Ferit Karakoca

Tarih: 14.11.2025 08:18

BARİ DARAĞACI KURUP HEPSİNİ ASIN…

Facebook Twitter Linked-in

Futbolda adalet dediğimiz şey ne zaman gerçekten adalet oldu?
Ne zaman “eşitlik” kelimesi tabelalarda kaldı, “vicdan” ise yüreklerden çekildi?
Bugün yaşananlara bakınca insanın aklına tek bir cümle geliyor:
Bari darağacı kurun da hepsini asın!

Çünkü başka türlü açıklanacak gibi değil.

Bu memlekette profesyonel liglerin isimleri bahis şirketleriyle anılır.
Eski federasyon başkanı bahis şirketi sahibi olur; mevcut kulüp başkanlarının bir kısmı aynı şekilde bu işten para kazanır.
Liglerde yıllardır herkesin bildiği, dillendirmediği türlü hatır şikeleri, kayıt dışı ilişkiler yaşanır.
Sonra birileri çıkar, “Dürüstlükten” bahseder.

İnsanın yüzü kızarır biraz, değil mi?

Ama hayır.
Kızarmıyor.

Gelelim günün meselesine:
Bahis oynadığı gerekçesiyle ceza verilen futbolcular.
Onlardan birileride Erzurumspor’un genç oyuncuları .

Furkan Özkan, Cengizhan Bayrak,ilkan Sever,Murat Cem Akpınar , Mert Önal ve Hüsamettin Yener

TFF Disiplin Talimatnamesi’nin 57. maddesi diyor ki:
“Bu talimat kapsamındaki kişiler bahis oynayamaz.”

Peki bu madde ne kadar açık?
Bir amatör futbolcu bu kapsama girer mi?
Malzemeci? Masör? Kulüp çalışanı?
herhangi bir takımın oyuncusu Uganda  Ligi’ne oynarsa suç mudur?

Hiçbiri belli değil.
Kanun var ama netlik yok.

Evet, kendi maçına bahis oynamak kabul edilemez.
Bu hem etik hem sportif hem de hukuki bir suçtur, tartışmaya kapalıdır.

Ama başka liglere, başka ülkelere, kendi maçlarıyla ilgisi olmayan karşılaşmalara oynayan genç çocukları,
koskoca bir sektörün ortasında bir suç makinesi gibi göstermek…
Bu nasıl bir adalet anlayışıdır?

Bu memlekette
* Televizyonda,
* Bidboardlarda,
* Sahalarda LED panolarda,
* Takımların formalarında,
* Spor programlarında
bahis reklamları yağıyor.
Bahis sektörü milyonlarca dolar katkı sağlıyor.

Yani devlet, federasyon, kulüpler, hatta medya kazanıyor.
Bir tek bu genç çocuklar oynayınca kıyamet kopuyor.

Bu mudur adalet?

Hukuk sadece “yazılı olan” değildir.
Hukukun temeli kamu vicdanıdır.
Adaletin çimentosu insaf, ölçü ve mantıktır.

genç futbolculara  ceza verilirken 
O cezaları yazarken hiç mi düşünmezler:
“Bu çocukların aileleri, geleceği, emeği ne olacak?” diye.

Ektiği tarladan kazanamayan çiftçiye kızmıyoruz,
kira parasını denkleştiremeyen işçiye kızmıyoruz,
ama gece stres atmak için başka ülke ligine birkaç lira oynayan gence öyle bir kızıyoruz ki
sanki memleketin bütün günahlarını o işlemiş.

Bu mudur sporun ahlakı?
Bu mudur devletin adaleti?

Ben Furkan Özkan’a ve benzer şekilde cezalandırılmış tüm futbolculara verilen kararları protesto ediyorum.
Çünkü yanlış.
Çünkü orantısız.
Çünkü vicdana sığmıyor.

Gençleri korumak yerine onları darağacına çıkarmak değildir çözüm.
Çözüm 57. maddeyi açık, net, adil hale getirmektir.
Çözüm sporun içine yıllardır yerleşen çürümeyi temizlemektir.
Çözüm, güçsüze değil, güçlüye bakabilmektir.

Ama eğer güçlülere dokunamayacaksanız,
en azından bari darağacı kurup hepsini asın da
bu ikiyüzlülük sona ersin!

Sevgiyle ve umutla 
Kalın sağlıcakla.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —