Banga Heq Dergisi, Şırnak'ın Cizre ilçesinde "Aşk ve İrfan Gökleriniz Yıldızı: Melayê Cizîrî" temasıyla bir panel düzenledi.
Yurt içinden ve Irak Kürdistanı ile İran Kürdistanı'ndan birçok kişinin katıldığı paneli, HÜDA PAR Milletvekilleri Şahzade Demir ile Serkan Ramanlı da yakından takip etti.
Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başlayan programda, açılış ve selamlama konuşmalarının ardından panele geçildi.
Moderatörlüğünü Prof. Dr. Nurullah Kurt'un yaptığı panelde Prof. Dr. Nesim Sönmez, "Melayê Cizîrî’nin Şiirlerinde Hakikat, Birlik ve İnsaniyetin Mesajı" bir sunum gerçekleştirdi.
Melayê Cizîrî'nin, Kürtlerin en büyük alim, şair, edip ve mutasavvıflarından biri olduğunu söyleyen Sönmez, onun, İslam’ın kültürü ile yoğrulmuş bir şahsiyet olduğunu, belirtti.
"Onun düşünceleri insanlık medeniyetinin gelişmesine katkı sağladığı bir gerçektir"
Melayê Cizîrî'nin Kürt Klasik Edebiyatında düzenli ilk divana sahip olduğunu aktaran Sönmez, "Onun divanı dünyada Klasik Kürt edebiyatında öncü bir kitap olarak kabul edilmiştir. Melayê Cizîrî kendi divanında İslam felsefesini baştan yorumlamıştır. Bu da onun şöhretini klasik edebiyatın ötesine taşımaktadır. Onun düşünceleri insanlık medeniyetinin gelişmesine katkı sağladığı bir gerçektir. Melayê Cizîrî’nin şiirlerinde hakikat, birlik ve insaniyet için birçok mesaj vermiştir. Bu mesajları ile toplama öncülük yapmak istemiştir." dedi.
Melayê Cizîrî'nin, eserlerindeki mesajları konu başlıkları halinde özetleyen Sönmez, şunları kaydetti:
"Vefakârlık: Sözlükte geçtiği anlamı ile insanın verdiği söze sahip çıkmasıdır. Başladığı yola devam etmesidir. Vefakar insan eğer ki verdiği sözden dolayı kendisine bir zarar dahi gelirse sözüne sahip çıkar. İmzaladığı ahitlere sahip çıkar. Vefakar insan dostluk ve sevgiyi gösterendir. Zorluk zamanında arkadaşları terk etmez, unutmaz.
Kendine inanmak: Bir önyargı olarak doğu halkının geride kaldığını ve batının geliştiğini söylüyoruz. Fakat Melayê Cizîrî’nin bu tür düşünleri eleştirdiğin görüyoruz. Hafiz-i Şirazî’nin Fars edebiyatında zirveye ulaşmış öncülerden bir tanesi olduğunu biliyoruz. Melayê Cizîrî’den 250 yıl önce vefat etmiş. Melayê Cizîrî kendi de güvenen bir şahsiyet sahip biriydi ve onu geçeceğini dile getiriyor. Ondan daha güzel şiirler de söyleyebileceğini dile getiriyor. Kürtler bir konu açıldığında 'biz Kürtler geride kalmış bir milletiz' diyor. Hayır, böyle bir şey yoktur. Misal olarak, ilk Kürt gazetesi 1880 yılında Kahire'de yayına başlamış. Peki Osmanlı Devleti'nde Türkçe gazeteler ne zaman yayınlanmaya başlamış? Onlar da yaklaşık aynı tarihlerde yayınlanmışlar. Kürt Edebiyatının en büyük şahsiyetlerinden biri Olan Baba Tahir Uryan’ın 11-12 yüzyıllarda yaşadığını ve şiirler yazdığını biliyoruz. Elimizde mevcut olan en eski Türkçe eserlerinden bir tane Divan-i Lugat-i Türk’tür. Baba Tahir’in divanının Divan-i Lügat-i Türk’ten daha eski olduğu görüyoruz. Kendimizi geride kalmış birileri olarak görmememiz lazım.
Hakkı bilmek: Melayê Cizîrî dediği gibi; ne olursa olsun hakkı çiğnememek lazım. Müslüman hakkı, Hristiyan olsun, Yahudi olsun fark etmez onların haklarını çiğnemememiz lazım. Melayê Cizîrî'nin dediği gibi, eğer bir suçlu varsa onun da özgür bir şekilde kendini savunması sağlanmalıdır. Savcı ve hakim de özgür bir şekilde kararını verir. Melayê Cizîrî şiirinde dediği gibi, hakkımızda bir şey duyduğunda detaylı bir şekilde incele ve ispattan sonra bizi cezalandır." (İLKHA)