Geçen yıl Türkiye genelinde muhalefet partisi CHP’ye ve CHP’li belediyelere yönelik birçok tutuklama ve operasyonlar gerçekleştirildi. İstanbul ve Ankara gibi büyük kentlerde CHP il ve ilçe başkanlarının görevden alınmaları, gözaltılar ve mahkeme süreçleri bu baskının sembolü olarak görülüyor. Kamuoyunda, hükümetin muhalefeti engelleme ve seçim öncesi siyasi alanı daraltma çabası olduğu yönünde yorumlar yapılıyor.

Binlerce kişi, bu operasyonları protesto etmek amacıyla sokaklara çıkarak adaletsizlik ve demokrasi taleplerini dile getirdi. Protestoların barışçıl biçimde yürütülmesi vurgulanırken, güvenlik güçlerinin göstericilere yaklaşımı ve medya üzerindeki sansür iddiaları da kamuoyunda tartışma konusu.

Uluslararası kuruluşlar ve yerel sivil toplum örgütleri, ifade özgürlüğü, adil yargılama ilkeleri ve siyasi çoğulculuk temalarına dikkat çekiyor. Türkiye’nin demokratik standartları ve seçim süreçlerinin meşruiyeti bakımından bu protestoların nasıl yönetileceği sık sık gündeme getiriliyor.

Demokrasi, İfade Özgürlüğü ve Gösteri Hakkı: Bu alanlarda hem yerel hem uluslararası gözlemcilerden talepler yükseliyor.

Politik Gerilim ve Kamuoyu: Muhalefetle hükümet arasındaki siyasi arena seçim sürecine doğru daha hassas hale geliyor.