Vedat Kan


Çocuklar: biliyor musunuz? Sizler boşuna okuyorsunuz!

.


Çocuklar: biliyor musunuz? Sizler boşuna okuyorsunuz!

Gördüklerimden ve yaşadıklarımdan yola çıkarak, sesli olarak düşünüyorum da…

Çoğunuzun çok iyi bir kariyer sahibi olacağınıza inanıyoruz ama merhametinizin olmayışına, duygularınızın eksikliğine ve en önemlisi de maneviyat değerlerinizin büyük oranda zayıflığına bakarak; yarınların sahibi olacak olan sizlere ne kadar güven duymamız gerektiği konusunda şüpheli olduğumuzu da özellikle belirtmekte fayda var.

Çok iyi bir vali olabilirsiniz. 

Öğretmen ve hatta doktor…

Belki kanun koyucu ve hatta yarınlara yön verebilecek bir siyasetçi, her hangi bir bürokrat.

Ki 

Günümüz şartlarında en kolayı o olduğundan sanatçı da olabilirsiniz ama gördüğümüz ve üzüldüğümüz kadarıyla da, hani masallara konu olur ya; tabir-i caiz ise “adam” olamazsınız. 

Oysaki

Bizler; sizlerin mükemmel değil, merhametli olmanızı ne çok isterdik…

Ağız alışkanlığı haline getirdiğiniz konuşma şekliniz; başta saf ve duru olan dilimiz Türkçe de dâhil olmak üzere hiçbir dilde, hiçbir lehçede ve hatta harf ile izahı yapılacak lisanda yok. Hâl ve hareketlerinizi ise anlamak için tüm kariyer sahipleri, uzmanlar ve hatta tüm “bir bilenler” bir araya gelseler dahi çözmek mümkün değil. 

Duygularınızı hissetmek ise asla…

Saygı denilen kavrama ne kadar uzak olduğunuzun farkında bile değilsiniz. Hakaret ile iltifat çizgisi sizin için her hangi bir şey ifade etmediği gibi her şeyi sözde (!) anlamak ve bilmek gibi bir özelliğinizin olduğu varsayımıyla yaşamanız ise hayata olan bakış açınızı anlamsız kılmaktadır.

Yani amacınız yok. 

Yani çabalama gayretiniz yok.

Yani hayal kurup, hayallerinizin peşinden gitmek gibi bir derdiniz yok sizin. 

Çocuklar, sizler boşuna okuyorsunuz biliyor musunuz? 

Çünkü toplu taşıma aracı içerisinde sizler oturduğunuz koltukta uyuma rolü, umursamazlık ve hatta “adam sendecilik” modu içerisindeyken, yanı başınızda ayakta bekleyen dedeniz, nineniz veya anne-babanız yaşındaki büyüğünüz size acıyarak ve kendisine de kızarak yarınlarından/yarınlarınızdan özellikle de “güven” hususunda şüphe duymaktadır. 

Bazılarınızın her hangi bir parkta arkadaşınızla yan yana yürürken veya otururken yapmış olduğunuz nahoş hareketlerinizin izahını; sizin küçük adımlarınız, insanlığın büyük adımları adına henüz bulamadık. 

Anne-babaya karşı yapılan hareketleri düşman olanın yapmayacağı ortamlarımız hiç te az değil. Okullarımız zaten özgürlük denilen hak ve hukuk ihlallerinin en çok kazanıldığı yerler olarak tarihe geçmiş bulunmaktadır. 

Kamuya açık alanlar ise birilerinizin güya modern adımlarınızın atıldığı, teşhir podyumlarınız olarak akıllarda yer etmiş bulunmaktadır.

Özellikle sizleri bir hedef konumunda gören ve sözde her türlü desteği veren bazı STK ların ve kurumların, yine bazı kanun koyucular (!) tarafından kopyalanmış veya alınmış veya yapılmış uygulamada ki kanunlarımızın; sizlere sağlamış olduğu ayrıcalığı, gayr-i nizami yaşama tarzınızda ki görüntüsünü ve özellikle de ebeveynlerinizi bir yabancıdan bahseder gibi şikâyet etme derecesinde ileriye götürmenizdeki kavramı, ne yazıktır ki alfabemizde bulunan harflerle ifade edemiyoruz.

Ve

Sizlerin büyük bir çoğunluğunun kültüründen uzak, örf ve ananesini aşağılayarak, sadece nefsi arzularının bir eğlencesi olarak yarınlara doğru büyük bir umursamazlık içerisinde bile-isteye ve özellikle de tasarlanmış bir proje olarak koşar adım ilerlemesini büyük bir çaresizlikle seyrederken, sanki de birileri tarafından geçmişten gelen bazı şeylerin intikamı alınıyor gibi hissetmemek elde değil…

Heyhat!

Mükemmel değil, bir insan olarak merhametli olmanızı ne kadar çok isterdik.