TÜRKİYE’NİN AVRUPA BİRLİĞİ’NE ÜYE OLAMAMASININ SORUMLUSU KİM VEYA KİMLER?
VARŞOVA
1990-1991 yıllarında Türkiye’nin Varşova Büyükelçiliğinde görev yaptım.
Hayat şartları biz diplomatlar için zordu.
Polonya geçiş dönemindeydi yani komünizmden kurtulmak için mücadele ediyordu.
Sendikacı ve işçi lideri Lech Walesa Cumhurbaşkanı seçildi.
Varşova’da ayda 500 dolara kirada oturduğumuz 15 ‘inci kattaki diplomatik dairenin manzarası çok güzeldi ama Büyükelçilikte birbirinden uyumsuz ve asosyal insanlar görev yapıyorlardı.
1991 yılında yapılan erken genel milletvekili seçimi imdadımıza yetişti.
DYP Nevşehir Milletvekili adaylığı için görevimden istifa ederek Ankara’ya döndüm.
2001 yılında Adalet Bakanlığı Müsteşarı,
2002 yılında Devlet Bakanı Prof.Dr.Şükrü Sina Gürel,
2015 yılında ise Türkiye Boks Federasyonu kafilesiyle ve en son 16-19 Kasım 2023 tarihlerinde Polonya’yı ziyaret etmek kısmet oldu.
Varşova tam bir Avrupa şehri olmuş.
Başka bir deyimle Avrupa’nın Çin’i konumunda.
Her türlü fason üretim Polonya’da yapılıyor.
Özellikle ünlü kozmetik ürünleri yine fason olarak Polonya’da üretiliyor.
1879 yılında yapılmış tarihi bir otelde 3 gece geçirdik.
https://www.booking.com/hotel/pl/tiffi-old-town.tr.html
Polonya’da 15.000 civarında vatandaşımız işveren, işçi veya öğrenci sıfatıyla ikamet ediyor.
Dışişleri Bakanlığında 40 yıl (1975-2015) diplomatik kariyer memuru olarak görev yaptım. Görevim sırasında toplam 16 tane diplomatik pasaport eskittim ve hiç bir ülkede vize sorunu yaşamadım.
Varşova Havalimanında ülkeye giriş vizesi olmasına rağmen vatandaşlarımızın İran, Pakistan , Hindistan veya Sri Lanka vatandaşlarıyla birlikte sorguya çekildiğine üzülerek şahit oldum.
Yeşil pasaport sahibi olmama rağmen pasaport polisi beni de sorguya çekmek istedi ama ağzının payını verdim ve ilgiliyi tersledim.
Oysa 1990 yılında Polonya vatandaşları valiz ticareti için Türkiye’ye gidebilmek ve vize alabilmelerini teminen Büyükelçiliğimizin önünde gece 03.00’
de kuyruğa giriyorlardı.
Polonya vatandaşları sadece kimlik kartlarıyla Türkiye’ye giriş yapıyorlar
ve güzel ülkemizde 90 gün vizesiz yaşayabiliyorlar.
T.C. vatandaşlarının şu anda Polonya Büyükelçiliğinden veya Başkonsolosluğundan vize almaları fermana muhtaç.
Vize ofisinden müracaat için randevu alabilmeleri dahi çok zor.
BRÜKSEL-ANKARA YOLCULUĞU (1978)
16 Ekim 1978 tarihinde Dışişleri Bakanlığı Genel Sekreter Ekonomik İşler Yardımcısı (şimdiki adıyla Dışişleri Bakan Yardımcısı) Yozgatlı Hemşehrimiz Büyükelçi Nazif Çuhruk ile aynı uçakta ve yanyana oturarak Brüksel’den Ankara’ya birlikte seyahat
ettik.
Abi - Kardeş ilişkileri içerisinde olduğumuz Büyükelçi Çuhruk’un tarihi önem taşıyan sözlerini yüksek bilgilerinize sunmak istiyorum:
“TÜRKİYE-AET ilişkilerini dondurmak için Başbakan Ecevit’in talimatıyla ve bir heyetle Brüksel’e geldik.
Ecevit AET (AB)’ye girmemizi istemiyor.”AET (AB) ortak biz pazar “ diyor.
Ecevit ekonomiden anlamıyor. Belki iyi bir Kültür Bakanı veya Dışişleri Bakanı olabilir ama Başbakan asla!
Danışmanları MARKSİST.
Türkiye’deki sermaye grupları ve büyük holdingler AB’ye kesinlikle karşılar.
Göreceksin komşumuz Yunanistan, bizden daha fakir Portekiz bir-kaç yıl sonra AB’ye girecekler ve Türkiye’yi fersah fersah geçecekler.”
1978 yılında sadece Doğu Bloku ülkeleri yani Bulgaristan, Romanya, Arnavutluk, Macaristan, Polonya, Çekoslovakya ve Doğu Almanya(DDR) vatandaşlarımızdan vize istiyordu.
Hür Avrupa’nın diğer ülkelerine vatandaşlarımız ellerini kollarını sağlayarak turistik gezi yapabiliyorlar veya TURİST İŞÇİ olarak çalışabiliyorlardı.
12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra binlerce vatandaşımız Avrupa ülkelerine siyasi veya ekonomik iltica taleplerinde bulundukları için askeri idareye karşı olan hür ülkeler Türkiye’ye vize uygulamak mecburiyetinde kalmışlardır.
NEREDEN NEREYE?
Vahit Özdemir
20 Kasım 2023