CHP tükeniyor mu ne?
Bu iş sadece Aydın ile sınırlı mı kalacak diye bir soru sorsak; zannetmiyorum derim.
Hem de Türkiye’nin taaa öteki ucundan.
Başka belediyelerin, başka meclis üyelerinin ve daha başka insanlarımızın CHP den istifa ederek, başka partilere, özellikle de iktidar partisi AK Partiye geçiş yapacaklarına inanıyorum.
Her ne kadar CHP de birileri bu işe iktidarın mahalle baskısı gözüyle baksa da, görünürdeki asıl suçlu CHP nin kendi içerisinde yer alan ve partinin bu denli çözülerek dağılmasına sebebiyet verenlerdedir.
CHP de “kral çıplak” seslerini duymayanların, bu dağılmalara işlerine gelmediği için tepki göstermeyenlerin, ülkede bulunan tüm siyasi aktörlerin CHP de son yıllarda yaşanılanları görmesine ve eleştirmesine rağmen; CHP de birilerinin bu duruma kulak asmamaları bu çözülmenin sadece üst tabakasını oluşturmaktadır.
Alttan kaynayan kazanın bu erimeyi ve dağılmayı ne denli hızlandıracağına da, Özel’in özgürce bu partiyi bilinçsiz bir biçimde ve mirasyedi savurganlığında har vurup, harman savurması belirleyecektir.
Özgür beyin, hiç te adı gibi olmayan ve olmadığı da çok aşikâr olan yaklaşımıyla; CHP gibi kadim bir partiyi uçurumun kenarına doğru birileriyle inatlaşarak nasıl sürüklediğini Aydın’da ki Topuklu Efe gördü ve daha fazla katlanamayacağını anlayarak, ilk durakta CHP gemisinden indi.
Bu olaya biz böyle bir bakış açısıyla yaklaşıyoruz ve Aydın’dan sonra sökün edecek olanlara da aynı nazarla bakacağımızı ifade edebiliriz.
Çerçioğlu bu şekilde hareket ederek, sıkıntılı bu yolculuk esnasında olması kesin olan bir fırtınadan hem Aydın ilini, hem de belediyesini kurtardı diyebiliriz.
Kim ne derse desin Topuklu Efenin yapmış olduğu manevrayı olması gereken, hem de bir efeye yakışacak bir hamle olarak görebiliriz. Bunu mücadeleden kaçmak gibi göstermeye çalışanlara “gelinen bu anlamsız noktada, neyin ve ne için verilen mücadelesidir” diye sormazlar mı?
Tüm Türkiye’nin gözü önünde cereyan eden ve özellikle de kongre öncesi ve sonrasında meydana gelen CHP deki iç huzursuzluğun ana kaynağını; kongre süreci ve öncesiyle uzaktan yakından bağdaştıramayanların, CHP içerisinde meydana gelen menfaat çatışmalarının ve bilinçli ötekileştirmelerin geldiği noktanın, sadece bu Aydın ve ilçeleri örneğindeki gibi olmayacağı kanaatindeyiz.
Kendi şehrim Erzurum için de aynı şeylerin söz konusu olduğunu ve bu kadim partinin bu şehirde de yokları oynayarak her geçen gün tükendiğini ve kendisine gönül bağlılığı içerisinde birliktelik sağlayan taraftarlarını da üzdüğünü açıkça belirtebiliriz. CHP kavramına ve amacına uygun düşmeyen hal ve hareketlerin son yıllarda bu şehirde CHP yi bir siyasi partiden daha çok, menfaat kapısı olarak görüldüğü gerçeğini gizleyememektedir.
Her ne kadar burada, bu şehirde de birileri; mevcut durumda iki ilçe belediyesinin seçim sonrasında kendilerinde olduğu teziyle avunsalar da, Çat ilçesinde var olan Arif Hikmet Kılıç ve Şenkaya ilçesinde ki Görbil Özcan gerçeğiyle birlikte iktidar partisine olan tepki oylarını da es geçmektedirler. İşte bu gerçeklerden yola çıktığımız zaman CHP nin Erzurum’da bir başarısından bahsedilecek ise sadece ve sadece Çat Belediye Başkanı Arif Hikmet Kılıç’ın ve Şenkaya Belediye Başkanı Görbil Özcan’ın ilçelerindeki yöre halkının gönlünde oluşturdukları muhabbetin başarısına borçlu olduklarını unutmamalıdırlar.
Erzurum’da olmayan ve olacağına da inanmadığımız bir partinin ve teşkilatının; bugün aynı şekilde birilerine ısmarlama gösterisiyle sahaya indiği gerçeğinden bahsedenlerin geçtiğimiz 10 Kasım’da saat 9 u 5 geçe nerede olduklarını hep merak etmişimdir.
Bu şehir; kadim şehir Erzurum’dur ve Orhan Şerifsoy’un alın terinin, emeğinin ve dahi hayallerinin bulunduğu bir şehirdir. Kendi gönüldeşlerine dahi ısmarlama tehditlerle yaklaşan, disiplin soruşturmaları ve görevden uzaklaştırma gibi ayak oyunlarıyla yaklaşan bir parti anlayışının ne Türkiye’mizde, ne bu kadim şehirde ne de Atanın hayalleriyle kurduğu kadim parti CHP de işi ve yeri yoktur, olamaz…
CHP nin her geçen gün tükendiğini ve ciddi bir uçuruma doğru sürüklendiğini ve sıkıntılı bir ideoloji at gözlüğüyle takip ettiğiniz yolun nereye çıkacağını göremiyor iseniz, yarınları meçhul olan bu yolculukta yoldan ayrılmak isteyenlere “yoldan çıktı” veya “topukladı” gözüyle değil, “uçuruma sürüklenmekten kurtuldu” gözüyle bakmak en güzeli.
Eli kulağında ve yeni çözülmeler yolda.
Bunu anlamak için adı gibi özgür olmayan Özel beyin bakışlarındaki korkuyu görmeniz yeterli…