Türkiye olarak üretmek ve tarıma önem vermek zorundayız...
Türkiye olarak üretmek ve tarıma önem vermek zorundayız...
Bunun farkına varalım; zor bir dönemden geçiyoruz..
Belki de Cumhuriyet tarihimizin en kritik dönemi…
Kesin teşhisin, “Türk’ün Türk’ten başka dostu olmadığı”nı yıllarca gördüğümüz ve
bildiğimize göre…
Kendi göbeğimizi kendimiz kesmek, askerî, ekonomik, stratejik tedbirlerimizi millî
ve yerli olarak almak zorundayız'ki son olarak milli atılımlar ile büyük bir mesafe
katledildi.
TOGG,Siha Kızılelma ,Atak,Anadolu Gemisi,İstanbul firkateyni roketsan atılımları
ve niçeleri…
Dünyada kimse kimsenin kaşına gözüne âşık değil…
Dünya, Türkiye ile tarihî, stratejik ve ekonomik olarak bizimle bir küs bir barışık
bunu artık cok iyi biliyoruz…
Ne ABD, ne Rusya, ne Almanya, ne İngiltere ve Fransa, ne Irak ve Suriye, ne Mısır
ve BAE bizimle ilgili iyi niyetli hiç olmadılar sadece kendi cıkar ve menfaatleri
peşinde koştular ve koşturmayada devam ediyorlar...
Bırakın 1453’ü, taa 1071’den beri Haçlı bizden rahatsız ve hala düşman olsun biz
dostumuzuda düşmanlarımızıda cok iyi biliyoruz…
Putin’in sık sık sergilediği U dönüşleri, Biden'in ucuz iç politika uğruna sergilediği
gel-gitler, Macron’un cahilce düşmanlık politikası, sözde Müslüman Sisi ve
Suudilerin sergilediği hasmane tutumu, kullanılan Barzani ve Irak yönetiminin PKK
seviciliği nasıl bir çember içinde olduğumuzun delili…
Türkiye jeopolitik olarak, ekonamik olarak dünyanın cazibe noktası…
İnsanlığın su kaynakları, ticaret ve enerji yolları Anadolunun kaderinde hep
belirleyici oldu.
Irak, Suriye, Doğu Akdeniz, KKTC, Libya ve Afrika’daki atılımlarımız, terörle
mücadele ve “Mavi vatan” diklenişimiz hepsini rahatsız ediyor.
Özellikle yeni Koronavirüs salgınında Türkiye’nin elde ettiği başarı, önemli sağlık
yatırımları, Batı’yı çileden çıkarmakla kalmadı o dönemde yapılan şehir hastaneleri
sahra hastaneleri yaşamış olduğumuz Kahramanmaraş merkezli Depremde Sağlık
noktasında ne
kadar başarılı olduğumuzunda aslında göstergesidir.
Kahramanmaraş depremi sonrası yine şunu cok iyi gördükki Türk dünyası Başta
Azerbaycan olmak üzere Kazakistan,Kırgızıstan,Özbekistan tüm Türk dünyası tek
yürek oldu.
Şimdi İsmail Gaspıralınında demiş olduğu gibi İŞTE DİLDE FİKİRDE BİRLİK
desturu ile bircok konuda fikir birliği ile geleçeğe daha sağlam adımlar ile
ilerliyoruz.
“Yerli ve millî” olmak, devlette sağlam irade göstermek, su ve enerji
kaynaklarımıza sahip çıkmak, özellikle tarım ve hayvancılığımıza çok önem vermek
zorundayız…
Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrası Türkiye Yüzyılı hedeflerimiz“2023’de bir Türk
destanı yazılacak, Türkiye’yi hiç kimse tutamayacaktır.
Bu kararlılık, bu duruş, bu inanç büyük Türk milletinin sözüdür, özüdür, özlemidir,
yerine getirme görevi de Cumhurİttifakı’nındır.
Dik durmak ve kararlı olmak zorundayız…
“Üretim”e yönelmeliyiz…
Kilit nokta ve “yerli ve millî üretim”…
Terörle mücadelede, Suriye ve Libya’da Karabağda Ukranyada yerli
İHA/SİHA’larımızın oynadığı rolü hep birlikte gördük…
Korona vesilesiyle dünyanın sürüklendiği yeni düzen, tarım, sağlık, yerli savunma
ve eğitim sektörleri üzerine kurulu…
Bulunduğumuz stratejik konum, başımızdan Haçlı belâsının eksik olmayacağının
belgesidir…
Binlerce yıllık tarih bunun canlı şahididir…
Bulunduğumuz topraklar bereketli topraklar…
“Kendi kendine yeten” bir ülke konumuna geçmek zorundayız ve tarım çok
önemli…
Çiftçimize ve besicimize özel teşvikler vermek, üreticiyi desteklemek, geleceğe
yatırım yapmaktır…
İnsanlığın geleceği gıda, su ve enerji üzerine kurulu…
İklim değişimi ve kuraklık kapımızı çalan tehlikelerden…
Son günlerde yaşadığımız sel, fırtına, hortum bunların habercisi…
İhmal ettiğimiz, tahrip ettiğimiz tabiatla barışmak zorundayız.
Bilimin ışığında, devletin tarım ve hayvancılıkta atacağı her adım önem taşıyor.
Gelecek Türk Asrı bunlar üzerine kurulacak…
DEVLET-İ EBED MÜDDET TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ VAROLSUN !
Gökalp Şentürk