"SON KALE" DE DÜŞERSE... BAĞIMLILIKLA MÜCADELEDE AİLENİN VAROLUŞ SINAVI

Aile, bir fidanın kök saldığı topraktır; bireyin ilk güvendiği liman, kendini öğrendiği yerdir.

Sevgili Ebeveynler, Değerli Okuyucular,

Aile, bir fidanın kök saldığı topraktır; bireyin ilk güvendiği liman, kendini öğrendiği yerdir.

Ancak bu liman, artık sadece bilinen fırtınalarla (alkol, uyuşturucu) değil, ekranlardan evimize sızan sessiz ve dijital bir girdapla (sanal kumar, oyun bağımlılığı) da tehdit altında. Bağımlılık, aniden ortaya çıkan bir sorun olmaktan ziyade, yavaş yavaş ilerleyen, sadece bireyi değil, tüm toplumu etkileyen karmaşık bir halk sağlığı sorunudur.

Ve bu zorlu mücadelede aile, hayati önemdedir. Çünkü bağımlılık, sadece kişiye özgü bir rahatsızlık değil, bir "aile hastalığıdır."

 

Ailenin Sarsılan Duvarları 

Ailenin kale duvarları sarsıldığında, tehlike katbekat artar. Araştırmalar acımasız: Aile bütünlüğü bozulduğunda, ebeveyn desteğinden yoksun kalan veya kendini "yurtsuz" hisseden bir gencin o tuzağa düşme riski korkunç düzeyde artıyor.

Mesele sadece çocukları kısıtlamak da değil. Aileden yeterince duygusal destek almayan, "anlaşılmadığını" hisseden birey, o boşluğu dolduracak tehlikeli bir arayışa girer. En vahimi ise "inkâr"dır. Ailelerin "bizim çocuğumuz yapmaz" körlüğü, sorunu görmeyi engeller. Oysa iyi iletişim, sadece konuşmak değil, duymaktır.

Bağımlılığın zeminini, ebeveynlerin sergilediği iki uç tutum hazırlar:

  • Bir uçta Aşırı Koruyuculuk, bireyin hata yapma ve kendi başına problem çözme becerisini elinden alır. Stresle başa çıkamayan genç, kaçışı dışsal uyarıcılarda arar.
  • Diğer uçta İlgisizlik ve Denetimsizlik, bireyin sınır algısını tamamen yok eder.

Her iki yolun sonunda da o sarsıcı tablo belirir: "Görünmeyen Çocuk Sendromu." Aile içinde duygusal olarak fark edilmeyen, önemsenmeyen çocuklar; değersizlik, boşluk ve anlamsızlık duygularını içselleştirir. Ve o duygusal boşluk, zamanla en tehlikeli bağımlılıklarla dolar.

Ebeveynlere İçten Bir Uyarı: Zamkınız Saygıdır

Unutmayalım ki, insan yetiştirmek uzun vadeli bir projedir. Çeşitli araştırmalar, bir bireyin 20'li yaşlarındaki karakterinin ve değerlerinin %80'inin okuldan, sosyal medyadan veya arkadaş çevresinden değil; doğrudan aileden geldiğini kanıtlamıştır.

Bu kanıt, sorumluluğu sürekli dışarıya—okula, çevreye, devlete—atan biz ebeveynler için bir uyarıdır. Okul, karakteri destekler; ama aile, karakteri inşa eder. Sorumluluğu başkasına "ithaf etmek" yerine, aynaya bakma vaktidir.

Eğer bu kaleyi ayakta tutmak istiyorsak, sadece sevgi yetmez. Sevgi o kalenin çimentosuysa, duvarları bir arada tutan asıl "zamk", saygıdır.

Kaleyi Yeniden İnşa Etmek: Ebeveynlerin Sorumluluk Rehberi

Peki, ne yapmalı?

Cevap, "sınırlarda" gizli. Ne boğan bir baskı ne de başıboş bir ilgisizlik. Sevginin muhafızı olan, kararlı ve tutarlı bir disiplin. Çocuklarımızı şımartmayı bırakıp, onlara hayatı ve sorumluluğu öğretmeliyiz.

Çocuklarımızın ahlaki değerler için bir "örneğe" ihtiyacı var; o örnek siz olmalısınız. Onların sadece hatalarına odaklanmak yerine, olumlu davranışlarını görmek ve övmek, değişime olan inançlarını pekiştirir.

En kritik uyarılardan biri de "eş bağımlı" olmaktır. Bağımlının davranışlarını suçluluk duygusuyla destekler hale gelmek, iyileşmeyi sabote etmektir. Sorumluluk alması için ona uygun alanı sağlamak gerekir.

Ve en önemlisi: Bağımlılığın bir iradesizlik değil, profesyonel yöntemler (psikoterapi, rehabilitasyon) gerektiren bir "hastalık" olduğunu kabul edin. Bağımlı birey tedaviye gitmek istemese bile, ailenin mutlaka danışmanlık alması şarttır.

İyileşme bir an değil, bir süreçtir; geri düşüşler ve motivasyon kaybı bu yolculuğun doğasında vardır.

Ancak o kalede anlayış, sabır ve kararlılık varsa; bu çaba profesyonel destekle birleşirse, iyileşme kaçınılmaz hale gelir.

Unutmayın, o "son kaleyi" sevgi, saygı ve fedakarlıkla ayakta tutmak sizin elinizdedir. Çünkü bu, ailenizin varoluş sınavıdır.

Ömer KARATAŞ Kocaeli Bağımlılıkla Mücadele ve Rehabilitasyon Derneği Yönetim Kurulu Başkanı


 



Haber Editörü

admin

Yorumlar (0)

GÜNDEM

Haberi Sesli Oku