İbrahim Bayrakçı


GENÇLİĞİN GÖTÜRDÜĞÜ


Gençliğimi, hareketli bulut gibi geçirdim. Ömrümü fırtına hızıyla tükettim. Yazık gençliğime, gençliğime yazık! Ben, onu tutmasını bilmeyip çok çabuk elden kaçırdım. Ey gençlik! Bana şimdi tekrar gel. Ben, seni el üstünde tutayım. Bak, senin için ipekliler ve sırmalar döşettim.
  Yazık bu gençliğe! Hani nereye gitti? Ne kadar arayıp arattımsa da bulamadım. Sordum; gençlik kadar hayata zevk veren ve tatlı canı mutlu eden iyi bir şey yokmuş. Ben, şimdi gençlik zevkini ve yiğitlikhuzurunu kaybettim. Elimde tutarken onu kaçırıverdim. Eğer doğru bir hayat yaşamış olsaydım, ihtiyarlığın da zararı yoktu. Fakat ne yazık ki, onu boş yere sarf ettim.
  Ey gençlik! Benden niçin uzaklaştın? Benzim kırmızı, tam bir erguvan gibiydi. Bugün yüzüme safran tohumu ektim. Misk gibi kara başıma kâfur örttüm. Dolunay gibi dolgun yüzü nereye götürdüm? Rengârenk çiçeklerle dolu, parlak bahar gibiydim. Hazana mı uğrattım da hepsini kuruttumKayın gibi vücudum ok gibi düz ve dikti. Şimdi yay gibi eğri oldu. Yazık, hayatı boş yere harcadım. Pişmanlıkla gözden kanlı yaşlar akıttım. Günümü karartıp kendimi çökerttim. Geçici istekler peşinde koşarken tozu dumana kattım. Nice nimet ve azık tedariği ile avundum, sevindim.
  Kardeş ve arkadaşlar için sevgili can gibiydim. Düşmanımı ise, haşarı tay gibi sıçrattım. Ben, nice insanlara kızıp onlara kötü söz sarf ettim. Günahsız ve yoksullara el kaldırıp dil uzattım. Düşmanına galip gelen insan gibi göğüs kabarttım. Mağrur insan gibi kabadayı olup kaya gibi karşılarına dikildim.
  İnsanlara hizmet ettim Allah a edeceğim hizmeti unuttum ibadetimi yapmadım koştum. Kudurmuş kurt gibi dünyayı inlettim. Kimilerine çıkıştım, kimilerini yerdim, kimilerinin de canını yaktım. Nihayet çok utanılacak bir hâle düştüm.
  Dünya geride kaldı. Beraberimde götüreceğim iki parça bez. Çıplak gelmiştim, toprağa yine çıplak girecektim. Neden kendimi dünyaya bu kadar bağladım? Bu fâni dünya, tipi gibi esip savurdu ve geçip gitti.Ey her şeyi bilen Allah’ım! Miskten ancak misk kokusu gelir. Ey ümidim, bana ümit bizzat sensin! Ben günahkâr kulunum. Sen benim vefalı Rabb’imsin. Bana vefa göster.
  Ey Allah’ım! İyi kılavuz olan ve doğru yolu gösteren Peygamber’e binlerce selam olsun. Onun dört arkadaşına benden daima binlerce selam eriştir.
       ALLAHIM mümin kullarını affeyle gönüllerine rahmetini esirgeme evlerinden Bereketi eksiltme bizi ve bütün inananları cehennem azabından koru AMİN