"Düşüncenin mecrası"


Gazze’de Basın Mensuplarına Yönelik Saldırılar: 200’e Yakın Gazeteci Hayatını Kaybetti*


*

Elif Lale Kırcaoğlu

Gazetecileri Koruma Komitesi’nin (CPJ) verilerine göre, 7 Ekim 2023’te başlayan İsrail-Hamas savaşı süresince yaklaşık 192 gazeteci yaşamını yitirdi. Bu kayıpların en az 178’inin İsrail saldırıları sonucu hayatını kaybeden Filistinli gazeteciler olduğu kayıtlara geçti.

Gazetecilik mesleğini, savaş koşullarında dahi halkın haber alma hakkını savunmak amacıyla icra eden basın emekçilerinin, uluslararası hukuk ve savaşın temel kuralları çerçevesinde korunması gerektiği bir kez daha ortaya çıkmaktadır.

Bu çerçevede, Gazze’de görevini yerine getirirken hayatını kaybeden gazeteci Meryem Ebu Dekka’nın hikâyesi, basın mensuplarının yaşadığı insani dramı gözler önüne sermektedir. İsrail ordusunun Nasır Hastanesi’ne düzenlediği saldırıda yaşamını yitiren Ebu Dekka, ardında oğluna hitaben kaleme aldığı bir vasiyet bırakmıştır.

Ebu Dekka, vasiyetinde oğluna şu sözlerle seslenmiştir:

“Annesinin kalbi, ruhu, Gays oğlum… Benim için sakın ağlama. Çalışkan ol, başarılı ol. Senin büyük bir iş adamı olmanı isterim.”

“Büyüyüp evlendiğinde bir kız çocuğun olursa ona benim adımı verirsin. Sen benim sevgilimsin, kalbim ve dayanağımsın. Seninle benim başım dik durur.”

“Namazını aksatma, namazını aksatma, namazını aksatma.”

Bu ifadeler, bir annenin evladına bıraktığı en değerli mirasın sevgi, inanç ve onur olduğunu ortaya koymaktadır.

Uluslararası basın özgürlüğü örgütleri, Gazze’de yaşanan bu ağır tabloya dikkat çekerek, gazetecilerin hedef alınmasının ifade özgürlüğüne, insan haklarına ve savaş hukuku ilkelerine aykırı olduğunu vurgulamaktadır.

Sonuç olarak, Gazze’de yaşamını yitiren gazetecilerin sayısının her geçen gün artması, yalnızca basın camiası için değil, tüm insanlık için kaygı verici bir gelişmedir. Gazetecilerin korunması, uluslararası toplumun ortak sorumluluğu olarak görülmelidir.
Gazze’de aylardır süren savaş, yalnızca sivilleri değil, halkın doğru bilgiye ulaşması için fedakârca çalışan gazetecileri de hedef aldı. Gazetecileri Koruma Komitesi’nin verilerine göre 7 Ekim 2023’ten bu yana yaklaşık 200’e yakın gazeteci hayatını kaybetti. Bu tablo, tarihin en ağır basın kayıplarından birine işaret ediyor.
Gazetecilik, savaş bölgelerinde yalnızca bir meslek değil, aynı zamanda insanlık adına bir sorumluluk ve hakikat mücadelesidir. Kalemini ve kamerasını, halkın sesi olmak için kullanan gazeteciler, çoğu zaman en ağır bedeli ödeyerek tarihe tanıklık ederler. Gazze’de şehit olan basın mensupları da tam olarak bunu yaptı: Hakikati görünür kılmak uğruna canlarını feda ettiler.
Aralarında Meryem Ebu Dekka gibi evladına vasiyet bırakan anneler, genç yaşında kalemiyle dünyaya ses olmayı seçen muhabirler ve sahada gerçeği belgeleyen kameramanlar vardı. Onların hikâyeleri, yalnızca basın tarihine değil, insanlığın ortak vicdanına kazınmıştır.
Bugün bizlere düşen, Gazze’de görev başında şehit olan gazetecileri rahmetle anmak ve onların geride bıraktığı hakikat mücadelesini sürdürmektir. Çünkü basın şehitlerinin hatırası, özgürlüğün, adaletin ve insan onurunun sönmeyen meşalesi olarak yaşamaya devam edecektir.