Suriye’de yıllardır süren iç savaş ve yıkım, Esad rejiminin halkına karşı uyguladığı insanlık dışı zulüm, baskı ve suçların bir sonucu olarak yaşanmıştır. Bu rejim, savaş suçları işlemiş, masum insanları hedef almış ve halkına karşı akıl almaz acılar yaşatmıştır. Suriye Türkmenleri olarak, bu zulüm düzenine karşı onurlu bir direniş sergiledik. Binlerce Türkmen kardeşimiz şehit oldu, milyonlarca insan evini terk etmek zorunda kaldı, köylerimiz ve şehirlerimiz harap edildi.

Bugün, Esad rejiminin devrilmesinin ardından Suriye’nin geleceği için yeni bir dönemin kapısı aralanmıştır. Ancak bu yeni yapılanma sürecinde Türkmenlerin ve diğer unsurların adı ne zikredilmiş ne de hakları dikkate alınmıştır. Bu durum kabul edilemez. Türkmenler, tarih boyunca Suriye’nin asli unsurlarından biri olmuş, bu toprakların birliği ve bütünlüğü için mücadele etmiştir.

Şunu açıkça ifade ediyoruz: Suriye’nin yeni yapılanması, Türkmenler de dahil olmak üzere ülkenin tüm etnik ve dini unsurlarını kapsamalıdır. Yeni yapılanma süreci, yalnızca Suriye için değil, dünya için de bir mesaj niteliği taşımalıdır. Suriye’nin yeniden inşası, Batı dünyasının örnek alacağı bir kapsayıcılık ve adalet anlayışıyla gerçekleşmelidir. Tüm halkların eşit haklara sahip olduğu, hiçbir kesimin dışlanmadığı bir düzen, Suriye’nin geleceği için hayati öneme sahiptir.

Şam hükümetine çağrımız nettir: Türkmenler, bu toprakların vazgeçilmez bir parçasıdır ve yeni dönemde sosyal, kültürel ve siyasi haklarımız garanti altına alınmalıdır. Suriye’nin yeniden yapılanması, halkların barış içinde bir arada yaşayabileceği, hak ve adaletin hüküm sürdüğü bir model olmalıdır. Ancak bu şekilde ülkemiz yeniden ayağa kalkabilir ve dünya sahnesinde onurlu bir yer edinebilir.

Ahmet Ağca
Beydili Türkmen Derneği ve Suriye Türkler STK’lar Platformu Başkanı