Köşe Yazarları

Köşe Yazarları Haberleri

Yılların Bitmeyen Katliamı: İsrail-Filistin Savaşı

Yılların Bitmeyen Katliamı: İsrail-Filistin Savaşı

Yılların Bitmeyen Katliamı: İsrail-Filistin Savaşı

Yılların Bitmeyen Katliamı: İsrail-Filistin Savaşı Orta Doğu Neden Sessiz? İsrail asla durdurak bilmeyen katliamlarına devam ederken, medyanın gösterdikleri korkunç görüntüler haricinde kimsenin sesi çıkmıyor. Kınamalar, bir grup öfkeler harici herkes sus-pus durumda bir köşeye çekiliyor. Bu vahşetin karşısında tüm dünya olanlara seyirci kalırken, medyanın elini-ayağını konunun üzerinden çekmesiyle yine kendi başına bırakılacak nice masumların kaderleriyle baş başa kalacak olması oldukça üzüyor. Tarihsel süreçte ne yaşanırsa yaşansın, hiçbir sebep bir mazlumun kanının dökülmesine sebebiyet vermemelidir. Hiçbir çıkar savaşının kazananı yoktur. Neye hizmet ettiği ortada olan lanetli İsrail, bölge içerisinde çıldırmış bir şekilde bombaları her köşe başına fırlatırken, hiçbir din içerisinde yer edinmeyen bu katliam sürekli devamlılık içeriğinde ilerliyor. Müslümanların birleşmeyerek olayları sadece izlemesiyse, bu duruma tepkisiz bir şekilde gizli destek vermesi anlamına geliyor. Tarihi süreç boyunca mezhep, din, ırk gibi farklılıkları bahane ederek sivil halkı yerinden yurdundan eden bu zalim güçler, bu amansız cesareti nereden buluyor? Olup biteni unutan ve kanlı gözyaşlarıyla başbaşa bırakan coğrafya, stratejik planların içerisinde neyi planlıyor? Asıl üzücü olan konuysa, medyanın an içerisindeki geçici aktarımı ve tez konusu olmak harici hiçbir şekilde dikkate alınmayan bir konu içeriğinin artık yeterince önemsemiyor oluşu değil mi? 'Bana dokunmayan yılan bin yaşasın!' vicdansızlığı her yerde. Oysa bir insan olarak ve din kardeşleri vasfında yer edinerek, asla ve asla bu duruma seyirci kalmamamız gerekiyor. Zamanında birtakım yönetim mensuplarının yaptığı hatayı masum sivil halkın üzerine yıkmak kadar acı bir tablo olamaz. Her savaşta olduğu gibi çığlığı dinmek bilmeyen anneler, masum bebekler, çaresiz çocuklar tek başına yapayalnız bırakılıyor. Müslümanların bir din/mezhep savaşında olduğu inanılıyorsa dahi, birbirine sımsıkı sahip çıkması gerekiyor. Kendi dava kardeşine hainlik yaparak, Amerika vb. devletlerin verdikleri desteklerle bu acı tabloyu ekrana yansıtmak, kalplerin ne denli karanlık olduğunu apaçık sergiliyor. Filistinliler, Gazze Şeridi ve Batı Şeria'daki İsrail askeri işgaline maruz kalmaya devam ediyor. Dünya çapında tarihi, kültürel ve dini ilgi alanları açısından zengin bir bölgede yaşanan çatışmanın şiddeti, tarihi haklar, güvenlik sorunları ve insan haklarıyla ilgili çok sayıda içerik oluşturmasına rağmen hala çözüme kavuşturulamayan bir amansız savaş tablosu olmaktan öteye gidemiyor. İsrail-Filistin çatışması nasıl başladı? İsrail–Filistin arasında süren askerî ve siyasi çatışma İsrail-Filistin çatışması, Filistin ile İsrail Silahlı Kuvvetleri arasında Filistin topraklarında devam eden silahlı çatışmadır. Başta 1897 Birinci Siyonist Kongresi ve 1917 Balfour Deklarasyonu olmak üzere, Filistindeki bir Yahudi vatanına ilişkin iddiaların kamuoyuna duyurulması, bölgede erken gerilim yarattı. O zamanlar, Yahudi göçü önemli ölçüde artmasına rağmen, bölgedeki Yahudi nüfusu çok azdı. İngiliz hükûmetine 'Filistin'de Yahudi halkı için ulusal bir yuva kurulması' için bağlayıcı bir yükümlülük içeren Filistin Mandası'nın kurulması ardından gerilim, Yahudiler ve Araplar arasında çatışmaya dönüştü. Erken çatışmayı çözme girişimleri, 1947 Birleşmiş Milletler Filistin Bölme Planı ve daha geniş Arap-İsrail çatışmasının başlangıcı olan 1947-1949 Filistin savaşıyla sonuçlandı. İsrail-Filistin süregelen durumu, 1967 Altı Gün Savaşı'nda İsrail'in Filistin topraklarını işgal etmesiyle başladı. Netanyahu, acımasızlığına göz kırpmadan devam ederken ayetler zalimler için ne diyordu? Câsiye / 17. Ayet وَاٰتَيْنَاهُمْ بَيِّنَاتٍ مِنَ الْاَمْرِۚ فَمَا اخْتَلَفُٓوا اِلَّا مِنْ بَعْدِ مَا جَٓاءَهُمُ الْعِلْمُۙ بَغْيًا بَيْنَهُمْۜ اِنَّ رَبَّكَ يَقْض۪ي بَيْنَهُمْ يَوْمَ الْقِيٰمَةِ ف۪يمَا كَانُوا ف۪يهِ يَخْتَلِفُونَ Onlara ayrıca din konusunda apaçık deliller verdik. Ne var ki onlar, kendilerine ilim geldikten sonra, sırf aralarındaki kıskançlık ve ihtiras yüzünden ayrılığa düştüler. Şüphesiz Rabbin, ayrılığa düştükleri şeyler hakkında kıyâmet günü aralarında hüküm verecektir. Nisâ 160 : Yahudilerin zulmü sebebiyle, bir de çok kimseyi Allah yolundan çevirmeleri, menedildikleri halde faizi almaları ve haksız (yollar) ile insanların mallarını yemeleri yüzünden kendilerine (daha önce) helâl kılınmış bulunan temiz ve iyi şeyleri onlara haram kıldık; ve içlerinden inkâra sapanlara acı bir azap hazırladık. Yahudiler ile İlgili Ayet ve Hadisler 'Yahudi kelimesi, Hazret-i Mûsâ'nın şeriatına tâbî olanlar mânâsında kullanılagelmiştir. Kur'ân-ı Kerim'de Peygamber Efendimizin döneminde yaşayan, Hazret-i Mûsâ -aleyhisselâm-'ın şeriatına bağlı olan ve İsrailoğulları'nın devamı kabul edilen Yahudileri anlatmak için 'yehûd', 'hûd' ve '(ellezîne) hâdû' ifadeleri kullanılmıştır.' YAHUDİLERİN KISA GEÇMİŞİ Kur'ân-ı Kerim'de İsrailoğullarından pek çok peygamber gönderildiği, bir zamanlar Allâh'ın yeryüzü hâkimiyetini kendilerine ihsan ettiği bildirilmiştir. Ancak onlar peygamberlerini öldürmüşler, kendilerine Allâh'ın vermiş olduğu lütuf ve nimetleri azgınlık ve taşkınlık yapmak yolunda kullanarak zulmetmişlerdir. 'Onlar, Peygamber Efendimizi (s.a.v), O'na indirilecek din ve şeriatı, hattâ Peygamber Efendimizin ashâbını ve ümmetini çok iyi bilmekteydiler. Kendilerine gelmiş peygamberler, onları hep bu peygambere îman ve itaat etmek üzere hazırlamıştı. Ancak onlar, son peygamberin kendi ırklarından çıkmaması üzerine, insanlar arasında O'na en büyük düşman kesilmiş ve inatları yüzünden çok az bir kısmı îman etmişti. Aynı şekilde Yahudilerin 'kendilerinin Allâh'ın en seçkin milleti, O'nun evlâtları' olduğu ve 'ne yaparlarsa yapsınlar, cehennemde sayılı birkaç gün dışında azap görmeyecekleri' iddiâları reddedilmiş, onların 'yaptıklarının bedelini misliyle görecekleri' ve 'yapmış oldukları kötülükler sebebiyle aslâ ölmek istemedikleri' haber verilmiştir.' YAHUDİLER İLE İLGİLİ AYETLER Bakara 62 : Şüphesiz iman edenler; yahudilerden, hıristiyanlardan ve sâbiîlerden de Allah'a ve ahiret gününe inanıp sâlih amel işleyenler için Rableri katında mükâfatlar vardır. Onlar için herhangi bir korku yoktur onlar üzüntü çekmeyeceklerdir. Bakara 111 : (Ehl-i kitap:) Yahudiler yahut hıristiyanlar hariç hiç kimse cennete giremeyecek, dediler. Bu onların kuruntusudur. Sen de onlara: Eğer sahiden doğru söylüyorsanız delilinizi getirin, de. Bakara 113: Hepsi de kitabı (Tevrat ve İncil'i) okumakta oldukları halde Yahudiler: Hıristiyanlar doğru yolda değillerdir, dediler. Hıristiyanlar da: Yahudiler doğru yolda değillerdir, dediler. (Kitabı) bilmeyenler de birbirleri hakkında tıpkı onların söylediklerini söylediler. Allah, ihtilâfa düştükleri hususlarda kıyamet günü onlar hakkında hükmünü verecektir. Bakara 120 : Dinlerine uymadıkça yahudiler de hıristiyanlar da asla senden razı olmayacaklardır. De ki: Doğru yol, ancak Allah'ın yoludur. Sana gelen ilimden sonra onların arzularına uyacak olursan, andolsun ki, Allah'tan sana ne bir dost ne de bir yardımcı vardır. Bakara 135 : (Yahudiler ve hıristiyanlar müslümanlara:) Yahudi ya da hıristiyan olun ki, doğru yolu bulasınız, dediler. De ki: Hayır! Biz, hanîf olan İbrahim'in dinine uyarız. O, müşriklerden değildi. Bakara 140 : Yoksa siz, İbrahim, İsmail, İshak, Ya'kub ve esbâtın yahudi, yahut hıristiyan olduklarını mı söylüyorsunuz? De ki: Siz mi daha iyi bilirsiniz, yoksa Allah mı? Allah tarafından kendisine (bildirilmiş) bir şahitliği gizleyenden daha zalim kim olabilir? Allah yaptıklarınızdan gafil değildir. Âl-i İmrân 67 : İbrahim, ne yahudi, ne de hıristiyan idi; fakat o, Allah'ı bir tanıyan dosdoğru bir müslüman idi; müşriklerden de değildi. Nisâ 46 : Yahudilerden bir kısmı kelimeleri yerlerinden değiştirirler, dillerini eğerek, bükerek ve dine saldırarak (Peygambere karşı) «İşittik ve karşı geldik», «dinle, dinlemez olası», «râinâ» derler. Eğer onlar «İşittik, itaat ettik, dinle ve bizi gözet» deselerdi şüphesiz kendileri için daha hayırlı ve daha doğru olacaktı; fakat küfürleri (gerçeği kabul etmemeleri) sebebiyle Allah onları lânetlemiştir. Artık pek az inanırlar. Nisâ 160 : Yahudilerin zulmü sebebiyle, bir de çok kimseyi Allah yolundan çevirmeleri, menedildikleri halde faizi almaları ve haksız (yollar) ile insanların mallarını yemeleri yüzünden kendilerine (daha önce) helâl kılınmış bulunan temiz ve iyi şeyleri onlara haram kıldık; ve içlerinden inkâra sapanlara acı bir azap hazırladık. Mâide 18 : Yahudiler ve hıristiyanlar «Biz Allah'ın oğulları ve sevgilileriyiz» dediler. De ki: Öyleyse günahlarınızdan dolayı size niçin azap ediyor? Doğrusu siz de O'nun yarattığı insanlardansınız. O, dilediğini bağışlar ve dilediğine azap eder. Göklerde, yerde ve ikisinin arasında ne varsa mülkiyeti Allah'a aittir. Sonunda dönüş de ancak O'nadır. Mâide 41 : Ey Resûl! Kalpleri iman etmediği halde ağızlarıyle «inandık» diyen kimselerden ve yahudilerden küfür içinde koşuşanlar(ın hali) seni üzmesin. Onlar durmadan yalana kulak verirler, ve sana gelmeyen (bazı) kimselere kulak verirler; kelimeleri yerlerinden kaydırıp değiştirirler. «Eğer size şu verilirse hemen alın, o verilmezse sakının!» derler. Allah bir kimseyi şaşkınlığa (fitneye) düşürmek isterse, sen Allah'a karşı, onun lehine hiçbir şey yapamazsın. Onlar, Allah'ın kalplerini temizlemek istemediği kimselerdir. Onlar için dünyada rezillik vardır ve ahirette onlara mahsus büyük bir azap vardır. Mâide 44 : Biz, içinde doğruya rehberlik ve nur olduğu halde Tevrat'ı indirdik. Kendilerini (Allah'a) vermiş peygamberler onunla yahudilere hükmederlerdi. Allah'ın Kitab'ını korumaları kendilerinden istendiği için Rablerine teslim olmuş zâhidler ve bilginler de (onunla hükmederlerdi). Hepsi ona (hak olduğuna) şahitlerdi. Şu halde (Ey yahudiler ve hakimler!) İnsanlardan korkmayın, benden korkun. Âyetlerimi az bir bedel karşılığında satmayın. Kim Allah'ın indirdiği (hükümler) ile hükmetmezse işte onlar kâfirlerin ta kendileridir. Mâide 51 : Ey iman edenler! Yahudileri ve hıristiyanları dost edinmeyin. Zira onlar birbirinin dostudurlar (birbirinin tarafını tutarlar). İçinizden onları dost tutanlar, onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğuna yol göstermez. Mâide 64 : Yahudiler, Allah'ın eli bağlıdır (sıkdır) , dediler. Hay dedikleri yüzünden elleri bağlanası ve lânet olasılar! Bilâkis, Allah'ın elleri açıktır, dilediği gibi verir. Andolsun ki sana Rabbinden indirilen, onlardan çoğunun azgınlığını ve küfrünü arttırır. Aralarına, kıyamete kadar (sürecek) düşmanlık ve kin soktuk. Ne zaman savaş için bir ateş yakmışlarsa (fitneyi uyandırmışlarsa) Allah onu söndürmüştür. Onlar yeryüzünde bozgunculuğa koşarlar; Allah ise bozguncuları sevmez. Mâide 69 : İman edenler ile yahudiler, sâbiîler ve hıristiyanlardan Allah'a ve ahiret gününe (gerçekten) inanıp iyi amel işleyenler üzerine asla korku yoktur; onlar üzülecek de değillerdir. Mâide 78 : İsrailoğullarından kâfir olanlar, Davud ve Meryem oğlu İsa diliyle lânetlenmişlerdir. Bunun sebebi, söz dinlememeleri ve sınırı aşmalarıdır. Mâide 82 : İnsanlar içerisinde iman edenlere düşmanlık bakımından en şiddetli olarak yahudiler ile, şirk koşanları bulacaksın. Onlar içinde iman edenlere sevgi bakımından en yakın olarak da «Biz hıristiyanlarız» diyenleri bulacaksın. Çünkü onların içinde keşişler ve râhipler vardır ve onlar büyüklük taslamazlar. Tevbe 30 : Yahudiler, Uzeyr Allah'ın oğludur, dediler. Hıristiyanlar da, Mesîh (İsa) Allah'ın oğludur dediler. Bu onların ağızlarıyla geveledikleri sözlerdir. (Sözlerini) daha önce kâfir olmuş kimselerin sözlerine benzetiyorlar. Allah onları kahretsin! Nasıl da (haktan bâtıla) döndürülüyorlar! Nahl 118 : Sana anlattıklarımızı, daha önce, yahudi olanlara da haram kılmıştık. Biz onlara zulmetmedik, fakat, onlar kendilerine haksızlık ediyorlardı. Hac 17 : Mümin olanlar, yahudi olanlar, sâbiîler, hıristiyanlar, mecûsîler ve müşrik olanlara gelince, muhakkak ki Allah, bunlar arasında kıyamet gününde (ayrı ayrı) hükmünü verir. Çünkü Allah her şeyi hakkıyla bilendir. YAHUDİLERİN LANETLENDİĞİ AYET Al-i İmran, 3/112-113: 'Onlar (Yahudiler) nerede bulunurlarsa bulunsunlar, Allah'ın ahdine ve insanların (müminlerin) himayesine sığınmadıkça, kendilerine zillet (damgası) vurulmuştur; Allah'ın hışmına uğramışlar ve miskinliğe mahkum edilmişlerdir. Çünkü onlar, Allah'ın âyetlerini inkâr ediyorlar ve haksız yere peygamberleri öldürüyorlardı. Bu da, onların isyan etmiş ve haddi aşmış bulunmalarındandır. Hepsi bir değildir; Ehl-i kitap içinde istikamet sahibi bir topluluk vardır ki, gece saatlerinde secdeye kapanarak Allah'ın âyetlerini okurlar.' Velhasıl, içlerinde geçmişe dayanan kincilikleri ve düşmanlıkları bitmek bilmiyor. Son peygamberin kendi soylarından çıkmadığı gerekçesine sığınarak, bütün masumları katletmek ancak lanetlenmiş ve karanlık kalplerin küstahlığı olabilir. Lâkin, Allah-u Teâla asla size gün yüzü göstermeyecektir. Hem kainatın efendisinin buyruğuna düşman olduğunuz için hem bozgunculuk çıkardığınız için hem de masumların kanıyla kendinize ateş kadehleri hazırladığınız için. 'La Galibe İllallah' Gazeteci-Yazar Nihal Özkan

Haber Editörü

Dikmen Hakan

hakandikmen30@gmail.com
Yorumlar (0)

GÜNDEM

Haberi Sesli Oku