Kadir Uğur Yılmaz

Tarih: 07.10.2025 12:25

Bir Cumhuriyet Kadını: Banu Avar

Facebook Twitter Linked-in

Cumhuriyet’in kadınları kolay yetişmez… Onlar rüzgâra göre yön değiştiren, makam ve menfaat karşısında eğilen insanlar değildir. Onlar, Mustafa Kemal Atatürk’ün “Türk kadını yerlerde sürünmeye değil, omuzlarda taşınmaya layıktır” sözüyle hayat bulan ideali temsil ederler. İşte Banu Avar tam da bu ideali yaşatan, kalemiyle ve cesaretiyle Türk milletine gerçeği hatırlatan bir Cumhuriyet kadınıdır.

Bugün televizyon ekranları, gazeteler ve internet mecraları yabancı fonların, küresel kalemlerin, siyasi aparatların cirit attığı bir alana dönmüşken; Banu Avar yıllarca tek başına dimdik durdu. Onun yaptığı gazetecilik, sadece haber vermek değil, milletini uyandırmak, unutturulmak istenen tarihini hatırlatmaktı. “Sınırlar Arasında” programında sadece coğrafyaları değil, o coğrafyalarda yürütülen oyunları da anlattı. Balkanlar’dan Orta Asya’ya, Kafkasya’dan Ortadoğu’ya kadar Türk dünyasının nabzını tuttu, emperyalizmin nerede hangi maskeyle karşımıza çıktığını cesurca ortaya koydu.

Banu Avar, gazeteciliği bir meslek değil, bir milli görev olarak gördü. Gerçeği eğip bükmeden, kimseye yaranmadan, “Batı’nın medeniyet yalanını” cesaretle ifşa etti. Onun için “tarafsızlık”, vatanına kayıtsız kalmak değildi; tarafını açıkça ortaya koymak, Türk milletinin tarafında olmaktı. İşte bu yüzden onu sevmeyenler hep Batı hayranları, küresel projelere hizmet eden sahte aydınlar oldu.

O, kalemini satmadı. Ekranlarda alkış almak yerine susturulmayı göze aldı. Çünkü biliyordu ki, hakikati söyleyenin sesi bir gün mutlaka yankı bulur. Bugün gençler onun programlarını yeniden izliyor, kitaplarını okuyor, “bizimkilerden biri” diyor. Çünkü Banu Avar’ın dili, bu toprakların diliydi. Düşüncesi, Türk’ün bağımsızlık düşüncesiydi.

Bir kadın olarak değil, bir Türk aydını olarak Banu Avar, bu milletin hafızasında özel bir yer edinmiştir. O, “kadın” kelimesinin yanına cesaret, onur, duruş ve vefa kelimelerini yazdırmıştır. Kalemini bir silah gibi kullanmış, gerçeğin peşinde koşarken hiçbir tehdide, hiçbir baskıya boyun eğmemiştir.

Bugün Türkiye’de “gazeteci” sıfatını kirletenler çoğalmış olabilir, ama hâlâ Banu Avar gibi Cumhuriyet kadınları var oldukça, bu milletin umudu tükenmez.

Çünkü o bize şunu hatırlattı:
Gerçek gazeteci, halkına değil efendilerine hizmet eden değildir. Gerçek gazeteci, Türk milletinin gözü, kulağı ve vicdanıdır.

Ve Banu Avar, işte tam da budur:
Bir Cumhuriyet kadını, bir Atatürk gazetecisi ve Türk milletine adanmış bir dava insanı.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —