TBMM Başkanı Kurtulmuş büyükelçileri kabul etti

TBMM Başkanı Kurtulmuş büyükelçileri kabul etti

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, 16. Büyükelçiler Konferansı kapsamında, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve beraberindeki büyükelçileri, TBMM Tören Salonu'nda kabul etti.

Kabulde konuşan Kurtulmuş, Büyükelçiler Konferanslarının dış politikada istişare zemini oluşturduğunu belirterek, bu konferansların devam etmesi temennisinde bulundu.

Kurtulmuş, Asyalıların, "İlginç zamanlarda yaşayasın" sözünü aktararak, bunu bazı kesimlerin beddua, bazı kesimlerin de tavsiye olarak ifade ettiğini söyledi.

Tarih boyunca ilginç zamanlar yaşandığını vurgulayan Kurtulmuş, içinde bulunulan dönemde de bu zamanlardan en ilginçlerinin yaşandığını ifade etti.

Dünyadaki değişimlerin uluslararası ilişkilere de yansıdığının altını çizen Kurtulmuş, belirsizliklerin yüksek olduğu dönemde bulunulduğunu dile getirdi.

Kurtulmuş, bölgesel güç ve küresel aktör olma iddiası bulunan Türkiye'nin, tedbirlerini de bu döneme göre alması gerektiğine dikkati çekti.

“Prensipli müzakereler ilkesinden asla ayrılmadığımızı görüyoruz"

Rusya-Ukrayna Savaşı, Kafkaslar'daki gerilimler ve Gazze'de ateşkesin sağlanması konularında Türkiye'nin tutumlarını hatırlatan Kurtulmuş, istikrarsız dünyada hiç kimsenin güvende olmayacağını vurguladı.

Dış politikayı güçlü şekilde kurgulamaya çalıştıklarının altını çizen Kurtulmuş, şunları ifade etti: "Prensipli müzakereler ilkesinden asla ayrılmadığımızı görüyoruz. Yani bir masada başka sözü, başka bir muhatabımıza karşı diğer masada başka teklifi getirmiyoruz. Herkese açık yüreklilikle, prensipler çerçevesinde müzakerelerimizi yaparak barışın, istikrarın ve güvenin sağlanması için olağanüstü çaba sarf ediyoruz. İnsani diplomasi vasıtasıyla dünyanın dört bir tarafındaki ihtiyaç sahibi olan insanlara en kısa sürede ve en etkin şekilde ulaşabilmeyi başarıyoruz. Bunun için gayret sarf ediyoruz."

Kurtulmuş, Filistinlilere ve Afrika halklarına desteği sağlamak için diplomasinin etkin kullanıldığını vurguladı.

Terörsüz Türkiye süreci

Terörsüz Türkiye hedefi doğrultusunda yürütülen çalışmaları dile getiren Kurtulmuş, Türkiye'nin, içinde bulunduğu bölgede güçlü bir şekilde ayakta durmaktan başka şansının bulunmadığını vurguladı.  

Türkiye’nin güçlü olması için gayretle mücadele ettiklerini belirten Kurtulmuş, şöyle devam etti: “Son dönemlerde, özellikle son 25-30 yıllık süre içerisinde bu bölgenin ikinci Sykes-Picot planlarıyla nasıl paramparça edilmeye çalışıldığını, nasıl etnik ve mezhebi çatışmalar ekseninde bölündüğünü, birbirlerine şimdiye kadar düşman edilememiş olan halkların düşman edilmesi için nice hain emperyal planların yapıldığını çok iyi biliyoruz. Bu çerçevede aradaki husumetin kalıcı hale getirilmesi için, ellerine silah verdikleri vekil unsurlar vasıtasıyla halkların arasına düşmanlık kurmak için neler yaptıklarını gayet iyi biliyoruz. Bu süreçlerde en büyük bedel ödemiş ülkelerden birisi de Türkiye'dir.

Cumhuriyetimizin 102'nci yılındayız. Bu 102 yılın 50 yılı terörle geçmiş olan bir ülkeyiz. Cumhuriyet tarihimizin yarısında terör belasıyla uğraşmış olan bir ülkeyiz. On binlerce insanımız ölmüş, binlerce güvenlik kuvvetimiz şehit olmuş. Aynı şekilde bu ülkenin muazzam kaynakları terörle mücadele ya da terörün açtığı zararlar dolayısıyla kaybedilmiş. 2013 yılında bizzat bizim yaptığımız bir araştırmada o günkü rakamlarla terörün alternatif maliyetleriyle birlikte toplam Türkiye'ye verdiği zarar 1,3 trilyon dolardı. Herhalde bu rakam güncellenirse en az bunun iki katı olduğu aşikardır.

Dolayısıyla Türkiye'nin bu bölgede sözünü güçlendirmek ve dünyada etkin bir ülke olmak için terör meselesini artık geride bırakması, tarihin tozlu raflarına bırakması lazım. Bunun için başından itibaren söylediğimiz iç kaleyi tahkim etmeden dışarıdan gelecek olan saldırılara karşı ayakta duramayız. Türkiye'nin iç kaleyi tahkim etmek amacıyla başlatmış olduğu Terörsüz Türkiye süreci, çok şükür kısa bir süre içerisinde önemli bir noktaya gelmiştir. Ümit ediyoruz ki en kısa sürede örgütün içeride ve dışarıda bütün bileşenleriyle birlikte silah bırakma çağrısına uyarak kendisinin fesih sürecinin tamamlanmasıyla birlikte artık bu meselenin tamamen ortadan kalkacağı aşikardır.” (İLKHA)



Yorumlar (0)

GÜNDEM

Haberi Sesli Oku