Taş: Namazın alay edilir hale gelmesi ciddi ahlaki yozlaşmanın ve eğitimde geri kalmışlığın göstergesidir

Taş: Namazın alay edilir hale gelmesi ciddi ahlaki yozlaşmanın ve eğitimde geri kalmışlığın göstergesidir

Sosyal medyada namazla alay eden görüntülere tepki gösteren Mardin Mil Diyanet-Sen Başkanı Ramazan Taş, namazın alay konusu yapılmasının ahlaki yozlaşmayı ve eğitim sistemindeki eksiklikleri gözler önüne serdiğini söyledi.

Son günlerde sosyal medya mecralarında bir grup genç tarafından İslam’ın şiarı olan namazın alay konusu edilerek paylaşılan görüntüler kamuoyunda yoğun tepkilere neden oldu.

Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Mardin Mil Diyanet-Sen Başkanı Ramazan Taş, namazın bu şekilde gündeme gelmesini eleştirerek bunun ciddi bir toplumsal sorun olduğuna dikkat çekti.

İLKHA mikrofonuna konuşan Taş, gençler arasında namazla alay eden söylemlerin giderek arttığını belirterek, gençlere namazın mahiyetinin doğru anlatılması gerektiğini vurguladı.

Taş, "Son zamanlarda gençler arasında namazla alay eden söylemler daha görünür hale geldi. Özellikle sosyal medyada yapılan paylaşımlar, ibadeti ciddiyetsiz bir mizah malzemesine dönüştürüyor. Bu durum sadece bir inanç meselesi değil, aynı zamanda bir saygı ve değer meselesi olarak karşımıza çıkıyor. Bir genç şöyle ifade ediyor, ‘Aslında namazla alay ettiğimi düşünmüyorum. Herkes yapıyor, ben de o ortamda geri kalmamak için gülüyorum. Yoksa özel olarak karşı olduğumdan değil.’ Bu sözler çoğu zaman alayın bilinçli yapılmadığını ama ibadetlerle dalga geçildiğini aşikardır." şeklinde konuştu.

"Bu tür şeyler sadece ibadetle alay etme değil, insani ve ahlaki değerleri de ayaklar altına alıyor"

Toplumların inanç ve kültür değerlerinin hedef alınmasının yıkıcı sonuçlar doğurduğunu ifade eden Taş, "Toplumumuzda bu gençlerin, ‘Bir toplumu yıkmak isteyen nerden başlarım?’ düşüncesine girdiği zaman, toplumun dinamiklerini oluşturan inançları ve kültürüyle yozlaşmaya çalışıldığında toplumun yıkıldığı veya yıktırıldığı görülüyor. Dolayısıyla gençlerimize namaz telakki ederken sadece söylemde ve emirde kalmamalıyız; aslında namazın bir Müslüman için ne anlama geldiğini, manevi olarak insanın beden üzerindeki etkilerini, bizimle Allah arasındaki bağın temeli olduğunu onlara anlatmalıyız. Namazın bizimle Allah arasındaki bağın olduğunu ifade etmeliyiz. Aksi halde baskıyla namaz öğretildiğinde, çocuklar büyüdüğü zaman toplumda ve sosyal medyada gördüğümüz gibi ciddiyetsizlik ortaya çıkar. Nihayetinde bu tür şeyler sadece ibadetle alay etme değil, insani ve ahlaki değerleri de ayaklar altına alıyor." İfadelerini aktardı.

Gençlere karşı düşmanca bir yaklaşım içinde olmadıklarını belirten Taş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Dolayısıyla ibadetler konusunda ve onları Allah'a yakınlaştırmada çocuklarımızı bilinçlendirmeliyiz. Biz gençler arasına karşı değiliz, onlara düşman değiliz; aslında hatanın düşmanıyız. Hatanın nasıl düzeltilmesi gerektiğine yönelik çaba göstermeliyiz. Çocuklarımızı bilinçlendirmeliyiz, onlara ibadetin hayatını, namazın sadece oturup kalkmak veya bir spordan ibaret olmadığını, Allah'ın değer verdiğini ve insanı yaklaştırdığını, onun miracI olduğunu anlatmalıyız ve bu süreçte onlara yardımcı olmalıyız."

"İbadetler, sadece eskide klasikleşmiş bir kültür halini almamalı"

Aile içi örnekliğin önemine dikkat çeken Taş, "Bir ebeveyn eğer kendi hanesinde namazdan uzaksa veya sadece çocukları namaz kılıyorsa olmaz. Çocuklarımızı namaz, ibadet, Allah ve Peygamber anlamında tanıtırken hem yaşamalıyız hem de onlara yaşatmalıyız. Uygulamalı örnekle onlara destek olmalıyız. Aksi takdirde açıkça ifade etmek istiyorum: İleriki yıllarda bu tür problemlerin oluşacağını ve daha da küreselleşeceğini, her yerde bu tür videoların karşımıza çıkacağını düşünüyorum. Çünkü ibadetin özünü, gerçek anlamındaki mahiyetini anlamalı ve yaşamalıyız; hayatımıza bu şekilde devam etmeliyiz. Maalesef sadece davranışlardan oluşan bir ibadet tarzı yeterli değil, ibadetin içindeki özünü almalıyız. Bunu biz aldığımızda ve çocuklarımıza gösterdiğimizde emin olunmalıdır ki karşılığını elbette alırız. Ancak bu şekilde bir bilinçsizlik devam edilirse, ibadetler sadece eskide klasikleşmiş bir kültür olarak kalırsa ve gençlerimize bu şekilde yönlendirirsek, maalesef bu tür sorunlarla daha büyük ölçüde karşı karşıya kalacağımızı düşünüyorum." şeklinde belirtti.

"Eğitim sistemimizi de gözden geçirmek lazım"

Bu tür görüntülerin okullarda çekilmesine de tepki gösteren Taş, "Bu konuda gerçekten esef duyuyorum. Çünkü eğitim yuvaları, aslında inancımızı, dinimizi, kültürümüzü gerçek mahiyette çocuklarımıza ilhak etmesi gerekirken bu tür manzaraların çıkması bizleri düşündürüyor ve üzüyor. Oysa insan okuyarak daha çok Rabb'ini ve Peygamberini tanımalı; tanıdıkça da kalbinde sevgi ve saygı oluşması gerekiyor. Ancak bu olmadığı zaman demek ki eğitim sistemimizde de problem var. Bu çocuklar, Müslüman anne-babanın çocukları. Bu çocukların bu şekilde davranması bizleri derin anlamda üzmekte. Dolayısıyla eğitim sistemimizi de gözden geçirmek lazım. Eğitimcilerin çocuklara kucaklayıcı, düşmanca olmayan bir tarzla İslam'ın ve ibadetlerin ne kadar önemli ve mahiyetli olduğunu anlatılmalı. İbadetle alay etmek sadece Müslüman için değil, hangi inançtan olursa olsun, inançlar bir insan için değerlidir ve ona saygılı olmak zorundayız. İnsan insana saygılı olmak zorundadır, hele ki inancıyla asla dalga geçilmemesi gerekiyor. Bu durumun okullarımızda olması gerçekten üzücü bir olay." ifadelerine yer verdi.

Namazın alay konusu olmasının hem ahlaki yozlaşmanın olduğu hem de eğitimde geri kalmışlığın göstergesi olduğunu vurgulayan Taş, "Gençlerin namazı, klasikleşmiş bir davranış gibi mahiyetle algıladığında ortada ciddiyet de olmaz. Ancak ibadetler için, özellikle dinin direği olan namaz için, Kur'an-ı Kerim'de Allah'ın emri olan bir ibadetle alay edilmesi ve bunun ciddiyet alınmaması maalesef çok üzücü bir durumdur. Bizim ecdadımız namazın değerini çok iyi anladığı gibi bizlere de örnek sergilemiştir. Örneğin hastanelerde ameliyat masasında, kendisi ibadetini tam olarak yapamasa bile teyemmüm ile namazını kılanları görüyoruz. Namazda asla tembellik göstermiyor, geri durmuyorlar. Ancak şu an gençlerimizin namazdan bu kadar uzak durması, hatta namaz alayı düzeyine gelmesi ve bu durumun okullarımızda olması, hakikaten  ciddi bir ahlaki yozlaşmanın olduğunu ve eğitim anlamında geri kaldığımızın ifadesidir. Özellikle Allah'ı tanıma, Peygamberin ahlakını bilme ve tanıma konusunda gerçekten bilinçsiz olduğumuzun da işaretidir." ifadelerini kullandı.

"Gazzeliler, kendi derdini, ahvamını namazla Allah'a arz ediyor"

Taş, Gazze'deki Müslümanların yıkımlara rağmen namazlarından asla geri durmadıklarını belirterek, "Gazze'de şu an içme suyu bulamayan, zor durumlarda, açlık altında, savaşın ve mermilerin altında olan ordaki Müslümanlar, o kadar çok namazlarına bağlıdırlar ki onları ayakta tutan da namazdır. En ağır musibetlere maruz kaldıkları zaman bile çocuğunu, ailesini kaybetmiş olsalar da halen, 'Allah bizim için kâfidir' diyor, hala Allah'a tevekkül ediyor ve asla namazından geri kalmıyorlar. Hatta onun tesellisi, namaz kıldığı andır. Çünkü o zaman onu Allah'a yaklaştırıyor, miraca çıkıyor ve kendi derdini, ahvamını namazla Allah'a arz ediyor. Bütün bunlar, namazın özünü anlamasından geliyor. Biz çocuklarımıza namazın özünü verdiğimiz zaman bunu görürüz ama eğer bu özü onlara ara veremezsek, sadece söylemede bırakırsak, sadece klasik uygulama haline getirirsek maalesef neticesiz sonuçlar alırız." ifadelerin kaydetti. (İLKHA)



Yorumlar (0)

GÜNDEM

Haberi Sesli Oku