ZİHNİMİZ EN BÜYÜK ENGELDİR

ZİHNİMİZ EN BÜYÜK ENGELDİR

ZİHNİMİZ EN BÜYÜK ENGELDİR

Biz doğduğumuzdan itibaren öncelikli anne ve babamızın öğretileri ile başlatıldığımız hayata ait olduğumuz kültürün, dini ve toplumsal değerlerin öğretileri ile büyürüz. Bu öğretiler ve değerler, kişisel gelişimimizde ve toplumsal uygulamalarda büyük bir rol oynayabilir. Bazı aileler ve toplumlar için, bu öğretiler yaşam için sağlam temeller oluşturabilir ve kişilere doğru yönde rehberlik edebilir. Ancak, bazen bu öğretiler, bireyleri sınırlandırabilir veya yeniliklere kapalı tutabilir. Sonuç olarak, bu öğretileri bir rehber olarak kabul etmek, sağlıklı bir yol değildir.  Öğrendiğimiz şeyleri sorgulayarak, yeni fikir ve bilgilere açık olmalıyız.. Dayatılan fikirleri, ön yargıları ve toplumsal normları sorgulayarak, özgür düşüncenin gelişmesine ve bireysel gelişimimize katkı sağlayabiliriz. Bu dünyada öğrendiğimiz şeyleri sorgulamak ve araştırmak, yeni bilgiler ve fikirlerle açık olmak, dünyadaki sürekli değişim ve gelişmelerle ayak uydurmak için gereklidir. Aksi takdirde, yanlış fikir ve tutumlarımızı kabul etmekle kalmayıp toplumsal gelişime de engel olabiliriz. Kendimizi ve dünya görüşümüzü sorgulayarak, gerçekleri öğrenerek ve kendimizi geliştirerek daha anlamlı bir hayat sürdürebiliriz. Aslında bize öğretilen güzel şeylerin, bir kısmı doğuştan gelen özelliklerimizdir. İnsana doğuştan verilen duygular, bazı psikologlara göre beş temel duyguya dayanır. Bu duygular mutluluk, korku, öfke, üzüntü ve iğrenmedir.  Yine araştırmacılara göre doğuştan gelen özelliklerimiz, öğrenme yeteneği, merak, sosyal etkileşim isteği ve paylaşma eğilimi gibi özellikleri içerir. Toplumdan yaşamamızın için insanların, da af etmeyi, merhamet göstermeyi, karşı tarafa sabır ve anlayış göstermeyi gerektiğini hissedersiniz.  Hatta bu anlayışın sadece bize değil, dünyadaki bütün canlılar için ve tabiat içinde gerektiğini biliriz. Peki, bilmemize rağmen peki neden günlük hayatımızda uygulayamayız. Bireylerin daha bencil veya benmerkezci olma nedenleri, kişisel deneyimler, toplumsal etkiler ve psikolojik faktörlere bağlı olduğu gibi çeşitli faktörlere bağlı olarak büyük ölçüde değişebiliyor.  Bununla birlikte, artan bireycilik veya bencillik kültürünün bazı olası nedenleri en önemlileri teknolojinin hızı ve ona bağlı ekonomik harcamalar çoğalması ve işsizliğin yarattığı güvensizlik ortamıdır. Bazı psikologlar ve psikiyatristler, bencilleşme davranışlarının bilinçaltında yatan bazı faktörlere bağlı olabileceğini düşünmektedir. Örneğin, bir kişinin geçmişindeki travmatik deneyimler yaşaması,  toplum tarafından yerleştirilen değerler ve idealler, bilinçaltında bencilleşme veya benmerkezcilik davranışlarının gelişmesine neden olabilir. .Zihnimiz, düşüncelerimizin, inançlarımızın, duygularımızın ve davranışlarımızın kaynağıdır. Ancak, zihnimiz aynı zamanda bizi engelleyen bir güç de olabilir. Özellikle önyargılarımız, korkularımız, kaygılarımız, kendimiz hakkındaki yanlış inançlarımız ve diğer baskıcı düşüncelerimiz zihnimiz tarafından oluşturulur. Beklenenden veya 'normal' kabul edilenden uzaklaşmak anlamına gelse bile gerektiğinde değişiklik yapacak kadar esnek ve cesur olduğumuzu bilmeli ve esnek olmalıyız. Bırak hisler, düşünceler içinden aksın geçsin, bizi mutsuz edecek düşüncelere izi vermememiz gerekiyor. Olumsuz düşüncelerin peşinde gitmek ve tutunmaktan vazgeçmemiş gerekiyor. Aşmanız gereken en büyük engel zihninizdir. Bunun üstesinden gelebilirseniz, her şeyin üstesinden gelebilirsiniz. Özden İlhan

Haber Editörü

Dikmen Hakan

hakandikmen30@gmail.com
Yorumlar (0)

GÜNDEM

Haberi Sesli Oku