Şanlıurfa’da ‘Sumud’dan Gazze’ye Direniş ve Dua Köprüsü’ programı düzenlendi

Şanlıurfa’da ‘Sumud’dan Gazze’ye Direniş ve Dua Köprüsü’ programı düzenlendi

Harran Üniversitesi Erdemli Gençlik Kulübü tarafından Aksa Tufanı operasyonunun yıldönümünde düzenlenen “Sumud’dan Gazze’ye Direniş ve Dua Köprüsü” programında, Gazze’ye destek mesajları verildi.

Harran Üniversitesi Erdemli Gençlik Kulübü tarafından organize edilen etkinlik, 7 Ekim 2025 Salı günü Osmanbey Kampüsü’nde gerçekleştirildi. “Sumud’dan Gazze’ye Direniş ve Dua Köprüsü” temasıyla düzenlenen program, Merkezi Yemekhane önünde yapılan basın açıklaması ve resim sergisiyle başladı.

Program kapsamında düzenlenen basın açıklamasını Harun Çiftçi okudu. Açıklamada, Gazze halkının iki yılı aşkın süredir süregelen kuşatma ve saldırılara karşı gösterdiği direnişin insanlık adına onurlu bir duruş olduğu vurgulandı. Katılımcılar, Küresel Sumud Filosu’na destek vererek “Gazze özgür olana dek dayanışma devam edecek” mesajı verdi.

Etkinliğe, Şanlıurfa İl Müftü Yardımcısı Abdullah Erdem, çok sayıda öğrenci ve sivil toplum kuruluşu temsilcisi katıldı. Programda konuşan Müftü Yardımcısı Abdullah Erdem, Filistin davasının sadece bir coğrafya meselesi değil, bütün Müslümanların ortak imtihanı olduğunu belirterek Gazze halkına dua etti.

Program, Müftü Yardımcısı Abdullah Erdem’in yaptığı dua ile devam etti. Ardından Erdemli Gençlik Kulübü üyeleri, “Sumud ve Özgürlük Filosu”nu temsilen üniversite göletine kâğıttan gemiler bıraktı.

“İslam ülkeleri sessiz kalmaya devam ediyor”

Ablukayı kırmak için yola çıkan filoların zulme karşı direnişi temsil ettiğini dile getiren Çiftçi “Gazze’de iki yıldır yaşanan katliam ve soykırım tahammül edilemez bir noktaya ulaşmıştır. israil, Gazze de dünyanın gözü önünde soykırım suçu işlerken, sivil halka yönelik abluka ile Gazze halkını açlığa mahkûm etmektedir. Uluslararası hukuku ayaklar altına alarak insanlık Suçu işlemeye devam etmektedir. Sistematik olarak sürdürülen bu vahşet, ABD’nin koşulsuz desteğiyle sürerken her geçen gün ölümler kitlesel hale geliyor. Tüm dünyanın gözleri önünde cereyan eden soykırıma karşı hem uluslararası mekanizmalar hem de İslam ülkeleri sessiz kalmaya devam ediyor. Şayet bu sessizlik devam edecek olursa tarihte eşine rastlanmamış toplu ölümler gerçekleşecek ve bir utanç vesikası olarak tarih tarafından not edilecektir. İşte bu utanç vesikasının önüne geçmek için mazlum ve onurlu Filistin halkının, hak ve adalet mücadelesine destek olmak ve direnişi yüceltmek adına küresel denizlere ablukayı kırmak için yola çıkan Sumud Özgürlük Filosu’nun bu yolculuğunu yürekten selamlıyoruz. İnsanlık onurunu yüklenen ‘Küresel Sumud Filosu’ Gazze için yola çıktı. Bu filo gazzeye ulaşamasa da vicdanın, hakkın, cesaretin ve mazlumların safında yer almanın şerefine nail oldu. Gazze'deki mazlumların öfkesini, iradesini, azmini, direnişini ve cesaretini yüklenen ‘Küresel özgürlük  Filosu’ da Gazze'nin sesine ses, nefesine nefes olmaktadır. Direniş filosu, kardeşlerimizin feryadına, acılarına ortak olup, özgürlük meşalesini yakmaktadır. İnsanlığın ortak vicdanını ve zulme karşı direnişi temsil eden ve kardeşliğe giden bu onurlu mücadeleyi destekliyoruz.” şeklinde konuştu.

“Nutuk atmak, açlıktan can çekişen bebeklerin karnını doyurmuyor”

Uluslar arası devletlerin kağıt üzerinden aldıkları kararların bir etkisinin olmadığını ifade eden Çiftçi “Bugün Sumud gibi özgürlük filosu da artık yalnızca Filistinlilerin sözcüsü değil. Küresel ölçekte dayanışma hareketlerinin, sokaklarda yankılanan sloganların, sosyal medyada büyüyen kampanyaların ortak dili haline dönüşmüştür. İspanya’dan İtalya’ya, New York’tan İstanbul’a kadar dünyanın dört bir yanında milyonlarca insan, Filistin için sokaklara çıktığında, aslında kendi Sumud’unu da ilan etmiş oluyor. Sumud; adalet, barış ve onur için ayakta kalma iradesinin belki de en haysiyetli duruşudur. Sumud Filosu sadece insani yardım taşımadı. Tüm insanlığın umudunu, kararlığını ve vicdanını da taşıdı. Gazze' de soykırım ve açlığın sona erdirilmesi için sağlam ve güçlü bir iradenin ortaya çıkması ve Gazze’deki ablukanın son bulması için derhal insani koridor oluşturulmalıdır. Bu koridorun oluşturulması amacıyla hareket eden onlarca ülkeden katılımın olduğu Küresel özgürlük Filosunun askeri himaye de oluşturularak Gazze’ye ulaşması ve insani amaçla denizden bir insani koridorun oluşması sağlanmalıdır. Nutuk atmak, açlıktan can çekişen bebek ve çocukların karnını doyurmuyor. Kınama mesajları, zulmü ve soykırımı durdurmuyor. Bürokratik ve diplomatik yollar, zalimi zulmünden vaz geçirmiyor. Uluslararası toplumun ve devletlerin kâğıt üzerinde almış oldukları kararların bir karşılığı olmuyor. Geriye son bir seçenek kaldı, ya izzetle yaşayıp kanımızın son damlasına kadar Gazze direnişinin yanında yer almak ya da zillet içinde köleliğe razı olup bizi de işgal edecekleri günü beklemek.” ifadelerini kullandı.

“israil ve Türkiye çifte vatandaş olanlar yargılanmalıdır”

Ümmetin birliğinin Gazze’nin kurtuluş anahtarı olacağını belirten Çiftçi “Bizler Filistin topraklarında soykırım ve sömürge suçlarını işleyenlerin Güney Afrika’da, İspanya’da, Arjantin’de, dünyanın birçok yerinde olduğu gibi ülkemizde de mahkemeler önünde hesap vermelerinin temin edilmesini talep ediyoruz. Bu bağlamda israil ve Türkiye çifte vatandaş durumunda olanlardan Gazze’de soykırım suçuna dâhil olanlar mahkemelerde yargılanmalıdır. Bu konuda soykırımı durduramayan uluslararası anlaşmalar, ticari kaygılar gerekli adımların atılmasına engel olmamalıdır. Bu zulümler karşısında ümmetin tefrika içinde oluşu ve parçalanmışlığı da ayrıca üzerinde durmamız gereken bir mesele. Bizler ancak kardeşliğimizi pekiştirerek, birlik ve beraberlik içinde hareket ederek mazlumların yanında durabiliriz. Unutmayalım ki ümmetin birliği, Filistin’in kurtuluşunun anahtarıdır. Bu yüzden Müslümanlar olarak parti, cemaat, mezhep ve meşreblerimizi bir yana bırakarak İslam çatısı altında kaybolmaya yüz tutmuş kardeşlik hukukumuzu yeniden tesis etmeliyiz. Bunu yapmadığımız sürece zulüm yeryüzünde can almaya devam edecektir. Son olarak şunu söylemek isteriz ki; Filistin halkını asla terk etmeyeceğiz. Gazze özgürleşinceye kadar, direniş kazanıncaya kadar meydanları boş bırakmayacak, kardeşlerimizin feryatlarını tüm dünyaya duyurmaya ve acılarına ortak olmaya çalışacağız. Ne pahasına olursa olsun, bedeli ne olursa olsun siyonistlerin ve yerli işbirlikçilerinin saldırılarına, linç kampanyalarına aldırmadan Kudüs davasını omuzlayacak, bu mukaddes davaya canımızla, malımızla ve imkân bulduğumuz her şeyle sahip çıkacağız. Gazze'nin kahraman halkına, izzeti kuşanan liderlerine, siyonist işgale direnen mücahitlere selam olsun.  Allah'ın selamı rahmeti ve bereketi üzerinize olsun. Allah’a emanet olunuz.” dedi.

Duygusal anlara sahne olan etkinlik, yapılan duaların ardından sona erdi. (İLKHA)



Yorumlar (0)

GÜNDEM

Haberi Sesli Oku