Rafet Ulutürk


BULTÜRK’ün Sessiz Devrimi:


Bayrampaşa’da Siyasetin Kılcal Damarlarına Sızan Güç

Siyaset çoğu zaman büyük partilerin arasında şekillenir; ama asıl dönüşümler, görünmeyen aktörlerin —derneklerin, cemaatlerin, yerel güç odaklarının— sabırla ördüğü ağlarda başlar. 26 Ekim 2025 akşamı Bayrampaşa’da yaşanan da tam olarak buydu: Oy sayılarının eşitlendiği bir tabloda tek bir oy hem dengeleri değiştirdi hem de Türkiye’ye bir mesaj verdi:

> “Siyaset yalnızca partilerin işi değildir.”

1. Bayrampaşa’daki Matematik: Sayılardan Fazlası

18’e 18’lik bir tablo… AK Parti-MHP ve bağımsızlar bir yanda, CHP diğer yanda. Bu tablo, yerel siyasette belki de onlarca kez görülmüş bir denge durumuydu. Ancak bu kez farkı yaratan, BULTÜRK Derneği’nin örgütlü kararı oldu.

Bazen bir oy, 100 pankarttan, 10 mitingten, 5 büyük vaatten daha çok şey anlatır. Çünkü bu oy, bireysel değil kolektif bir hafızanın, toplumsal bir birikimin sonucudur.

2. Göçmen Hafızası: Siyasi Bir Sermaye

BULTÜRK, sıradan bir dernek değil. Kökleri 1989 göçüne, yani Balkanlar’dan Türkiye’ye zorla göç ettirilmiş bir topluluğun hikâyesine dayanıyor. Bu topluluk, yıllar boyunca kimliğini, kültürünü ve dayanışmasını koruyarak siyasal bir bilinç inşa etti.

Bu hafıza, sadece geçmişin acılarını değil; birlik olmanın nasıl bir güç yaratabileceğini de öğretti. O yüzden İbrahim Soytürk’ün kullandığı oy, bir kişinin değil bir neslin kararıydı.

3. Partiler İçin Uyarı: Oy Deposu Değil, Eşit Aktör

Büyük partilerin yerelde en sık yaptığı hata, bu tür toplulukları “arka bahçe” olarak görmeleridir. Onlara göre bu gruplar, her seçimde aynı partiye oy verir, ses çıkarmaz ve pazarlık etmez. Oysa BULTÜRK, bu ezberi bozdu.

Bir buçuk yıl önce dikkate alınmayan, hatta küçümsenen bir yapı, bugün Bayrampaşa siyasetinin kaderini belirledi. Bu durum, partiler için açık bir uyarıdır:

> “Sivil toplumun rızası olmadan yerel siyaset kazanılamaz.”

4. Sessizliğin Stratejisi: Siyaset, Gürültüyle Değil Zamanlamayla Kazanılır

BULTÜRK, bu süreçte bağırmadı, afiş asmadı, meydanlara çıkmadı. Sessiz kaldı ama organize oldu. Çünkü bazen siyasette en büyük etkiyi sessiz kalanlar yapar. Doğru zamanda, doğru yerde kullanılan bir güç, yılların iktidarını sarsabilir.

İşte bu yüzden İbrahim Soytürk’ün meclisteki oyu “altın gol” olarak nitelendiriliyor. Çünkü bu bir tesadüf değil, planlı bir stratejinin sonucuydu.

5. Türkiye İçin Ders: Yerel Siyasette Yeni Bir Dönem

Bayrampaşa’da yaşananlar sadece bir ilçenin hikâyesi değil; Türkiye’nin önümüzdeki yerel seçim dinamiklerine dair güçlü bir işaret. Bundan sonra:

Dernekler ve yerel örgütler, pazarlık masasında daha güçlü oturacak.

Siyasi partiler, tek taraflı dayatma yerine müzakere kültürüne yönelmek zorunda kalacak.

Toplumun “sessiz” kesimleri, oy kullanmanın ötesinde karar mekanizmalarına dahil olmayı talep edecek.

Tarih Yazılmaz, Yapılır

BULTÜRK’ün Bayrampaşa’da yazdığı hikâye, aslında Türkiye’nin geleceğinde daha sık göreceğimiz bir siyasi dönüşümün provası olabilir. Çünkü siyaset sadece partilerin değil, örgütlü toplumun da alanıdır.

İbrahim Soytürk’ün oyu, bir dönemin başlangıcına işaret ediyor:

> Artık partiler değil, halkın örgütlü iradesi konuşuyor.