Yaklaşık 1 yıldır ülkede yeni bir “ilahiyat akımı” ortaya çıktı!
Bu akıma dahil olanların eğitimi mi?
Vardır elbet...(!)
Zîra bir işte eğitim, bilgi, donanım olmadan; bu kadar fütürsuz, bu kadar iddialı, bu kadar net konuşamaz insan(!)
"İNSAN"sa tabii!!
Ee, peki eğitimleri?
Donanımları ne?
Araştırdım..
İnanır mısınız, YOK!
Kendimce dedim ki; bu kadar iddiâlı konuşabildiklerine göre herhalde yeni "İLAHİYAT" alanlı bir bölüm ya da okul açıldı ve bizim haberimiz yok..
BAŞKA BİR ÎZAHI YOK!
"ÎZAHI OLMAYANIN MÎZAHI OLUR" İLKESİNE DAYANARAK DİYEBİLİR MİYİZ:
Fiîlen görünmez bir okul var muhakkak!
Biz bilmesek te..
E bir de adı olmalı elbette...
Ne olabilir?
"FENOMEN İLÂHİYAT AKADEMİSİ"
Olabilir mi?
Olmuş zaten!
Olmuş ki bunlar bu akademiden(!) mezun, işlerinde uzman, "bilirkişi(!)" olarak sırf ağızları var diye konuşuyorlar!!!
Bu akademinin eğitim sistemi nasıldır sizce?
*Müfredatı yok!
*Arapça bilmek gerekmiyor!
*Tefsir usûlüne hâkim olma zorunluluğu hiç yok!
*İslâm Tarihi mi? Ne gerek var!
*Hadis mi? O da ne?!!!
Amaaa!!!
Bu Akademide tüm bu bilmek zorunda oldukları ama "bilmedikleri" dışında tek bir şey var olsa gerek!
Olmazsa olmaz!!
Özgüven!
“Asırlardır(!) kimsenin fark etmediği bir şeyi ben fark ettim!” özgüveni!!
Farkettikleri şey ne?
Kur'an'da geçen kelimelerin yanlış tefsiri!
Ee, hani tefsir bilginiz?
Yetkiniz?
Yok!
Neyse....
Gerek yok ki...
ÖZGÜVEN herşeyi çözer!
Tavan yapmış "özgüvenle" MÜFESSİR(!) olabilirler!
OLMUŞLAR DA....
Ve bu yeni müfessirlerimiz aklınıza gelebilecek her konuda fikir beyan ediyorlar!
Zâtıâlilerinin gündemdeki en popüler MÜFESSİR(!) sıfatlı sloganları:
"Namaz kelimesi Kur’an’da geçmez!"
“Eşittir Kur’an’da namaz yoktur.”
"Salat kelimesi geçer, bu da "namaz" demek değildir!"
Ah ki ne ah!
Üşenmeden saydım!
Son dönemde bu konuda tam 53 videolu paylaşım gönderilmiş bana!
Fikrim sorulmuş..
Konuyu ayetler ve hadisler ışığında anlatmadan önce herkesin içini rahatlatayım..
Gönderilen videoların kaynağı olan kişileri araştırdım..
*Hiçbirisinin bu konuda fikir beyan edecek bir eğitimi yok!
*Hiçbirisinin dîne dayalı bir yaşam felsefesi yok!
*Bir kısmının inancı dahî yok!
Tüm bunları öğrendikten sonra; bu şahısların söylemleri üzerine konuşmanın bile vakit kaybı olduğunu düşünsemde, sorulduğu için mesai harcayıp cevaplayacağız elbet..
Bu iddiâların, dînimiz adına akademik literatürde hiç bir karşılığı yok!
Karşılığı tek ve net!
Video algoritmalarındaki karşılıkları!
Neyse...
Îzahsız şeylerin mîzahını bırakıp başlayalım..
Soruları neydi?
"Kur'an'da "namaz" kelimesi neden yok?"
Namaz kelimesi Arapça olmadığından olabilir mi?
Ağzınız kadar "beyninizi" çalıştırsanız bulurdunuz bence ama neyse...
Sakin kalmaya çalışarak, kendime yakışır şekilde devam edeyim...
Evet, Türkçe’de kullandığımız “namaz” kelimesi Kur’an’da geçmez.
Sebep çok basit:
Namaz kelimesi Farsça kökenlidir, Kur’an ise Arapça nazil olmuştur!
Bu iddia, “İngilizce romanda Türkçe kelime yok” demek kadar bilimsel(!) bir tespitten ibarettir.
Kur’an’daki karşılık “salât” (الصلاة) kelimesidir ve tefsir literatüründe ibadet anlamındaki kullanımı mütevatir
derecede açık kabul edilir.
(Mütevatir demek: Tüm sahabe, gerçek(!) müfessirler, âlimler tarafından kabul edilerek tekrâren dile getirilmiş olan şey demektir..)
Yani bu konuda hepsi der ki:
Salat=NAMAZ!!
Ayrıca yaklaşık 100’e yakın ayette geçer!
“Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin…” (Bakara Sûresi-2/110)
“Güneşin zevalinden gecenin karanlığına kadar namazı kıl…” (İsrâ Sûresi-17/ 78)
“Gündüzün iki ucunda ve gecenin bir bölümünde namaz kıl.” (Hûd Sûresi-11/114)
“Rükû edenlerle birlikte rükû edin.” (Bakara Sûresi2/43)
“Secde et ve Rabbine yaklaş.” (Alak Sûresi-96/19)
“Kur’an’ı namazda ağır ağır oku.” (Müzzemmil Sûresi 73/4)
AÇIN OKUYUN!
Kur’an hem namazı emrediyor, hem de; rükû, secde, kıyam ve kıraat gibi fiîlen şekline dair temel unsurları ortaya koyuyor!
Ha birde şu "höykürüşleri" pardon kibar olarak yazarsak "söylemleri(!)" var!
"Kur'an'da sadece “salât” (الصلاة) kelimesi var!
“Salât kelimesi namaz değildir”
NEDİR SAYIN ORDİNALYÜSLERİMİZ?!
“Salât namaz değildir!"
"Salât ruhsal bağdır, arınmadır." yakınlaşmadır” (!)
Eee?
Salât kelimesi de Arapça'da bir çok kelimede olduğu gibi!!!
Bir kaç anlamda kullanılır evet...
Salâtın kök anlamları arasında “dua”, “yakınlaşma”, “bağlanma” gibi boyutlar vardır evet...
Bunu zaten bütün klasik lügatler söyler, evet...
Ama!!!
Bu kelimenin aynı zamanda Farsça kökeni ile bizim dilimize geçmiş olan karşılığı "NAMAZ" anlamına da gelmediğini, neye dayanarak söylüyorsunuz acaba??
Hemde bu kelimenin ibadet anlamında kullanımı; hem Kur’an bağlamında, hem sahabe pratiğinde, hem de Arap dilinin tarihî gelişiminde tartışmasız iken!
Burada yine bir soru soralım zâtıâlilerine(!)...
Korkmayın basit bir soru..
Eğer salât namaz değilse!!
Neden Arapçanın resmî dil olduğu Suudi Arabistan’da bile namaza “salât” deniyor?
Haydiiii...
Araplar da arapçayı yanlış mı biliyor acaba!!??
Bırakın bizi, hadi biz yanlış çeviriyoruz diyelim..
Sudi Arabistan'da neden ezanda:
“hayye ale’s-salâh” dendiğinde herkes namaza gidiyor????
"NAMAZA" çağrıldığını nasıl düşünebiliyor?
Eyvah bu bir skandal mı???!!
Hatta yetmiyormuş gibi yine orada, yani ezelinden Arapça dilini kullanan bu ülkede gündelik konuşmalarında bile “es-salâ” dendiğinde herkesin anladığı şey namaz!!
Bu insanlar ANADİLLERİ olan Arapça'yı yanlış mı öğrendi?
“Salât Namaz Değilse…
Araplar 1400 Yıldır Ne Kılıyor?”
Hadi kabul ettik diyelim..
Salât namaz değilse, o zaman biz 1400 yıldır yaşayan bir kelimenin anlamını yeniden mi yazıyoruz?
Neden?
Çünkü YANLIŞ MIIŞŞ!
Bu durumda kelimeyi değil, tüm bir dili yeniden icat ediyoruz demektir!
Peki....
Yetkimiz?
Bilgimiz?
Eğitimimiz?
Yaşam şartlarımız?
Bu îcada yeterli mi?
Dilin kendi tarihîni ve yaşayan, kabul görmüş tüm anlamlarını yok sayarak yeni bir anlam üretmek...
Bu ilim veya îcat değildir!
Çünkü mümkün değildir!
Olsa olsa sosyal medya icadı bir şarlatanlıktır!
Yine kibar olmaya kendimi zorlayarak!!!
Bu FENOMEN İLÂHİYAT AKADEMİSİ'inden mezun kardeş(!)lerimize desem ki:
"Rica etsem; Rabbimizin size bahşettiği o ağzınızı 5 dakika kapatıp, yine sonsuz merhameti ile size bile(!) bahşettiği "AKIL" nimetini kullanarak yukarıda yazdığım soruları düşünebilir misiniz?"
O mübarek(!) "kardeşler!" bunları düşünürken (inşallah..) biz diğer yönüne geçelim..
Bunlar "ONLAR"ın iddiâları...
Peki bu iddiâların "bazıları" tarafından kolay kabul edilmesi?
Buna ne demeli?
Bu tür iddiâların özellikle sosyal medyada bu kadar hızlı yayılıp, kabul görmesinin sebeplerine bakacak olursak:
*Ne yazık ki "bazı" insanlar için “hazır bir bahane” oluşu..
*Namaz kılmak istemeyen, ibadetlere mesafe koyan kişiler için “Kur’an’da namaz yokmuş ki zaten” cümlesinin, sorumluluğu hafifleten kolay bir çıkış kapısı hâline gelmesi...
Daha ilginç ve en önemlisi ÇOK ACI olan bir gerçek var görmediğimiz!
Bu videoları çekenlerin büyük kısmının kendi hayatlarında dinî bir pratikleri, ibadet düzenleri, dînî anlamda hiçbir bir yaşam felsefeleri yok!!
Bazıları inanmıyor bile!!
"İnanıyorum" diyeni ise bu bağlamda yaşamıyor bile!!
Ama nedense bütün HEPSİ din adına “hüküm verme” cesaretini kendilerinde buluyorlar.
Kişi kendi uygulamadığı bir ibadet hakkında hüküm dağıtıyorsa!
Orada sadece cehalet değil, NİYET problemi de vardır!
Bu da ister istemez şu soruyu akla getiriyor:
Madem bu kadar uzaklar, neden ısrarla bu alanı kurcalıyorlar?
Bizler Kur'an ayetleri ve sahih hadisler ışığında biliyoruz ki:
Şeytanın en etkili stratejilerinden biri, insanı doğrudan günaha sürüklemekten ziyade; ibadetten soğutmak, şüphe uyandırmak ve meşrulaştırılmış bahaneler üretmektir..
Kişinin kendine yaptıramaz ise başkası eliyle yaptırmaktır!
Bu yüzden böylesi içeriklerin, sadece yanlış bilgi değil, aynı zamanda insanları ibadetten uzaklaştırmaya çalışan manevî bir manipülasyon işlevi gördüğünü farkedelim artık!
Yani eskilerin tâbiri ile "Ruhunu şeytana satmış" "ŞEYTANLAŞMIŞ" kulların oyunlarını görelim artık!!
Şeytana hakkını teslim etmek gerekir burada..
İşini çok iyi yapıyor!
Sağdan sağdan..
"NAMAZ YOK" demek için "KUR'AN" kullanılıyor!
Namaz yok demiyorlar dikkat edin!
"KUR'AN'DA"(!) NAMAZ YOK"diyorlar!
Yazdığım "AKADEMİK" deliller dışında:
En son ve en kibar halimle...
Hadi ordan!!
Diyebiliyorum ancak....
Ve ez-cümlede Hz. Ali'nin bir kâfir ile olan diyaloğunu yazalım..
Hz.Ali'ye gelen bir kâfir diyor ki:
-Ya Ali! Sen "Allah var" diyorsun görmediğin halde..
"Ahiret var, hesap var" diyorsun yine görmediğin halde..
Sırf bunlar "VAR"diye inandığından, bu dünyadaki zevklerden mahrum kalıyorsun..
Ölüp gidince tüm bunlar ya "YOKSA?"
Hz.Ali gülümsüyor ve diyor ki cevaben:
-Kendince haklısın, sen "Yok" deyip yaşıyorsun hayatını..
Sonunda ben de öleceğim birgün, sen de..
Peki öldükten sonra tüm bunlar " YA VARSA?"
KISSADAN HİSSEYE...
Onlar ve içinizden onlara inanlar..
"YOK" diye yaşayın isterseniz..
Ama aklınızın bir kenarında da dursun bu ifade:
"YA VARSA?!!"
Bu ORDİNALYÜS(!) seviyesine ulaşmış FENOMEN İLÂHİYAT AKADEMİSİ mezunları bir şey daha soruyormuş..
"HADİ NAMAZA VAR DEDİK!"
"Namazın ayrıntıları, nasıl kılınacağı filan da Kur’an’da yok?
Bre cahiller.....
Diye başlayacağım bu sorunun cevabına da..
Ama yazı çok uzun olduğundan haftaya inşallah..
Rabbim bizi şeytandan..
Şeytanlaşmış kullardan..
Onların elinden, dilinden, gözünden muhafaza eylesin...
Aklımızı, mantığımızı hakkıyla kullandırsın..
Kendine faydası olmayanlardan fayda beklemekten..
Onların yaptıklarını, söylediklerini nefsimize "bahane" etmekten kurtarsın inşallah....
Haftaya devam niyeti ve duasıyla,
VESSELÂM...




