Erzurum’un geri kalmışlığı kader değil, ihanettir. Bu halk, sizin koltuklarınız sıcak kalsın diye yoksulluğa mahkûm edildi!

Erzurum geri mi kalmış? Hayır efendim, geri bırakılmış! Bilerek, isteyerek, planlı programlı.

 Çünkü bu topraklardan sizin rantınız yok, çıkarınız yok, ihale pastanız yok. O yüzden yıllardır göz göre göre çökerttiniz memleketi.

Sahi, Erzurum ne yaptı size? Neden bu kadar hor gördünüz? Çünkü dik durdu, eğilmedi, satılmadı! Ama siz, tam da bu yüzden el birliğiyle çökerttiniz şehri.

 Gençlerini göçe zorladınız, çiftçisini borca, esnafını iflasa sürüklediniz. Ne yatırımı? Ne kalkınması? Ancak seçim zamanı hatırladınız bu dağları, bu soğuğu, bu sabrı!

Ama sabır dediysek sonsuz değil!

Yahu Erzurum’da sanayi yok, tarım can çekişiyor, turizm dedikleri şey iki fotoğrafla sosyal medyada “vatan sevgisi” pozlarına dönmüş. Erzurumlu hâlâ torununa iş bulamıyor, hâlâ doğalgazsız mahalleler var, hâlâ hastane sırası, okul eksiği, ulaşım krizi yaşanıyor.

Sizse hâlâ “çalışıyoruz” diyorsunuz! Ne zaman çalıştınız be! Bu halkın duasını değil, küfrünü alacak işler yaptınız. Çünkü Erzurum size oy verdi ama siz Erzurum’a yüz çevirdiniz. Çünkü siz doyduğunuzla ilgilisiniz, bu halkın açlığı umurunuzda bile değil!

Memleketin üstüne çökmüşsünüz, çekin artık elinizi! Yetmedi mi sömürdüğünüz yıllar? Yüzünüz yok, utanmanız hiç yok. Tıpkı geçmişi yağmalayıp, geleceği satanlar gibi… Şimdi kalkmış Erzurum'un adını kullanıp siyaset yapıyorsunuz.

Erzurum sizin seçim sandığınız değil! Erzurum sizin şov alanınız değil! Erzurum sizin haram sofranız değil!

Ama unutmayın: Erzurum’un sabrı dağlar kadar ama öfkesi de ayaz gibi keser insanı. Bu halk bir gün gerçekten uyanırsa, ne makama bakar, ne partiye, ne koltuğa. O gün geldiğinde, memleketi terk eden gençlerin ayak sesleri değil, geri dönen halkın hesap soran haykırışı yankılanır sokaklarda.

Şimdilik susuyorsa Erzurum, biriktirdiğindendir. Ama unutmayın, Erzurum sustukça değil, susturuldukça büyür.