Hikmet
Sünnet imiş kâfir de olsa incitme Gönlü katı gönül kırıcıdan Allah şikayetçi Böyle kullardır asıl cehenneme gidici Bilginlerden işitip söylüyorum bu sözü Ahmet Yesevi Atamızın sözlerinin kaynağı Kur’an ve Yüce Muhammed Mustafa (SAV)min hayatı yaşantısı ve sözlerinden ve dini kaynaklardan yararlanıp söylüyor... İster inançlı olsun ister inançsız... Hangi inanca bağlı olursa olsun... İnsanı incitme... İnsanları inançlarından ötürü yargılama ve üzme... Bırak isteyen bildiğine inansın, inandığınca yaşasın...
İşte din ve inanç özgürlüğünün gerçekçi ve köktenci kaynağı... Bu yüce anlayış, bugün bile insanlığın ulaşamadığı bir düzeydir Söylemeliyiz... Ahmet Yesevi anlayışındaki bu hoşgörü asla “boşvericilik” değildir. Ahmet Yesevi inanç adamıdır. İnançlarına sıkı sıkıya bağlıdır İnançlarını yaymağa uzun bir ömür adamıştır.
Hatta hayatının anlamı inanmak, inandığını yaşamak ve inançlarını yaygınlaştırmak üstüne kurmuştur. Ancak bu yolda zorlama yoktur. Bu yolda insanları ezmek ve hatta üzmek yoktur. Yani “inançlar için insan” anlayışı yoktur. Esas olan “insan”dır ve “inançlar da insanlar içindir” anlayışı vardır Ahmet Yesevi yolundaki insan başka dinden ve inançtan insana hoşgörüyle bakarken kendi inancını ve anlayışını korumak ve yaygınlaştırmak çabalarından da hiçbir zaman geri durmayacaktır.
Başka dinlerin ve anlayışların saldırılarına, çeşitli adlarla kurdukları tuzaklara karşı da uyanık olacaktır Korumak ve yaygınlaştırmak çabalarından da hiçbir zaman geri durmayacaktır. Ahmet Yesevi’nin doğru esaslara oturttuğu hoşgörü anlayışı müslümanlığı dosdoğru yaşayan Türk halkları ve Türk’e yakın halklar için çok değerli bir temel oluşturmuştur




