Tarım Danışmanlarına bir danışalım bakalım

Tarım Danışmanlarına bir danışalım bakalım

Tarım Danışmanlarına bir danışalım bakalım

'Tarım Danışmanları'na bir danışalım bakalım tum1haber Ülkemizin; yani topraklarımızın, Tarım ve Hayvancılığa dayalı bir müsait zeminin olduğu ve bu iki sektör ile geçimini sağlayan binlerce ve hatta milyonlarca vatandaşımızın olduğu kaçınılmaz bir gerçektir. Tarihin her döneminde bu iki sektör; insanlığın yarınlarını garantiye alan ve bu yarınları geçmişin devamı olarak hiç aksatmadan devam ettiren bir güç, bir zenginlik olmuştur, olmaya da devam edecektir. Bu güce sahip olan her millet; yarınlarına güvenle bakabilmekte, kimselere muhtaç olmadan kendi sektör ekonomisini oluşturabilmektedir. Ve çok iyi bilinmektedir ki; tarih boyunca Tarım ve Hayvancılık, insanoğlunun sahip olduğu en büyük silah olmuştur. Bu silahı iyi kullanan devletlerin durumu ve dünyamızın hızla sona doğru ilerleyen adımlarının ortaya çıkarmış olduğu gerçeklerimiz de aşikârdır. Ülkeler ve devletler, topraklarıyla ilgili olan ve önem derecesi ilk sıralarda olan bu tür çalışmaları; konunun uzmanlarıyla, eğitimini almış personelleriyle, teşvik edilmiş özel anlaşmalı kurum ve kuruluşlarıyla yerine getirdikleri gibi, gelecek açısından da bu uzmanların eğitimlerinde günün şartlarına göre, teknolojinin gelişime göre de takibini sağlamaktadırlar. Elbette işin özeti bu. Ülkemizde de durumun, tıpkı diğer ülkelerde olduğu gibi işlemiş olduğu da ayrıca kanaatimizdir. Bu yüzdendir ki tarihe yön vermiş olan devletlerimizin toprak üzerine, tarım üzerine, çiftçilerimiz üzerine, toprak ile iç içe yaşayan halkımız üzerine değişik avantajları içeren ayrıcalıklar hazırlamışlardır. Kendi üreten, kendi tohum geçmişi olan, kendi topraklarının verimi üzerine çalışan, kendi ürünlerinin tadına varan bir milletin; başka hiçbir millet tarafından himaye altına alınamayacağını da, tarih bize çok iyi bir şekilde de öğretmiştir.  Mevcut hükümetimizin “millileşme” adımlarının temelinde bu sektör ilk sıralarda bulunmaktadır. Gelelim bir de işin farklı bir boyutuna; Tarım ve Hayvancılığın; sağlıklı ve emin adımlarla yürüyebilmesi açısından hükümetlerin yapmış olduğu alt ve üst yapı çalışmalarının varlığı, hazırlıklarının, projelerinin, tasarımlarının ve hatta uygulamaya konulmuş olan düzenlemelerinin inkârı mümkün değildir. Ancak yeterliliği her zaman tartışma konusu olmuştur. Atılan siyasi adımların yanlışları toprağımıza aksetmekte, çiftçimize aksetmekte, köylümüzü ve bu sektörde hizmet etmekte olan diğer bütün varlıklarımızı sıkıntıya sokmaktadır. Tıpkı bir eğitim sorununun ortaya çıkması gibi. İşte asıl mesele de burada yatmaktadır. Eğitim sistemimizdeki ve uygulama sistemimizdeki yanlışlıklar. Olaylara bakış açımızın farklı ve değişkenlik gösterir olması durumu içerisinden çıkılmaz bir noktaya sürüklemektedir. Mesela bizler, ülke olarak; sağlık alanında okuyan ve tıp dalında eğitim almış bir insanımızı terazinin farklı bir noktasına koyarak ve hatta özel bir kanunla her türlü dış etkileşimden koruma altına alarak özelleştirirken, o insanları eğiten eğitimcilere, yani öğretmenlere aynı hakkı çok görebilmekteyiz. Elbette ki insan sağlığı birçok şeyin üzerindedir, bizim amacımız sadece bakış açısını bir noktaya toplamak içindir. Tarım hususunda da amacımız bu noktayı açığa çıkarmaktır. Aynı sıralarda okuyan, aynı eğitimi alan ve aynı diplomayı taşıyan iki insanımızdan birisi, devletin öz himayesinde “mühendis” etiketiyle, sosyal imkânları ve sosyal yaşantısı özendirici bir boyutta iken, diğerinin “tarım danışmanı” adı altında, tarla işçisi statüsünde ve hatta tabir-i caiz ise amele tarzında bir çalışma şartlarına maruz bırakılması, eşit diploma-eşit iş-eşit şartlar uyuşmazlığı açısından , “anayasal hakların” yeniden sorgulanması bakımından düşündürücü olmaktadır. Tarım Danışmanlarının varlığı ve faydası bu ülke için gerekli ise iyileştirilme yapılmaması için gösterilen neden nedir, bilinmelidir. Ortada var olan bir iyileştirme çalışması var ise bütün Tarım Danışmanlarının hep bir ağızdan dillendirdikleri bu olumsuzlukların giderilmesi için nasıl bir adım atılacaktır, o da bilinmelidir. Ziraat Mühendisi olan bir arkadaşımızın, bir şekilde görev aldığı Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesindeki çalışma şartları ile aynı kurumda, aynı diploma ile ve aynı görevden daha fazlasını yapan Tarım Danışmanı arkadaşımızın şartları aynımıdır? Sosyal şartları, sosyal yaşantısı, sosyal çevresi… Aynımıdır? Barış Aksoy… Kendisi bir Tarım Danışmanı. Tıpkı pasif olarak ülkemizde bulunan “6 Bin” danışman gibi. Aktif olanların sayısı şimdilik    “900” kişi olarak biliniyor. Geride olanlar ise pasifize olmaya devam. Onlara verilen sözde imkânlar ile bu hayat şartlarında, bu çalışma şartlarında ne kadar ayakta kalabilecekleri ise muamma. Öyle ki; mevzuat ortada, istenilenler ortada. Verilenler ile istenilenlerin arasında oluşan uçurumların ne bu ülkeye ne de aynı diploma ile aynı işleri yapan aynı kurumdaki iki arkadaşa faydası vardır. Ülkemizin güzel bir şekilde adımlarını attığı bu “Yeni Yüzyıl” da tarım danışmanlarımızın çağrısına kulak vermek artık kaçınılmazdır. Barış Aksoy’un kendi kaleminden, kendi ağzından Sayın Cumhurbaşkanımıza iletmiş olduğu arzusu da bu yöndedir zaten. “Sayın Cumhurbaşkanım; Tarım Danışmanlarından sitem var…     Bizler ülke çapında asgari ücretin altında sefalet ücretiyle çalışan Tarım Danışmanlarıyız. Meslektaşlarım adına bir açıklama yapmak zorunda kaldım. “Tarımsal teknolojileri, yeni tarım tekniklerini ve gelişmeleri; çiftçilerimize aktarılmasında bölgemiz ve ülkemiz tarımının kalkınmasında rol üstlenmeyi kendine bir görev olarak kabul etmiş serbest olarak ya da Ziraat Odaları ve çeşitli Birliklerde çalışan Türkiye’ye genelinde yaklaşık 6 bin, pasif aktif 900 kişiye  yakın Tarım Danışmanı arkadaşımız görev yapmaktayız. 2015-2016 yılından beri Tarım danışmanı olarak asgari ücretin altında çalıştık. 2019 sonra asgari ücretin 4/1’i kadar maaş alamıyoruz. Ancak giderlerimiz, masraflarımıza yetişemiyoruz. 2021-2022 yılları arasında bazı günler inşaata temizlik yaparken bazı günler de inşaata çalıştım.  2023 yılında ise 2 aydır kapıcılık yaparak aldığım ücret Bağ kur vergi borçlarımı ödedim. Bizim giderimiz, muhasebe ücreti dosya ücreti dükkân stopajı, büro vergisi, büro aidat ücreti, teminat ücreti, gelir vergisi, KDV Vergisi, damga vergisi, muhasebe yıllık defter ücreti köylere araba kiralama bedeli ziraat mühendisleri aidat ücreti vb. giderlerimiz var ailemizi geçindiremiyoruz. Asgari ücretin artması bizim ücretlerimiz sabit kalarak maaşımız erimektedir buna bağlı olarak vergi Bağ kur ve diğer giderlerimiz artış göstermektedir Tarımsal yayım/danışmanlık ve çiftçi eğitimi görevi; kuruluş yasası gereği Tarım ve Orman Bakanlığı’nca yerine getirilmesi gereken bir “kamu hizmetidir.. Uygulamaya konulan son proje, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın Tarımsal Yayım ve Danışmanlık sisteminin yaygın ve verimli bir yapıya kavuşmasını sağlamak amacıyla serbest ya da Ziraat Odaları, Kooperatifler ve Birlikler bünyesinde çalışan tarım danışmanları üzerinden 2009 yılından beri tarım danışmanlığı hizmetini desteklediği halen yürürlükte olan modeldir. Yürürlükteki mevzuata göre, Tarım Danışmanı; Sivil toplum örgütlerinde, ziraat odalarında istihdam edilen veya tarımsal danışmanlık hizmeti yürütmek üzere kendi nam ve hesabına çalışan ve Yönetmelikte belirtilen hükümlere göre sertifikalandırılmış kişilerdir. Şu anda uygulanan Tarımsal Danışmanlık Projesi de çok ciddi sorunlar içermektedir. Tarım danışmanları uzun yıllardır çok ciddi mali ve özlük hakları sorunları yaşamaktadır. Sözleşmeli personelin iş güvencesi yoktur. Bu güvencesizliğin yarattığı işten atılma ve yeniden işsiz kalma korkusu ve geleceğini planlayamama endişesi, kişinin çalışma şevkini kırmakta ve iş veriminin düşmesine neden olmaktadır. Tarım danışmanları kısa süreli sözleşmeler üzerinden işsiz kalma korkusu yaşamakta, geleceklerini planlayamamaktadır. Tarım danışmanlarına işsizlik sigortası primi ödemesi yapılmaması nedeniyle işsiz kalmaları durumunda yeni bir iş bulmak için geçen sürede maddi olarak sorun yaşamaktadırlar. Tarım danışmanlarının mali ve özlük hakları düzeltilmeli, çalışma koşulları ve ücretleri iyileştirilmelidir. Bakanlık bünyesinde çalışan bir ziraat mühendisi ile aynı eğitimi almış ve aynı işleri yapan tarım danışmanlarının ücreti “eşit işe eşit ücret” ilkesi gereği Bakanlık teknik personeli düzeyine yükseltilmelidir. Ziraat Mühendisleri kamu ve özel sektörde mühendise yakışır ücretle, güvenceli olarak istihdam edilmelidir. Kamuda yeterli sayıda kadro derhal açılmalıdır, güvencesiz sözleşmeli değil kadrolu atama yapılmalıdır. Bakanlık teşkilat yapısında “Çiftçi Yayım ve Eğitim Şubeleri” tekrar açılıp eğitim ve yayımda birlik sağlanmalı, yeterli sayıda ve nitelikli personel için yeni istihdam ortamı yaratılmalıdır. 1- SERBEST TARIM DANIŞMANLAR BAĞKUR VERGİDEN MUAF TUTULMASINI VE BAĞKURUN DEVLET TARAFINDAN ÖDENMESİNİ İSTİYORUZ. 2- TARIM DANIŞMANLARININ ÖZLÜK HAKLARININ VERİLMESİNİ İSTİYORUZ. 3- TARIM DANIŞMANLARI DOSYA ÜCRETİNİ VE TEMİNAT ÜCRETİNİ KALDIRILMASINI İSTİYORUZ. 4- 12 YILDIR TARIM DANIŞMANLAR KADRO BEKLİYOR. 5- TAŞERONLARA KADRO VERİLDİ AMA YILLARDIR OKUYUP YILLARDIR ARAZİDE ÇALIŞIP EMEKÇİ TARIM DANIŞMANLARA ZİRAAT MÜHENDİSİ, ZİRAAT TEKNİKER, ZİRAAT TEKNİSYEN ANKARADA SINAVA GİRİP DOĞRU DÜRÜST BİR HAK VERİLMEDİ. SESİMİZİ DUYURMAK İSTİYORUZ. Kamu yönetimine sesleniyorum; Tarım danışmalarının sorunlarını çözün. Tüm milletvekillerine Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dan ADALET İSTİYORUZ. SAYGILARIMLA…”    

Haber Editörü

Dikmen Hakan

hakandikmen30@gmail.com
Yorumlar (0)

GÜNDEM

Haberi Sesli Oku