
Ulaşımda Geri Kalmışlığın Başkenti
Bir şehir düşünün… Uçak seferi bulamadığı için komşu illere gitmek zorunda kalan, trenin adını duyduğu ama kendisini göremediği, yollarda hâlâ “sabır taşı” gibi bekleyen bir şehir.
Evet, o şehir Erzurum.
Yıllardır ulaşım, bu kentin en büyük kamburlarından biri.
Uçak seferleri yetersiz, fiyatlar uçuk, kış şartlarında iptaller sıradan hale gelmiş.
Üstüne üstlük hızlı tren meselesi var: Her hükümet döneminde “yolda, yapılacak, sırada” denilen ama bir türlü rayına oturmayan bir proje.
Yani ortada tren var ama ulaşım yok; pist var ama kalkış yok.
Erzurum, adeta “bekleme peronu”na hapsolmuş durumda.

Uçak Beklerken Zaman Uçtu
Ulaşım yalnızca bir konfor meselesi değildir; ekonomik damar demektir.
Bir yatırımcı Erzurum’a kolay ulaşamıyorsa, o şehir büyüyemez.
Erzurum’un ulusal ve uluslararası uçuş ağı zayıf.
Kışın sefer iptalleri, yazın doluluk bahanesi… Vatandaş, “bilet bulamıyorum” derken, komşu illerden uçmak artık sıradan bir durum haline geldi.
Düşünün, 2025 yılındayız ama hâlâ Erzurum’dan bir yere uçmak için başka şehre gidiyoruz.
Bunun adı kader değil, ihmalin kurumsallaşmış hali.
Hızlı Tren Hayal, Yavaş Gelişme Gerçek
Yıllardır dillendirilen Erzurum–Ankara hızlı tren hattı hâlâ bir vaat olarak havada asılı.
Oysa bu proje hayata geçseydi, Erzurum’un ticaret, turizm ve lojistik alanında çehresi değişirdi.
Bugün Sivas’a kadar gelen hat, Erzurum’a neden ulaşmadı?
Cevabı net: Öncelik sıralamasında Erzurum yine sonlarda kaldı.
Bölgesel kalkınma deniyor ama Doğu’nun en kritik ili, ulaştırma planlarında hep “ikinci lig”te tutuluyor.
Bir şehir düşünün; yüzlerce kilometre ray var ama kendi trenini göremiyor.
Erzurum’un hızlı tren özlemi artık sadece ulaşım değil, bir gurur meselesi haline geldi.
Sanayi Yoksa Gençlik Niye Kalsın?
Ulaşımın aksaması yetmezmiş gibi Erzurum’da sanayi neredeyse yok denecek kadar zayıf.
OSB (Organize Sanayi Bölgesi) var ama “organize” bir planlama yok.
Teşvikler kâğıt üzerinde güzel duruyor ama bürokratik tıkanıklık yatırımcının önünü kesiyor.
Lojistik avantajları değerlendirecek bir sanayi politikası oluşturulamadı.
Sonuç?
Gençler ya işsizlikle ya da göçle mücadele ediyor.
Şehir her yıl binlerce nitelikli gencini batıya kaptırıyor.
Üniversite mezunu genç, Palandöken’in eteklerinden değil, otobüs terminallerinden geleceğe bakıyor.
Bir şehir gençliğini kaybediyorsa, aslında geleceğini kaybediyordur.

Kalkınmanın Rayı, Planlamanın Eksikliği
Erzurum’un geri kalmışlığı, tek bir sebebe indirgenemez.
Sorun sistematik: ulaşımda kopukluk, yatırımda cesaretsizlik, siyasette etkisizlik.
Her dönem “Erzurum hak ettiğini alacak” deniyor ama alınan şey genellikle bir vaat dosyasından ibaret kalıyor.
Gerçek kalkınma için artık bahaneler değil, somut planlar gerekiyor.
Hızlı tren hattı hayata geçirilmeden, sanayi altyapısı güçlendirilmeden, hava ulaşımı artırılmadan bu şehirde hiçbir ivme yakalanamaz.
Erzurum’un hakkı, bir sonraki bütçeye değil, bugüne aittir.
Tren Kaçmadan, Şehri Uyandırmak Gerek
Erzurum artık “bekleyen” şehir olmaktan çıkmalı.
Uçak için başka illere gitmek, tren için yıllardır umut taşımak, yatırımcıyı “belki gelir” diye beklemek bu halka reva değil.
Bu şehir, tarih boyunca direnişin, azmin, inancın simgesi oldu.
Bugün de aynı kararlılıkla kalkınmanın simgesi olabilir — yeter ki birileri artık o trenin düdüğünü gerçekten duysun.
Yoksa tren yine geçer, biz yine el sallarız.