Tarih Falan Tekerrür Ettiği Yok
Şimdi İmamoğlu’na ceza verildi ya; demir kapılar ardına alınacak, hüzün şarkıları söylenecek, mağdur edebiyatı yapılacak, yürekler dağlanacak, şiirler-şarkılar okunacak ve bütün kiliseler çanlarını İmamoğlu için çalacak ve bir şafak vakti demir kapılar ardına kadar açılıp, beyaz bir bulut eşliğinde süzülerek gelip, iki tavuğu bile yönetemez denilenin aksine, tarihin gördüğü en büyük millete ait bir ülkeyi yönetecek.
Bak, bak, bak. Senaryoya bak. Ben bile inandım valla.
Rahmetli Erbakan’ın tam yeri; Hadi ordan…
O sizin hayal pilavınıza kaşık sallarım ben var ya.
Bu vatandaşımızın soyadının İmamoğlu olduğuna bakmayın siz, hani bir zamanlar bu ülkede Türk olmayanlara Türk soyadı verilmişti ya, detayına inmek istemiyorum işte o soyadlılardan bu vatandaşımız. Vatandaş diyorum; çünkü bizimle yani Türkiye Cumhuriyeti ve İslamiyet ile alakası olan tek şey aynı devlete ait bir kimlik kartıdır.
Yukarıda hayali kurulmaya çalışılan şeyin adına inananlar kader diyor. Ve işte gerçekler burada başlıyor. O kaderi yazan kalemin böyle bir şey yazdığını görmek için de önce “O”na inanmak lazım.
Yani diyorum ki; boşuna hayal kurmayın, göklerden gelen vahiye, göklerden gelen kitaba, göklerden gelen emirlere inanmayanlar bu işin sadece hayalini kurarlar. Bir zamanlar sırf şiir okudu diye hapse atılandan bahsediyor iseniz, benden size demesi aynı gözle bakmayın, aynı kefeye de koymayın. Evet kullar oy kullanıyor, seçim sandığına kullar gidip parmak basıyor ama” O” izin vermedikçe, dilemedikçe o kul sandığa bile gidemiyor.
Yani siz hayalini kursanız da, kurmasanız da çok bir şey ifade etmiyor. Göklerden o ilahi bir emir gelmedikçe de kimse adım dahi atamıyor.
O yüzden rahat olun, acele etmeyin, eğer İmamoğlu’nun bu ülkede “Yusuf” olacağı var ise olur ve ben bile arkasında namaz kılarım. Yok ise boşuna hayal kurup ta pilavın altını yakmayın.
Tarihin falan tekerrür ettiği yok.
Çünkü
“O” Tuzak kuranların en hayırlısıdır…