Erzurum’un taşı toprağı ticaret için dua ederken, şehrin göbeğinde yıllardır bir oda var: Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası. Adı büyük, binası gösterişli, kurumsal logosu tam takım. 

Peki ya içi? Kusura bakmayın ama içi boş dosya gibi. Görüntü var, içerik yok.

Memlekette esnaf siftah yapmadan kepenk indiriyor, genç girişimciler hayalini başka şehirlerde kuruyor, yatırımcı Erzurum’dan transit geçiyor… Peki Ticaret Odası ne yapıyor? Basın bülteni. Kahvaltılı toplantı. Bir de arada sırada “Erzurum’un potansiyeli büyük” cümlesini tekrarlamak. Kusura bakmayın ama bu şehir potansiyelden patladı artık.

Şehir donmuş, oda uykuda.

Bir düşünün: Erzurum'da kaç tane yerel marka çıktı da ulusala yayıldı? Kaç yatırım ETSO'nun girişimiyle geldi? Kaç gencin elinden tuttu bu kurum? Cevap belli: Yok, yok, yine yok.

Oda, adeta ticaretin değil, temsiliyetin odası. Seçim zamanı boy göster, sonra kabuğuna çekil. Esnaf dertli mi? Aman duymayalım. İşsizlik mi? Zaten ülke genel sorunu. Gençler göç ediyor mu? Onlar da “vizyoner”. Böyle bir algı oluşturulmuş: Sorun varsa, bizden değildir.

Erzurum’un kalkınması, o salonlarda olmaz!

Erzurum’un geleceği, kürsüde ceket ilikleyip nutuk atanlarda değil, sahaya inip dert dinleyen, risk alan, taşın altına elini koyanlardadır. Ama ETSO’dan beklenen bu değil artık. Çünkü kimse onlardan umut da beklemiyor. Beklentiler o kadar dibe vurmuş ki, "hiçbir şey yapmamaları" artık kimseyi şaşırtmıyor.

O zaman sormak lazım:

Erzurum’da yatırım düşüyorsa, siz neyi büyütüyorsunuz?

Esnaf kan ağlıyorsa, siz kime moral veriyorsunuz?

Gençler kaçıyorsa, siz niye alkışlıyorsunuz?

Ve son olarak:
Bu şehir sizi temsil etmiyor artık, siz bu şehre yük oluyorsunuz.