Bugün, 6 Aralık 2025 Cumartesi
Bir polis memurunun görev sırasında yaptığı açıklamalar nedeniyle görevden uzaklaştırılması, hem güvenlik bürokrasisinde hem de siyasi arenada geniş yankı uyandırdı. Olayın duyulmasının ardından kamuoyunda başlayan tartışma giderek büyürken, Ümit Özdağ’ın yaptığı çıkış gündemi daha da hararetlendirdi. Özdağ, kararın siyasi etkilerine dikkat çekerek, “Bu konuşması üzerine görevden alınıyor. Konuşmayan polislerin, jandarmaların, askerlerin ne düşündüğünü zannediyorsunuz?” sözleriyle süreci farklı bir boyuta taşıdı.
Özdağ’ın bu çıkışı kısa sürede sosyal medya platformlarında geniş yer buldu. Konuya ilişkin yorumlar binlerce kez paylaşıldı ve tartışma yalnızca disiplin işlemlerinin ötesine geçerek siyasi bir krize dönüşme yoluna girdi.
Görevden uzaklaştırma kararının duyulmasının ardından siyasi partilerden ve farklı toplumsal kesimlerden çeşitli açıklamalar geldi. Muhalefet, olayın ifade özgürlüğü ve kamu görevlilerinin çalışma koşullarının bir yansıması olduğunu savunurken, iktidar kanadından gelen açıklamalarda ise kamu düzeni ve disiplin vurgusu öne çıktı.
Özdağ’ın çıkışı özellikle muhalefet blokunda destek bulurken, kararın güvenlik bürokrasisinin siyasallaştığı yönündeki tartışmaları yeniden alevlendirdi. Hükümete yakın kaynaklar ise disiplin soruşturmasının kanuna ve yönetmeliklere uygun şekilde yürütüldüğünü savunuyor.
Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından başlatılan soruşturma kapsamında, polis memurunun yaptığı açıklamanın içeriği, görev sırasında gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği, amirlerinden izin alıp almadığı gibi teknik detaylar değerlendiriliyor. EGM, sürecin “kurum disiplininin korunması” amacıyla yürütüldüğünü belirten bir bilgilendirme yaparken, soruşturmanın şeffaf ve mevzuata uygun şekilde sürdüğünü ifade ediyor.
Soruşturma süreci ilerledikçe kamuoyundaki tartışmalar da genişliyor. Bir kesim polis memurunun yalnızca görüş bildirdiğini savunurken, bir diğer kesim ise kamu görevlilerinin görev başında siyasi içerikli beyanlarda bulunmasının disiplin gereği yaptırıma tabi olduğunu düşünüyor. Her iki tarafın da argümanları sosyal medyada güçlü şekilde dile getiriliyor.
Özdağ’ın açıklamasında özellikle vurguladığı, “Konuşmayan polislerin, jandarmaların, askerlerin ne düşündüğünü zannediyorsunuz?” cümlesi, tartışmanın odağı haline geldi. Bu soru, güvenlik bürokrasisinin içinde bulunduğu çalışma şartları ve ifade özgürlüğü konularını yeniden gündeme taşıdı.
Kimi uzmanlar, kamu görevlilerinin görev sırasında tarafsızlık ilkesine bağlı kalması gerektiğini savunurken, diğerleri bu olayın kamu çalışanlarının rahatsızlıklarını dile getirme konusunda üzerlerinde hissedilen baskının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Olay yalnızca bir disiplin soruşturması olarak görülmekten çıkmış; devlet, siyaset, kamu düzeni ve toplumsal psikoloji gibi farklı alanları kapsayan geniş bir tartışmaya dönüşmüş durumda.
Soruşturmanın sonucunun ne olacağı, polis memurunun göreve geri dönüp dönmeyeceği ve bu olayın güvenlik birimlerinde benzer vakalar için emsal teşkil edip etmeyeceği merakla bekleniyor. Siyasi tartışmaların zamanla yumuşayıp yumuşamayacağı ise raporun açıklanmasıyla şekillenecek gibi görünüyor.
Sonuç olarak, görevden uzaklaştırma kararı yalnızca bir memur işlemi olarak başlamış olsa da, bugün hem siyasi hem toplumsal hem de kurumsal anlamda geniş bir tartışmanın merkezine oturmuş durumda. Gelişmeler yakından takip edilirken, kamuoyunun gözü hem EGM’nin açıklamalarında hem de siyasilerin atacağı yeni adımlarda.
