Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, çarşamba günü Paris’teki Elysee Sarayı’nda Suriye Geçiş Hükûmeti Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ile görüştü. Görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Macron, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile Şam yönetimi arasında varılan mutabakatın korunmasının “hayati önemde” olduğunu söyledi. Paris’in, “Şam ile Rojava Özerk Yönetimi arasında varılacak her türlü anlaşmayı desteklediğini” belirten Macron, mezhepçi ve ırkçı şiddet olaylarının sona erdirilmesinin ve faillerin yargılanmasının önemine dikkat çekti.
Macron, ekonomik yaptırımların da gündeme geldiği görüşmede, Suriye’de istikrarın sağlanması halinde Avrupa Birliği yaptırımlarının “aşamalı olarak hafifletilmesi” gerektiğini ifade etti. ABD’ye de çağrıda bulunan Macron, Washington’un yaptırımları kaldırma yönünde adım atmasının ve DEAŞ’a karşı operasyonlara devam etmesinin “Suriye halkının çıkarına” olacağını belirtti. Fransız lider, “Bu kuvvetlerin Suriye’den çekilmesini mümkün olduğunca geciktirmeliyiz.” dedi.
Geçen ay, ABD ve Fransa’nın öncülüğünde Suriye’nin kuzeyinde düzenlenen “Birlik ve Ortak Tutum Konferansı”nda, Şara ile Mazlum Abdi’nin imzaladığı 8 maddelik mutabakattan farklı olarak “Kürdistan’da birlik” ve “çok renkli Suriye” gibi söylemler öne çıkmıştı. Konferans sonunda yayımlanan bildiride, “federasyon” talebi de yer almıştı. Bu tablo, Fransa’nın Şam’ın kuyusunu kazdığını da gözler önüne seriyor. Macron’un mutabakata desteği dikkat çekerken, Fransa sahada ikiyüzlü bir politika izliyor. 8 Aralık 2024’te Esad yönetiminin devrilmesinin ardından ABD ve Fransa, “Kürt-Kürt diyaloğu” sürecini yeniden başlatmıştı. HTŞ’nin Şam’a girmesinden sonra bölgeye giden ABD’li ve Fransız heyetler, PYD ile ENKS arasında mekik diplomasisi yürütmeye başladı. Bu süreç, Suriye’nin parçalanmasına zemin hazırlayan bir adım olarak değerlendiriliyor.
Mart ayında Mazlum Abdi ile Ahmed Şara arasında imzalanan sekiz maddelik mutabakat hâlâ gündemdeki yerini koruyor. Anlaşma, Suriye genelinde çatışmaların durdurulması, PYD/YPG unsurlarının Suriye savunma yapısına katılması ve kuzeydoğudaki enerji sahalarının merkezi yönetime devredilmesini öngörüyor. Ayrıca Kürt toplumunun yerli topluluk olarak tanınması, sınır kapılarının entegrasyonu, mültecilerin dönüşü ve ülkenin bölünmesine karşı durulması da mutabakatın maddeleri arasında yer alıyor. Mutabakatın ardından Halep’in kuzeyindeki Eşrefiye ve Şeyh Maksut mahallelerinde YPG unsurlarının bir kısmı çekilirken, kalanlar üniformalarını değiştirerek Suriye “Genel Güvenlik Güçleri”ne bağlandı. Tişrin Barajı’nın devrine yönelik sözlü adımlar atılsa da henüz fiili bir devir olmadı. Baraj çevresine Genel Güvenlik Güçleri konuşlandırıldı ancak yönetimi hâlâ PYD/YPG’nin elinde bulunuyor.
4 Mayıs’ta da Suriye Hükûmeti, Genel İstihbarat Servisi Başkanlığına Deyrezorlu Hüseyin Salame’yi atadı. Salame, göreve gelmeden önce Abdi ile Şara arasında varılan mutabakatın hazırlandığı komisyonun başkanlığını yürütüyordu.
Üç gün önce de Syria TV, Salame ile Abdi’nin bir araya geldiğini ve görüşmede Koniko ile Ömer gaz sahalarının devrinin ele alındığını duyurdu. Ancak görüşmenin içeriğine dair resmi bir açıklama yapılmadı.

Suriye Lideri Ahmed Şara Paris ziyaretinde dikkat çeken bir görüşme yaptı. Şara, Beşar Esad döneminde, Suriye'deki “gözaltı merkezleri ve hapishanelerde işkence sonucu parçalanmış binlerce cesedin fotoğrafını çektiği” iddia edilen ve “Sezar” olarak bilinen Farid al-Dhahan ile görüştü. Görüşmede Dışişleri Bakanı Esaad Şeybani de yer alırken görüşmenin ayrıntılarına ilişkin bilgi paylaşılmadı. Şara ayrıca Fransa’daki Suriyeliler topluluğuyla ve Orient Action Örgütü Başkanı Pascal Gollnisch ile de bir araya geldi.
Ahmed Şara, basın toplantısında Suriye’ye yönelik yaptırımların sürmesini eleştirdi. Suriye Lideri, “Bu yaptırımlar halkı cezalandırıyor, kaldırılmalı.” dedi.
Fransa’nın, SDG ile yürütülen müzakerelere uzun süredir destek sunduğunu söyledi. Şiddet olaylarına dair bir soruyu yanıtlayan Şara, “Suriye devleti, sivilleri öldüren, halkın malına ve canına zarar veren herkesin yargılanması konusunda kararlıdır. Bu kişi ister devletle bağlantılı ister bağlantısız ya da önceki rejimin kalıntılarından olsun fark etmez.” dedi.
Yabancı savaşçıların Suriye yasalarına uyacağını ifade eden Şara, yabancı savaşçılara vatandaşlık meselesinin yeni anayasa ile belirleneceğini belirtti.
İsrail’in hava saldırılarına da değinen Şara, geçen hafta Suriye’nin 20’den fazla kez bombalandığını belirtti. Şara, arabulucular üzerinden İsrail ile dolaylı müzakereler yürütüldüğünü ve gerginliğin düşürülmesinin hedeflendiğini kaydetti. Saldırıları “önceki anlaşmaları ihlal eden keyfi müdahaleler” olarak niteleyen Şara, Şam’a gelir gelmez İsrail’e 1974 Anlaşması’na bağlılıklarını ilettiklerini ifade etti.