmelidir. Koridorun veya tuvaletin ışığı bırakılmamalıdır. Eğer çocuk tuvaleti için büyüyorsa ya kendisi ışık yakar ya annesine seslenir ya da bir süre sonra gece yarısı kapanmamaya başlar. Gece yarısı tuvalete mutlaka gidilmesi gerekmez. Çocukların tuvaletlerini tutabilmeyi çok kolay öğrenirler. Karanlık korkuları bazen aileye mesaj vermek için bir yardım istememe yolu olabilir. Böyle bir ailede yaşanan bir yoksulluk, sorun olduğu anlaşılıyor. Aile çocuğunun neden rahatsız olduğunu bulmalı ve rahatsızlığı veren her şeyi ortadan kaldırmalıdır. Bu aşamada psikolog onlara yardımcı olacaktır. Karanlık korkusu birde çocuğun kardeşi olup olmadığı, odasını kardeşine verildiğinde veya yaramazlık yapmasın ben hastalanırım, büyürüm gibi korkutmalardan sonra ortaya çıkabilir. Birde oyunun yanında o anlamaz, aklı ermez diye düşünüp onun yanında ebeveynlerinin kafalarını karıştıracak konuları konuşacak, tartışacak, kavga edecek, ses tonlarının yükselmesi, şiddet olaylarının yaşanmasına sebep olabilir. Karanlıkta tacize uğramak, içeride korkulacak bir durumla karşı karşıya kalmak karanlık korkusunu olabilir. Böyle bir olayın karanlık korkusunun nedeni bir psikolog tarafından bulunmalı ve ortadan kaldırılmalıdır. Korkan çocuklar bazen olmayan arkadaşlarda edinebilirler, bu durumdan korkmayın, onlara kızmayın. Onlar korkularını yatıştırabilmek için bu tür arkadaşlar geliştirebilirler. Sorunların kaygı ve kaygıları geçerken bu olmayan arkadaşlarda hemen ortadan kaybolurlar. Olmayan arkadaşlarna siz de katılabilir, birlikte oyun oynayabilirsiniz. Bu konuyu psikologa doğru anlatacaktır. diğer kişileri yanlış anlayabilir ve üzebilirler. Karanlık ve tüm korkuların tedavisi vardır. Bu konunun yapılması gereken gecikmeden bir psikologdan yardım istemektir