19 Mayıs 2024 tarihinde Aras nehri üzerine inşa olunan “Hudaferin” barajının kullanıma açılması ve “Kız kalesi” barajının açılış töreninde konuşması sırasında İran Cumhurbaşkanı Seyit İbrahim Reisi –“Biz tabi ki, kardeş, komşu ve dost ülkeleriz. Azerbaycan’la İran’ın ilişkisi komşuluk ilişkisinden daha üstündür. Bu da akrabalık ilişkisi demek oluyor”-demişti.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev de onun sözlerine kuvvet olarak –“Bölgenin gelişimi ve kalkınması bölgedeki ülkelerde yaşayan halkların iradesi sayesinde sağlanmalıdır. Bölgeye ait olmayan ülkelerin bizim işlerimize müdahalesi kabul edilemez durumdur. Eğer kimse buradan binlerce kilometre uzaklarda olan ülkelerin başkanları bu bölgede her hangi sonuç almak istiyorsa, bizimle görüşsünler, yersiz ve gereksiz müdahaleler bu güne kadar hiç verimli olmamış ve olamaz da”-diye bir yerlere mesaj göndermişti.

Bu önemli gelişmeden sonraki gün helikopter kazası sonucunda beraberindeki yüksek düzey devlet erkanları ile birlikte hayatını kaybetti.
Bu iki baraj bölgede elektrik enerjisi sağlamaya, “yeşil enerji” üretimi ile bölge halkına refah oluşturmaya hizmet edecektir. Dolayısı ile İran’ı parçalamaya yönelmiş planlar işleyemeyecek, sıra da Türkiye’ye gelmeyecek. Bu duruma orta Asya halklarını bir birilerine düşman ederek bölgeyi parçalara ayırarak “parçala, böl, yönet” hülyası ile binlerce kilometre uzaklardan tepemize çökenleri ve onlara önayak olan İsrail yönetimi öfkelendirmiş olacak ki, bu esrarengiz kaza sadece bir gün sonra baş verdi. Sosyal medyada Azerbaycan devletini İsrail’e destek olduğu için oldukça eleştiren, “böyle kardeşim olamaz, İsrail’i destekleyen benim kardeşim olamaz” yorumlarını çok görüyorum. Öncelikle bize daima yaklaşmak ve destek vermek isteyen İsrail devletidir. Nedeni, İran’daki 40 milyon Azerbaycan Türk’ü bağımsız Güney Azerbaycan devleti kurmak ve İran kolonisinden, fars rejiminden kurtulmak istiyor ve bu İran’ı zayıflatmak için İsrail’e büyük bir kozdur. İsrail “bağımsız Güney Azerbaycan” için biz Azerbaycan halkını teşvik edip, yardımcı olacağını dile getiriyor. Doğrudur, İsrail İran’da ağır rejim hayatı yaşayan güneyli Azerbaycan halkının bağımsızlığı için destek olur, fakat asıl amacı İran’ı parçalayarak zayıflatıp, İran’ın tampon bölge olmak engelini aşarak hızla Türkiye’yi ateşe atacak, “vaat edilmiş toprakları” geri almak için Türkiye’ye karşı adımlar atacak. Bu büyük manzarayı halkın çoğunluğu göremiyor. Tabi ki, tv kanalları zaten halkın algısını yönetmek ve büyük güçlerin istediği yönde halkı kandırmak amacı için vardır. Gerçekleri haykıran ender analistleri de fazla dinleyen yok.
İran ile Azerbaycan düşman gibi görünüp aykırı siyasetle garezli davranışlar, eylemler sergilese de son günlerde “yaramaz çocuk” İran ülkesinin güvenliğinin Türkiye ve Azerbaycan devletlerine bağlı olduğunu sanırım nihayet anladı. Ama “duymaması, görmemesi gerekeni görüp” hiç ummadığı bir hamle ile hayatını katil eli ile kaybeden masum tanık gibi bu gerçeği fark ettiği anda büyük bir kayıp verdi.
İran’ın bu olaydan sonra ders alması gereken 2 önemli gerçeklik:
1.Türkler olmazsa İran kısa zamanda biter.
2.İran devletinin güvende olmasını istiyorsa kiminle düşman olması gerektiğini iyi seçmelidir.
Bunları çok net göre bilmesi için helikopter kazası baş verince o kadar arama –kurtarma ekipleri olay yerine intikal etmesine rağmen bulamayınca Türk AKINCI İHA-sı devreye girdi ve iki saat içinde buldu.
Enkazı bulduktan sonra dönüş yolunda Van üzerinde dolaşarak havada ay yıldız çizmenin de mühim bir mesaj olduğunu her kes – İran, ABD, İsrail paylarına düşen mesajları aldılar.
Bundan sonra baş verecekler daha kritik döneme girdiğimizin emareleri olacaktır. Ülkemiz ve Azerbaycan devleti için daha dikkatli, temkinli adım atması gereken bir süreç başlayacaktır.
İsrail yönetimi gözünü kan bürümüş hırsla kendilerinin uğursuz sanrısı olan o “vaatleri” gerçekleştirmek hızını gün geçtikçe arttırmaktadır.
Halkın olanlara dar açıdan değil geniş açıdan bakarak hakikati “göre bilme” basiretini diliyorum. Zira Saddam Hüseyin’i, Kaddafi’yi kendi halkı küresel ağın birileri aracılığı ile halka yanlış propaganda yaparak başkanları aleyhine gaza gelip devirdikleri facialarını tekrarlamayalım. Şu an Irak ve Libya halkları Saddam’ı ve Kaddafi’yi mumla arıyor ve eski zengin, refah hayatlarının anısı ile eziliyorlar.
Vüsale ALİ
Kayseri