Türkiye’deki Yetim Çocukların Karanlık Dosyası

Ukrayna’da savaş bölgesinden tahliye edilerek Türkiye’ye getirilen yüzlerce yetim çocuğa ilişkin ağır istismar iddiaları, yürütülen soruşturmanın “rızaları var” gerekçesiyle kapatıldığı bilgisiyle yeniden gündeme oturdu. Agos ile Slidstvo.Info’nun ortak araştırması, hem yetkililerin ihmallerini hem de yargı sürecindeki çarpıcı boşlukları gözler önüne serdi. Hamile kalan iki kız çocuğunun ifadesinin dahi alınmaması, dosyanın “reşit olmayanla cinsel ilişki” kapsamında ele alınması, kamuoyunda büyük tepki topladı.

Ukraynalı iş insanı Ruslan Shostak’ın yürüttüğü “Savaşsız Çocukluk Projesi” çerçevesinde 2022’de Antalya’daki otellere yerleştirilen çocuklar, savaşın ortasından kurtarıldı ancak bu kez başka bir travmanın içine sürüklendi. Ukrayna tarafından hazırlanan denetim raporu, çocukların hem ihmal edildiğini hem de psikolojik ve cinsel istismara maruz bırakıldığını belgeliyor.

İfadeler Alınmadı, “Rızaları Var” Denildi

En çarpıcı detay ise iki kız çocuğunun hamile kalmasına rağmen soruşturmanın açılma biçimi oldu. Savcılık, iddiaları “çocuğun cinsel istismarı” kapsamında değil, “reşit olmayanla cinsel ilişki” başlığı altında ele aldı. Hamilelik tarihleri üzerinden çocukların 15 yaşını doldurmuş olduğu gerekçesiyle “rızanın bulunduğu” kanaatine varıldı.

Dahası, kız çocuklarının ifadesi alınmadı. Ukraynalı eğitmenlerin çocuklara “otel personeliyle ilgili olumsuz bir şey söylemediklerine” dair belgeler imzalatmaya çalıştığı iddiası ise raporda açıkça yer alıyor. Çocukların beyanı adli süreçte dikkate alınmadığı gibi, savcılık takipsizlik kararını “şikâyet yok” gerekçesine dayandırdı.

Bu durum, uzmanlar tarafından hem Çocuk Koruma Kanunu’na hem de uluslararası çocuk hakları sözleşmelerine aykırı olarak değerlendiriliyor. Çünkü çocukların cinsel istismarında “rıza” kavramı hukuken geçerli kabul edilmiyor.

Ukrayna Raporu ve Türkiye’deki Sürecin Belirsizliği

Ukrayna’dan gelen 11 yetkilinin imzasını taşıyan denetim raporu, çocukların fiziksel güvenlikten psikolojik desteğe kadar birçok alanda ciddi şekilde ihmal edildiğini tespit ediyor. Raporda, Antalya’daki otellerde kalan kız çocuklarının otel personeliyle ilişkiye zorlandığı ve hamile bırakıldığı bilgisi yer alıyor.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM) ise haberler sonrası yaptığı açıklamada, Türkiye’nin iddiaları Ukrayna’dan öğrendiğini ve “derhal suç duyurusunda bulunulduğunu” belirtti. Ancak dava sürecinin akıbeti, yeni bir inceleme olup olmayacağı gibi kritik bilgiler kamuoyuyla paylaşılmadı.

Bu nedenle, hem Türkiye’deki hukuki süreç hem de çocukların mevcut durumu hâlâ büyük bir soru işareti olarak duruyor.

Çocukların Geleceği ve Soruşturmanın Yeniden Açılması Tartışılıyor

Ortaya çıkan tablo, yalnızca bir adli vakayı değil, aynı zamanda savaş mağduru çocukların korunmasına yönelik sistemsel bir çöküşü işaret ediyor. Uzmanlar, savcılığın takipsizlik kararının yeniden ele alınması gerektiğini, çocukların psikolojik durumlarının ve hamilelik süreçlerinin bağımsız uzmanlarca incelenmesinin zorunlu olduğunu savunuyor.

Özellikle uluslararası hukuk açısından, savaş bölgesinden getirilen çocukların korunması hem Türkiye’nin hem Ukrayna’nın ortak sorumluluğunda. Dolayısıyla iddiaların derinlemesine araştırılması, ilgili kurumların şeffaf şekilde hareket etmesi bekleniyor.

Çocukların ifadelerinin alınmaması, belgelerin zorla imzalatıldığı iddiası, soruşturmanın kapsamının daraltılması gibi birçok unsur, hem vicdani hem hukuki açıdan yeni bir incelemeyi zorunlu kılıyor.