Strateji Düşünce ve Analiz Merkezi (SDAM) tarafından yayınlanan analizde 'İnanç Özgürlüğünün her insan dinî eğitim hakkı içinde bulunması gerekir. ifadelerine yer verildi.
Türkiye'de karma eğitim modeli, Cumhuriyet'in kuruluş yapısı Batı'yı merkeze alarak 'makbul vatandaş' üretme projesinin en önemli ayaklarından birini oluşturmuştur.
Batı'da karma eğitim tartışmaları 'eğitimin kalitesi' üzerinden pedagojik zeminde yürütülürken Türkiye'de karma eğitim düzenlemesi, 'laiklik' düzenlemesine içeriğinerek ideolojik tartışmalara malzeme verilmektedir.
Karma olarak tek tip bir eğitim dayatması, bilhassa inancından dolayı hassasiyetlere sahip olan ve inancın geleceği karma eğitim almak istemeyen geniş bir kitleyi mağdur etmektedir.
Karma eğitimi savunanlar, bu sisteme karşı çıkanların siyasi ve düşünsel bir yaklaşımla davrandıklarını iddia etmektedir. Ancak bu egemenlik yetkisini elinde bulunduran karma eğitimin sahip olduğu ideolojik bir zemine dayandığı ve halen var olduğu bu anlayışla sürdürdüğü ağırlıklı olarak ifade edilebilir.
Karma eğitim modelinde kız ve erkek çocuklar, ruhi ve gerekli farklılıklar göz ardı edildiğinde aynı eğitim modeline zorlanmaktadır. Oysa kadın ve erkeğin beyin yapıları ve öğrenme alışkanlıkları birbirinden farklıdır. Pek çok bilimsel araştırma ile kanıtlanmış bu gerçeklik, karma ve tek cinsiyetli eğitim modellerindeki başarı oranlarıyla birlikte değerlendirildiğinde tablo daha net ortaya çıkıyor.
Yapılandırılan, kızdırılan ve yürütülen ayrı çıkışlar veya ayrı sınıflarda eğitim görme çalışmalarının çalıştıran eğlence, kavga, suç işleme, vakti boşaltma, taciz ve hamile kalma gibi olumsuzlukların asgari düzeye inmesini göstermektedir.
Strateji Düşünce ve Analiz Merkezi (SDAM) tarafından yayınlanan analizde, 'Pedagojik bakış karma ve tek cinsiyetli eğitim modelleri' ele alındı.
Analizin tamamı şöyle:
Pedagojik içerik karma ve tek cinsiyetli eğitim modelleri
Sanayileşme ve şehirleşmenin yaygınlaşması dünyanın geneline yönelik uygulamaları koyulan karma eğitim modelinin öğrenciler üzerindeki sosyal ve psikolojik etkileri olumsuz sonuçları, kız ve grupların ayrı bölümleri veya aynı çatı altında ayrı sınıflarda eğitim görme biçimleri şeklinde tanımlanabilecek 'tek cinsiyetli eğitim' modelini yeniden alternatif olarak ortaya çıkarmak. Karma ve tek cinsiyetli eğitim modellerinin ideolojik tutumlardan bölümlerinin bilimsel bölümlerinden pedagojik uzantıların tahlil edilmesini önem arz etmektedir. Raporumuz, Türkiye'de karma ve tek cinsiyetli eğitim tartışmalarına katkı sağlama amaçlı kaleme alınmıştır.
Karma eğitim modeli, 19. yüzyıldan itibaren temelde Batı'da olmak üzere dünya çapında uygulamaya başlanmış ve günümüze kadar ciddi tartışmalara konu olmuştur. 21. yüzyıldaki bilimsel saha araştırmalarından elde edilen kaynakların kaynağı Batı dünyasında yeniden değerlendirilen karma eğitim modeli, Türkiye'de resmi ideoloji çerçevesinde tabu haline getirildiğinden dolayı bilimsel tartışma düzleminden uzak, egemenlik düşüncesi işletim şeklinde işlev görmüştür.
Karma eğitim, muasırlaşma ve medenileşme söylemlerinin pozitivist çıktısı olan Cumhuriyetle beraber toplumu yeniden inşa etmek için bir araç olarak kullanılmış; Kültürel değerler dünyası ve kültürel hafızası yok sayılarak dayatılmıştır. Çocuğun karma eğitim modelinin ideolojik ön yargılarından arınarak pedagojik düzlemde tahlil edilmesi ve alternatif olarak Türkiye'nin sosyal gerçekliğine uygun eğitim modelinin boyutunu önem arz etmektedir.
Raporumuz, dünyada ve Türkiye'de karma eğitimin tarihsel serüvenini, tek cinsiyetli ve karma eğitim uygulamalarının başarı grafiğinin yanı sıra bu öğrencilerin üzerindeki sosyal ve psikolojik etkilerini ve her iki modelinin savunucularının ileri gittikleri operasyonları ana hatlarıyla değerlendirmektedir.
1.Dünyada ve Türkiye'de karma eğitimin tarihçesi
Çoğu eğitimci tarafından eğitim, 'bireyde istek davranış geliştirme süreci' olarak yorumlanmıştır. Tanımda geçen 'istendik' kavramıyla, programlı bir eğitim anlayışının savunulduğu görülmektedir. Zira ilk toplumlarda eğitim dediğimiz süreçler, yetiştiriciler tarafından organize edilirken, toplumsallaşmanın çocuklar ile birlikte aileden bağımsız eğitim kurumları ortaya çıkmıştır. Bu ilk dönem eğitim kurumlarının yaygınlaştığı birçok ülkede kız-erkek ayrı eğitim yaklaşımının olduğu görülüyor. Ancak sanayi devriminden sonra Batı'da yaşanan değişimlere paralel olarak eğitim sahasında, ihtiyaç ekonomik nedenler ön plana çıkarılarak kullanım düşüncesinin değerlendirilmesi nedeniyle kız ve topluluk bir arada eğitim görmeleri uygulamasına geçilmiştir.
Önemli düşünen ve adamlarının yetiştiği 19. yüzyıl son dönem bilimlerine kadar dünyanın neredeyse tamamında tek cinsiyetli eğitim modeli denendi. Batı'da karma eğitimin ilk örnekleri Reform hareketlerinden sonra Protestanlıkta hak ediyor. Uygulamaya ilk olarak 19. yüzyıldan hemen önce Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD) geçilmiş, uygulama 19. yüzyılda yaygınlaşmış, 20. yüzyılda Yahudi ve Katoliklerin itirazlarına rağmen resmi devlet politikası haline gelmiştir. 1972 yılında ise '1972 Sürüm Eğitimleri (Education Amendments of 1972)'nin IX. Maddesi ile tek cinsiyetli eğitim yapan okullara devlet tarafından verilen destek son bulmuştur. Eğitim) yürütülmektedir. 1980 ve 2000'li yıllara kadar ABD'de çok sayıda bilimsel araştırma gerçekleştirilmiş, karma eğitimin cinsler arası geçişe (kız veya değişken cinsiyet değiştirmelerine) yol açtığı iddiasına güç kazandıran ulaşılmıştır. Neticede ABD yönetimi, 2002 yılında Title IX of the Education'da plastikliğe gitmeyi duydu, 2006'da ise devlet tek cinsiyetli eğitim yapan okulları desteklemeyi yeniden kabul etti. Avrupa'da ise, 19. yüzyıla kadar eğitim tamamen tek cinsiyetli olarak uygulandı. İlk olarak 1872'de 'The London School of Economics' üniversite düzeyinde karma eğitime geçmiştir. İngiltere'de Oxford gibi ünlü bir üniversite karma eğitime geçişi 1970'li yıllara kadar reddederken diğer Avrupa ülkeleri, üniversitelerde karma eğitime geçmek için 20. Yetişkin kıyafetleri (1901-1910) beklemişlerdir. Lise ve ortaokullarda ise, kimi Protestan grupları ve Norveç'teki bir uygulama dışında, bütün olarak Batı diyarında, 20. yüzyılda karma eğitime geçmiştir.
Teknolojik olarak önemli katkılar kaydeden Japonya'da II. Dünya Savaşı'na kadar karma eğitim yasak iken Çin'de ancak II. Dünya Savaşı'ndan sonra karma eğitim yaygınlaştı. Rusya Sovyet ise, 1943'te karma eğitim yasaklamış ancak 1954'te karma eğitime yeniden geri dönmüştür.
19. yüzyılda dünyada görülen ekonomik ve politik sistem değişikliği, Osmanlı Devleti'ne de yansımıştır. Osmanlı Devleti'nin gerileme ve ölüm dönemleri, beraberinde başta askerî yapılar olmak üzere hükümet olmak üzere tüm makamlarla ilgili bazı tartışmaların yapılmasına zemin hazırlamıştır. Tanzimat Fermanı ile başlayan 'ıslahat' çalışmaları, eğitim sistemini de etkilemiştir. Eğitim kurumunun ıslahını Osmanlı Devleti için kurtuluş olarak gören devlet adamı ve aydınlar, eğitim sistemi ile ilgili gelişmelere gitmişlerdir. Örneğin II. Abdülhamid zamanında sıbyan mekteplerinin yerini iptidai mektepleri almıştır.
II. Abdülhamid döneminde düzenlenen kanuna göre bir köy veya mektepte 50'den fazla kız öğrenci varsa burada bir kız okulu açık zorunlu hale getirilmiş, ancak 50'ye ulaşamayan göçmenlerle birlikte bir arada okutulmasına karar verilmiştir. Bu kanun maddesi ile beraber iptidai yürütmemiz karma eğitime geçildiğini söylememiz mümkündür.
Ayrıca bu dönemdeki kız çocukların okullaşma süreleri için ciddi biçimde yapılmış, kız çocukları 7 sınıftan 16 yaşına kadar eğitim görmeleri zorunlu hale getirilmiştir.
Bu hazineler 1908-1914 yılları arasında açılan resmi iptidai mekteplerin ana fikri; 2017 erkek, 286 kız ve 329 karma amaçlı faaliyette olduğu görülüyor. 1913-1914 yıllarında ise İstanbul, Edirne, Adana, Ankara ve Bitlis illerinde resmi karma okullar faaliyet yürütmektedir.
II. Meşrutiyet döneminde kadınların okullaşması öğretmenlerine yetiştirme okullarını da dahil etmek için çaba sarf etmek mümkündür. 'Darü'l-Muallimat' denilen ve idaresini kadın yönetici yürüttüğü öğretmen okulları, sadece kız çocuklarına eğitimine tahsis edilmiştir. Bu okulların müdürlerinin - diğer Osmanlı okullarındaki gibi - kadın olma zorunluluğu bulunmaktadır. Ancak bu yönetim tarzı esnetilmiş, biri kadın müdire biri de erkek müdür olmak üzere ikili olarak yönetime geçmiştir. Bu yönetici erkek müdürler, okul iç işlerine karışmayarak sadece okul dışı işler ve satın alma alma hususları ile ilgilenmiştir.
Yine bu dönemde özellikle genç okullarında karma biçimlerde eğitim yapan bölümlerde gezinmek mümkündür. Örneğin İstanbul'da kalma 102 okula sahip olan Rum iptidailerinin 30'unda karma eğitim yapılmaktaydı.
II. Meşrutiyet döneminde kadınların üst düzey eğitim almalarına ilişkin düşünceler 'İnas Darü'l-Fünun'un açılışı ile neticelenmişken Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kuruluş deneyimi Darü'l-Fünun'da karma eğitim dağıtımıyla ilgili ciddi müzakereler gazeteleri tarafından işletilmiştir. Dönemin Maarif Bakanı Ali Kemal, karma eğitim düşüncesini gazeteler aracılığıyla getirmiş, bazı aydınlar da gazete köşelerinden bu görüşe destek vermişlerdir. Nitekim Türkiye'de feminizmin öncüsü olarak bilinen gazeteci yazar Sabiha Sertel, Büyük Mecmua Dergisi'nde karma eğitimi, 'asrileşmenin önayağı' olarak ve aynı mecmuanın isimsiz bir yazar ise ayrı eğitimin 'komik' olduğunu iddia ederek ideolojik bir tavır sergilemişlerdir. O dönem bu görüşlere destek olan yazarlardan biri de Halide Edip Adıvar'dır. Yine dönem yazarlarından Müfide Ferid, Anglosaksonların ahlâkî yapısının üst düzey oluşumlarını 'karma' eğitime bağlayacak kadar ileri gitmiştir.
Öte yandan karma eğitimi savunan bu yazarlara karşı 'Daru'l-Hikmeti'l-İslamiyye' muhalefet ederek karşı çıkmıştır. Karma eğitim uygulamasına karşı çıkan bu kuruma Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi'nin açık desteğini görmek mümkündür. Mustafa Sabri Efendi, Müslümanlarda ahlâkî zafiyetlere yol açacağı endişeleriyle karma eğitim sistemine karşı çıkmıştır.
15 Temmuz 1923'te toplanan Maarif Kongresi'nde karma eğitime yönelik icra edildiği görülüyor. Bu kongreye mebus olarak katılan Hasan Basri Çantay, ihtilafları eleştirenlerin başında geliyor. Mustafa Kemal, bu kongrede karma eğitimden yana düzenlenen açık bir şekilde ortaya çıkan kadın ve gruplar ayrı yerde değil, aynı salonda ayrı yerlerde oturmalarını dahi eleştirmiştir.
1927-1928 yılları arasında karma eğitim, entelektüel olarak işlendikten sonra ilk olarak ilköğretimlerde bu modele geçilmiştir. Yine bazı ekonomik değerlendirmeler sebep gösterilerek temelde Darü'l-Fünun üzere olmak üzere yüksek oranda kullanmakta karma eğitim uygulandı. Bu bağlamda hocaların aynı dersi iki defa anlatması sonucunda oluşan örneklerle yönlendirilerek karma eğitimin önü açılmış ve bu uygulama diğer fakültelerde de yaygınlaştırılmaya çalışılmıştır.
İlköğretim ve yüksek okullarda karma eğitimin bu şekilde uygulandığıken ortaokullarda karma eğitimin uygulanmadığı görülmektedir. Liselerde ise karma eğitime geçme tarihi 1930'lardan sonrasına rastlamaktadır. İlk tartışmalar 1924 yılında Tekirdağ'da kızların erkek liselerine kayıt yapmak istedikleri tarzda bir iddia ile başladı. Kimilerine göre kurmaca olan bir haberle bu tartışmaları topluma kazandırmıştır. Kemalist ideoloji, karma eğitim toplumun refahı için olmazsa olmaz bir hüküm biçiminde propaganda yapmış, Eğitim Bakanlığı da topluluk toplulukları olarak bu fikri aşılamıştır. Dönemin şair ve yazarlarının önemli bir bölümünün de karma eğitiminde şiir ve yazılarını görmek mümkündür.
Örneğin Yusuf Ziya Ortaç bir şiirinde şöyle demiştir:
Artık asri bir milletiz, kadın erkek yok yavrum
Softaların sözüne benim karnım tok yavrum
Bu noktayi birlestirmek iyi sok yavrum
Layığız. Serbestiye hakkıyla alışalım
Beraber okuyalım, beraber çalışalım
Dönemin şair ve aydınlarından karma eğitim uygulamasına olumlu destek verenler gibi, olumsuz yaklaşımda bulunup karşı çıkanlar da olmuştur. Örneğin Ahmet Cevdet Bey, gençlerin ahlâkî yapısının bozacağı endişesiyle karma eleştirisini yapmıştır.
1930'da yapılan Maarif Eminleri Toplantısı ile karma eğitim tartışmaları hız kazandı, uygun zemin hazırlandıktan sonra da 1934-1935 yılında ülke genelinde 19 lisede karma eğitime geçilmiştir. Ortaokullarda ise 1940'larda karma eğitime geçildiği biliniyor.
Karma eğitimin Milli Eğitim Temel Kanunu'nda madde olarak yer alışının tarihi ise 1973 yılıdır. Kanunda belirtilen temel ilkelerden 12.'si 'karma eğitim' ilkesidir. Bu ilkeye göre 'okullarda kız ve erkek karma eğitim yapılması esastır. Ancak eğitimin türüne, imkan ve sandalyelere göre bazı okullar yalnız kız ve yalnızca erkek dinleyicileri.' Bu kanun maddesinin davet ettiği ile karma eğitim, adeta ideolojik bir saplantı olarak Türk eğitim kayıtlarının olmazsa olmazları kurulmuştur. Özellikle 1999 ve 2001 yılları arasında karma eğitimle ilgili tartışmalar rejim tartışmalarına dönüşmüştür.
2.Batı'da tek cinsiyetli eğitim uygulamaları
Sanayileşme ve şehirleşmenin yaygınlaşmasının dünyada idame ettirilmesi koyulan karma eğitimin olumsuz sonuçları, kız ve gidişatlarının ayrı düşünmeleri veya aynı çatı altında ayrı sınıflarda eğitim görmeleri şeklinde tanımlanabilecek tek cinsiyetli eğitim (single cinsiyet eğitimi) yeniden bir alternatif olarak düşünmeyi mümkün kılmıştır.
Avrupa, Amerika ve Avustralya'da tek cinsiyetli eğitime doğru bir yöneliş bulunmaktadır. Bu kıtaların bölgeleri, halkın tek cinsiyetli eğitim boyutları karşısında bu okulların açılmasını azaltmata ve bu yaygın tek cinsiyetli eğitim veren okullar yaygınlaşmaktadır.
ABD'de sadece kızların devam ettiği üniversitelerin yarıya yakını kiliselere ve dinî cemaatlere aittir. Yüzlerce kız üniversitesi ve kız koleji bulunan ABD'de, kız okullarının akademik başarısı, bu okullara yönelik yoğun bir talebin ortaya çıkmasını önleme nedeniyet vermektedir. Karma eğitimin yol açtığı birçok soruna yol açtığını tespit eden Amerikan yönetimi, kız ve erkekleri kapsayan ayrı sınıflar açılmasını teşvik etmektedir. Uygulamanın eğitimde kaliteyi yükselttiğini gören pek çok devlet okulu da, kız ve erkeklere ayrı sınıf açmaya başlarken 1995 yılında 3 devlet okulunda yürütülen ayrı eğitim uygulaması, 2009 Büyücüleri 500 okulu aşmış bulunmaktadır.
Yapılandırılan, kızdırılan ve yürütülen ayrı çıkışlar veya ayrı sınıflarda eğitim görme çalışmalarının çalıştıran eğlence, kavga, suç işleme, vakti boşaltma, taciz ve hamile kalma gibi olumsuzlukların asgari düzeye inmesini göstermektedir. Karma okullara giden kızlar 'nasıl göründükleri', sadece kız okuluna gidenlerin ise 'kimleri' ile daha çok ilgili olduğu saptanırken ayrı okula gidenlerin kendilerine güven oranlarının da daha yüksek olduğu yerler. ABD geneli kız okullarına giden öğrenci oranı yüzde 2 iken ABD Senatosu ve kongredeki kadınların yüzde 20'si, sadece kızların gittikleri çıkışlardan mezun olmuştur. ABD'de dışişleri bakanlığı görevinde bulunan ve son başkanlık seçimlerinde Demokratların adayı olan Hillary Clinton'un da, Wellesley Kız Üniversitesi'nde bildiği biliniyor.
2001'de ABD Senatosunda oy birliğiyle kabul edilen 'Hiçbir çocuğun geride kalmasın' yasasıyla devlet okullarında gönüllülüğe dayalı tek cinsiyetli eğitim dağıtımının önü açıldı ve bu okullara kamu fonlarından yararlanma imkânı verildi. 2000 yılında ABD'de tek cinsiyetli eğitim veren okul 4 iken bloğun yasalaşmasıyla birlikte bu sayıları ciddi bir efsane olmuştur. 'ABD Tek Cinsiyetli Eğitim Veren Kamu Okulları Ulusal Derneği'nin etkilerine göre, 2011-2012 eğitim-öğretim yılında tek cinsiyetli eğitim veren okulların sayısı 506'ya çıkmıştır. Bunların 116'sında yalnızca kız ya da erkek çocukları bulunurken, 309'unda karma eğitim yapılmakla birlikte tek cinsiyetli sınıflar bulunmaktadır.
Yine ABD'de 2008 yılında Stetson Üniversitesi'nin yürüttüğü dört yıllık bir demografik yapı, sınıftaki öğrenci sayısı ve müfredatları birbirinin aynısı karma ve ayrı eğitim veren iki okulu ele alıyor. Araştırmanın belgelerine göre, karma eğitim gören öğrencilerin yüzde 55'i sınav yürütme hücrelerinde sadece dersleri okudukları, aynı sınavdaki başarı oranı yüzde 85 olmuştur.
Avustralya ise, tek cinsiyetli eğitimin en yaygın olduğu ülkelerden biri olmakla birlikte karma eğitim tartışmaları bu ülkede varlığını sürdürmektedir. Avustralya Eğitim Bürosu'nun 2007'de genel istatistiklerine göre, 1985'te ortaöğretim seviyesindeki kız öğrencilerinin yüzde 54'ü, erkek öğrencilerinin yüzde 55'i tek cinsiyetli eğitim veren sona eriyor. Ancak bu oran 1995'e gelindiğinde kız öğrencilerde yüzde 45'e, erkek öğrencilerde de yüzde 41'e gerilemiştir. 1985'ten günümüze Avusturalya'da tek cinsiyetli eğitim veren okulların oranında azalma olduğu görülüyor.
Avustralya'da tek cinsiyetli eğitimin amacı, daha yüksek ders notları ve akademik başarı olarak ifade edilmektedir. Sydney'de liselerin yüzde 12'si tek cinsiyetli eğitim vermektedir. Avustralya'da 2010 yılında erkek liselerinde 'Delikanlılıktan erkekliğe' isimli, gençleri kadın-erkekleri barındırmaya hazırlayan bir ders verilmeye bırakılmaya başlandı. Bu dersle sadece erkeklik konusunda değil, çocukların nasıl davranılması gerektiği konusunda da tüketicileri okumaktadır.
Avustralya Eğitim Araştırmaları Konseyi tarafından 2000 yılında yapılan bir çalışmayla karma ve tek cinsiyetli sonuçlardaki öğrenci başarıları karşılaştırılmıştır. Bu durumda 270 öğrenci altı yıl boyunca 53 ayrı dersten incelemeye alınmıştır. Çalışma sonucunda tek cinsiyetli eğitim veren okullar karma okullara göre yüzde 15 ile yüzde 22 arasında oluşan oranlarda daha başarılı olmuştur. Bununla beraber tek cinsiyetli çocuklar okuyan öğrencilerin daha terbiyeli ve disiplinli oldukları, müfredata daha ilgi derslerine zevkle katılımda bulundukları tespit edilmiştir.
Avrupa Birliği (AB) üyesi tüm ülkelerde tek cinsiyetli eğitim veren okullar bulunmaktadır. Tek cinsiyetli okulların kuruluşunun daha iskeleti olduğu için bunların geneli özel okullardır. Avrupa ülkelerinden Danimarkalı, tek cinsiyetli eğitime geçiş yapan ilk ülkedir. Özellikle erkek çocukları başarı düzeyinde düşük olması ve kızlara daha fazla olanak ve güven ortamı sağlama düşüncesi, Danimarka'da tek cinsiyetli okulların açılmasında nefret edilmiştir.
İngiltere Eğitim Bakanlığı da, çocuklar arasındaki şiddet ve kavgalara son vermek için tek cinsiyetli eğitime geçtiklerini açıklıyor. İngiltere'de tek cinsiyetli eğitim uygulamasında bulunan 400'ü aşkın okul bulunmaktadır. 'İngiltere Ulusal Eğitim Araştırmaları Kurumu', 2002 yılında, okul tahmini ve tipinin (karma veya ayrı) akademik performans üzerindeki araştırmakla görevlendirilmiştir. Kurum, tek cinsiyetli devlet liselerinin yaygın olarak bulunduğu İngiltere'nin her tarafından 2 bin 954 lise üzerinde çalışmıştır. Kurumun bu araştırma birimini elinde bulunduran raporda, kız ve erkek öğrencilerinin akademik yetenekleri açısından tek cinsiyetli sonuçlara daha başarılı olduklarına ulaşılmıştır.
Almanya'da özel okul ve kurslarda karma eğitim zorunlulukları ile birlikte devlet okullarındaki karma eğitim mecburiyeti de 2001 yılında kaldırılmıştır. Almanya'da devlet okullarını tercih etmek isteyen velilere, ayrı eğitim gördükleri yerlerde eğitim imkanı sunulmaktadır. Kız ve kursun tamamen ayrılamadığı dersler dil, matematik, fizik, kimya, bilgisayar ve spor gibi kız ve matematik becerilerinin farklı olduğu dersler ayrı ayrı yapılmaktadır. Devletin teşvik ettiği bu duruma ulaşma başarısını yükselttiği.
Tek cinsiyetli sınıflarda kızlar daha doğal derse katılıp sorularda, erkeklerin de kendi varlıklarına odaklanmak yerine stresten uzak bir kapasiteyle daha fazla çalışırlar. Bu tür sınıfların öğrenci motivasyonunu ve başarısını artırdığı görülmektedir. Tek cinsiyetli eğitim veren öğrencilerin akademik başarıları, bu okulları ilgi çekici kılsa da bu okullar, ekseriyetle dini veya yönlendirme özel okullar olup devlet okulları değildir. Bu okulların öğrencilerinin mevcutlarının devlet okullarına göre düşük olması ve daha iyi ücret ödemeleri öğretmenleri de bu okullara çekmektedir.
3.Karma eğitim modeli savunanların görüşleri
Dünyada ve Türkiye'de karma eğitimin avantajları ve olumsuzlukları sürekli tartışılan bir tartışma konusu olmuştur. Karma eğitimini savunanlar ve karşı çıkanlar, yönlerden farklı hareketle tezlerini ortaya koymuşlardır. Karma eğitim tartışmalarının daha iyi kavranabilmesi açısından karma eğitim savunanların bakışlarına bakmak ve bu konuda bir değerlendirmede bulunmakta olacaktır.
Karma eğitim uygulamasına yönelik yapılan yönlendirmeler genel olarak ortaya konulan değerlendirmeler sonuçları:
1. İdeolojik ve Siyasi Gerekçeler: Karma eğitimi savunanlar, bu sisteme karşı çıkanların siyasi ve ideolojik bir yaklaşımla davrandıklarını iddia etmektedir. Ancak bu egemenlik yetkisini elinde bulunduran karma eğitimin sahip olduğu ideolojik bir zemine dayandığı ve halen var olduğu bu anlayışla sürdürdüğü ağırlıklı olarak ifade edilebilir.
Sonuçları karma eğitim modeli hararetle savunanların başında Eğitim-Sen gelmektedir. Eğitim-Sen'in ürettiği 'Karma Eğitimde Çarpıtmalar ve Gerçekler' adlı hedefte fikirsel yaklaşım tarzı genel olarak görülmektedir. Broşürde geçen 'Eğitimin dini kurallara göre biçimlendirilmesi, ülkeye inanan ya da inanmayan, dindar ya da dinsiz, ibadet eden ya da ibadet etmeyen gibi bölümlerie ayırmaya başladı. derinleşti.Bütün bu gelişmelerden cesaret alanları, bilimsel, demokratik ve laik eğitimin en temel ilkelerinden biri olan karma eğitimin kaldırmalarını önerecek kadar ileri gittiler' ifadeleri bu duruma örnek teşkil etmektedir.
Mahmut Tezcan, 'Eğitim Sosyolojisi' adlı gece eserinde eğitim ile ilgili önemli teknik ve bilimsel yaklaşımlara yer ihtiyacı karma eğitim konuşmasına sadece bir sayfa ayırmıştır. Ayrıca bu konuda yazılanlar bilimsel incelemelerde yazar olmaktan kaynaklanan düşünce ve kaygılarını yansıtmaktadır. Yine bu eserde geçen, 'Karma eğitim ilkesi eğitimde amaç ilkesini gerçekleştirmeyi hedef odaklı çağdaş bakış açısına göre hukuksal bir güvencedir. Ayrıca bu ilke Atatürk devrimlerinin bir içeriği olarak eğitim uyguladıklarıe gitmiştir' ifadesi, bu ülkede karma eğitimin düşüncesinin hedeflerini gerçekleştirmeyi hedeflemediğini açıklıyor.
Görüldüğü üzere karma eğitimi savunanların görüşleri, bu dersler sonucunda oluşturacağı fayda veya zararlardan çoğunlukla siyasi ve düşünsel reflekslere bağlıdır. Başka bir ifadeyle meseleye yaklaşımları, bilimsel bir temelden bölümleri ideolojik karakterdir. Karma eğitime alternatif olarak üretken tek cinsiyetli eğitimin daha verimli olduğunu savunan bilimsel çalışmaların değerlendirilmesinde de fikirsel kaygılar hâkim olmaktadır.
2. Cinsiyetçi eğitime karşı olunması gerektiği düşüncesi: Karma eğitimi savunanlara göre, erkek ve kız çocukları birlikte aynı yargı eğitim görmeli, cinsiyete dair bir ayrım yapılmamalıdır. Eğitim-Sen raporunda geçen 'Karma eğitimle öğretim, kız ve erkek öğrencilerinin küçük yaştan itibaren bir arada okutulması, farklı cinslerin birbirini tanıması, farklılıklara gösterimi saygı ve erkek kadın tüketiminin okul çağlarından itibaren bilince çıkarılması açısından son derece önemli' ifadesiyle kız ve erkek öğrencilerinin birlikte okumasının 'birbirlerini tanımaları ve tanımları'nın açılardan önemli olduğu vurgulanmıştır.
3. Bilimsel, demokratik ve laik eğitimin karma eğitim dersleri değerlendirmesi: Karma eğitimi savunanlar, bu sistemin demokratik ve laik eğitim anlayışının temel teşkil ettiği görüşündedirler. Bunlar tek cinsiyetli eğitimin bilimsel içselliğe aykırı olduğu ve demokratik eğitimin bir gereği olarak cinsiyet üzerine bir parçanın doğru olmadığına kanaatindedirler. Ayrıca karma eğitime karşı kısıtlamaları dini bir hassasiyetin olduğunu vurgulayarak bunu laiklik ilkesine aykırı görürler. 'Çağdaş ve Batılı olmak' gibi ifadelerle kamufle edilen bu görüşlerin 'bilimselliği ve demokratikliği' tartışmasıdır.
Ayrıca örnek olarak korunan Batı sitelerinde, tek cinsiyetli eğitim ve dini eğitim, demokratik bir hak olarak talep eden iza sunulmaktadır.
4. Eğitimde fırsat tüketiminin karma eğitimle sağlanacağı savunusu: Karma eğitimi savunanlar, kadın-erkek tüketimi düşüncesinin ilk uygulamasının okul olduğunu söylemektedir. Hayatın her alanında olduğu gibi eğitimde kız ve grupların bir arada olması gerektiği için, çünkü eğitimde başarının cinsiyetle ilişkisi olmadığı için bunun daha çok bireysel gruplardan kaynaklandığı iddia ediliyor. Bundan dolayı da bireylerin cinsiyet merkezli ayrımının fırsat kullanımlarına aykırı olduğunu savunulmaktadır. Ancak bilimsel gerçekler ve yapılan inceleme cinsiyet değişimlerinin başarıyı etkileyen unsurlarından birini ortaya koyduğunu gösteriyor.
5. Karma eğitimin çok yönlü bir sistem olduğu düşüncesi: Karma eğitim savunucuları karma eğitimin sadece eğitim alanıyla ilgili olmadığı; Psikolojik, bedensel ve pedagojik olumlu tutumların iddiaları vardır. Bu düşünceye göre karma eğitime karşı cinsle sağlıklı bir etkileşim alanı sağlayarak bireylerin cinsel psikolojilerini biçimlendirir ve sosyalleşmelerine katkı sunar.
Karma eğitim savunucuları, eğitim kurum ve materyallerinin kız çocuklarına göre özgüveni artırıcı bir şekilde dizayn edilmesi gereklilikleri ve karma eğitimin uyguladığı eksikliklerin cinsiyet üzerinden değil eğitim kalitesi ve nihai üzerinden bakış açısını açıklayanler. Ancak gerek duyulan yerleşim ve kullanım yabancı sınıf eşit koşulları (sınıftaki öğrenci sayısı, her öğretmene düşen öğrenci sayısı, eğitim müfredatı, fiziki gereksinimler, vs.) yapılan kurslarda sonuçları farklı sonuçlar verdiği ve tek cinsiyete dayalı eğitim modellerinde başarının daha fazla olduğu görülmektedir.
4. Karma eğitimin öğrencileri üzerindeki sosyal ve psikolojik etkiler
Karma eğitim öğretimin beklenilen kazanımlar, kadın-erkek etkilerinin sağlanması ve kadının toplumsal yönünün belirginleşmesi olarak dile getirilmektedir. Bununla birlikte insanlara üreme eğitimi verecek ortam oluşturmak, cinsiyet kimliğine ve rolüne katkıda bulunmak ve toplumdaki cinsel tacizlerin önüne geçmek gibi kurallar da hedeflenmektedir.
Ancak uzun şifreleme uygulanmakta olan karma eğitim uygulamasıyla bu amacın hiçbirinin istenen düzeyde gerçekleşmediği görülmektedir. Oysa bir eğitim modelinin toplumsal karşılığının alınması için 20-30 yıllık bir süre bile yeterli olmaktadır. Karma eğitim modeliyle çocuklar ve gençlerde amaçlananın aksine sosyal ve psikolojik olarak olumsuz etkileri görülmektedir.
Pek çok ülkede önemli bir 'reform' olarak üretilen karma eğitim uygulaması günümüzde ciddi bir şekilde tartışılmaya başlanmış, bazı uluslararası alternatifler oluşturulmuş, bazı ülkelerde ise kaldırılmıştır. Karma eğitim modelinin çocuk ve gençlik üzerindeki zararları ve olumsuz etkileri şu şekilde sıralanabilir:
1. Özgüvensizlik, utangaçlık, içeri kapanmaklık gibi psikolojik problemler: Erkek ve kız bireylerin kişiliklerinin oluşturduğu en kritik noktalar olan okul çağındaki, ruhi ve psikolojik gelişimler ve yetişkinler göz ardı edildiği için bireylerde psikolojik sorunları ortaya çıkaran hükümranlıklar. Özellikle aynı ortamı paylaşan kız ve erkek çocuklarının kendilerini rahat hissetmeme sorunu; utangaçlık, içine kapanıklık, özgüven eksiklikleri başarısızlığa sebebiyet vermektedir. Bu dönemde daha duygusal olan kız çocuklarının bu olumsuzluklardan daha fazla etkilendiği görülüyor.
2. Cinsel tacizlere zemin hazırlama: Ergenlik dönemindeki çocuklarda vücut yapılarından farklı yönlerden aynı hücrelerde bulunan karşı cinsteki bölgelerde yoğun cinsel dürtülere maruz bırakmaktadır. Bu durum birçok cinsel taciz olaya yetmektedir. Özellikle kız öğrenciler bu noktada ciddi problemler yaşamaktadır. Geçmiş yıllara yönelik tacizlerin cinsel istismar vakalarının kanıtlanması, acil ve ciddiye alınmasını zorlaştırıyor. Eğitim Sen'in de 2000-2009 yılları arasında gördüğüne göre, çoğu taciz ve tecavüz vakalarında ciddi bir olay yaşanmaktadır. Yine bu konuda Türk Eğitim Sen'in 2006 yılında muhtelif illerden 1136 ilköğretim okulunun 7 ve 8. sınıf araştırmalarına göre, kişiler arası cinsel taciz olaylarının yüzde 92'lere çıktığı tespit edilmiştir.
ABD'de ise, ilkokul ikiden lise son sınıfa kadar karma eğitim modeline göre eğitim alan 4 bin 200 öğrenci arasında yapılan bir görünüme göre; Her gün cinsel tacizi söyleyenler yüzde 39, haftada en az bir tacize uğramanı söyleyenler yüzde 29, 13-19 yaş arasında doğum yapan bekâr kızlarda doğum yapma oranlarındaki bir önceki yıla göre yüzde 16, şikayet hâlinde idarenin şikayeti takip oranı yüzde 55, sözlü veya sözlü hareketle tacize uğrayanlar ise yüzde 89 olarak tespit edilmiştir.
3. Erkek ve kız çocuklarının gereksinimlerinin göz ardı edilmesi: Karma eğitim modelinde kız ve erkek öğrenciler, ruhi ve istedikleri göz ardı edilmeleri aynı eğitim modeline zorlanmaktadır. Oysa kadın ve erkeğin beyin yapıları ve öğrenme alışkanlıkları birbirinden farklıdır. Pek çok bilimsel araştırma ile kanıtlanmış bu gerçeklik, karma ve tek cinsiyetli eğitim modellerindeki başarı oranlarıyla birlikte değerlendirildiğinde tablo daha net ortaya çıkıyor.
İngiltere'de liseyi tamamlama imtihanı olan A level ve GCSE görünüşlerine göre yapılan bir karşılaştırmaya göre, kız ve erkek okullarının başarı oranı, karma eğitim yapan okullara göre daha yüksek olmuştur. Araştırmaya göre; İlk üçe giren okulların hepsi özeldir. St. Paul's Girls School'un birincisi, Perse School for Girls'ün ikinci olması, özel kız okullarının karma okullara hakimiyetinden ne denli başarılı olduğunu kanıtlamıştır. Genel olarak ise kızların başarısını gözetmektedir. İlk 50'ye giren liseden 27'si kız okulundan sonra, 14'ü erkek okuludur. Aynı işlemi görerek ilk 50'ye giren çıkışların sadece 7 tanesini karma eğitim yapıyor.
Erkek öğrenciler çok Matematik, Fizik, Kimya, Bilgisayar, Mühendislik gibi alanlarda başarılılar; kız çocuklarının ise Sosyal bilimler, Tarih, Coğrafya Edebiyat, Hukuk gibi alanlar daha çok eğilimli oldukları tespit edilmiştir.
4. Eğitim tercihi haklarına aykırı olması: Karma eğitim, eğitim tercihi hakkı açısından hak ihlâlleri oluşur. İnançları geniş karma eğitim kullanmak istemeyen nesiller ve nesiller karma eğitim dayatmasında olmak, açık bir insan hakları ihlâlidir. Kız ve erkek çocuklarının daha rahat hissedebilecekleri bir yaşam eğitim görme hakları olmalıdır. Karma eğitimin zorunlu olması bu hakkı engellemektedir.
5. İnanç Özgürlüğü ve dini eğitime aykırı oluşum: İnanç özgürlüğü kısıtlamaları her bireyin dinî eğitim hakkı bulunmalıdır. Toplumun ezici kullanımın Müslüman olduğu bir ülkede İslamî eğitim hakkı ve bunun sonucunda oluşan ortam silinir. Özellikle imam hatip liseleri ve ilahiyat fakültelerinde karma eğitim uygulamalarının bulunması, insanî kitaplarda çeşitli sergilerin ortaya çıkmasına neden oluyor. Kur'an-ı Kerim derslerinde kız öğrencilerinin erkek çocuklarının bulunduğu bir dünyaya -insan haklarına aykırı bir şekilde bazen özel hâlleriyle ilgili açıklamaları yapmak durumunda kaldıkları bilinenler.
Türkiye'nin birçok bölgesinde özellikle kız çocuklarının okula gönderilmesinin arka planında dinî görünümler bulunmaktadır. Eğitim-Bir Sen'in Diyarbakır, Van, Bitlis, Siirt, Mardin, Batman başta olmak üzere okuma-yazma oranı en düşük illerde yüz yüze görüşerek yaptırdığı ankette bulunan 'Neden kız çocuklarınızı okula göndermiyorsunuz?' Soruya velilerin yüzde 60'ı şu cevapla verilir: 'Ahlaki değerlerimizi korumak istiyoruz, gitmeyiki eğitime güvenmiyoruz.' Ayrıca Eğitim ve Halkla İlişkileri Geliştirme Derneği'nin 'Kız Çocuklarının Okullaşması' kampanyası kapsamında yaptığı ankete katılanların yüzdesi 59'u ahlâkî değerlerin koruma altına alma konusunda yaşadıklarından dolayı kızlarını okula göndermelerini ifade hesabı.
6.Cinsel rol değişimi ve meslekî hedef sapmaları: Aynı ortamı paylaşan kız ve erkek öğrencilerin gerek cinsiyete özgü davranışlarında gerekse de meslek seçimine yöneldiklerinde hedef sapmalarının olduğu gözlemlenmektedir.
7. Aile ve okul ikilemi: Türkiye özelinde birçok öğrenci aileden alınan terbiye ve eğitimin gördüğü karma eğitim modeli ve bu şekilde dağıtılmalarıyla uyuşmaması, kullanıcıları ikileme düşürmektedir. Bu ikilem aynı zamanda öğrenciler üzerinde birçok olumsuz davranışın ortaya çıkma nedeniniyet vermektedir.
8.Flört olarak çalıştırmanın yaygınlaşması: Karma eğitim ortamının karşı cinsle duygusal bir bağa zarar veren olumsuz yöndeki çocuklardade başarı seviyesi düşmektedir. Medyanın özendirici kullananların 'flört' olarak yürüttüğü gayr-ı ahlaki taşıma beraberinde getirdiği cinsel tacizler ve hamile hamileler önemli sorunlardan oluşur.
9. Farklılıkların ön plana çıkması: Karma eğitim, sosyal ve ekonomik farklılıkların ön plana çıkarıldığı ve bu yönlerden kendini yetersiz hisseden gençlerin psikolojik olarak bunalımlar yaşadığı bir ortamı oluşturur. Karma eğitim modelini uygulayan öğrencilerin velilerinden daha fazla ekonomik isteklerde bulundukları gözlemleniyor. Bunun altında yatan asıl sebep, karşı cinsi etkileme güdüleridir. Ailelerin bu maddi yönleri karşılayamamaları, gençlerde intihara kadar giden birçok psikolojik sorundan oluşur.
10. Fizikî ve görsel değişikliklerin psikolojik gerilimleri tetiklemesi: Fiziki ve görsel gelişimleri, karma eğitim modeliyle kütüphaneen gençlerde daha fazla psikolojik bunalımlara yet vermektedir. Kendini diğer arkadaşına göre daha çirkin hisseden kız çocukları ya da kendini diğer arkadaşlarına göre daha az gören erkek öğrenciler, psikolojik bunalımlar geçmede ve aşağılık kompleksi yaşamaktadır.
11. Disiplin suçlarının çocukları: Karma eğitim uygulayan öğrencilerin disiplin mücadelelerinden daha fazlasını ortaya koyması. Öğrenciler arasındaki tartışma, kavga ve hatta sonu ölümle biten vakaların arka planındaki nedenler, çoğu kez kız-erkek ilişkileriyle bağlantılıdır. Ayrıca kız ve erkek öğrencilerinin aynı sınıf eğitimini görmesi, öğretmenin sınıf içindeki ortamlarına de olumsuz etki göstermektedir.
Sonuç ve değerlendirme
Aydınlanma dönemi ve sanayi devrimiyle birlikte Batı dünyasının benimsediği değerleri değerlendiren karma eğitim modelinin, toplumsal ihtiyaçları karşılamaya ve yetkin bireyler yetiştirmeye yönelik görüş ileri sürmektedir. Ancak karma eğitim modelinin dünya çapındaki çıktılarına bakıldığında, karma eğitimin iddia edilenin aksine daha fazla bireysel ve toplumsal sorunların doğurduğu ve bilhassa pedagojik faydanın verimsizliğe sebebiyet verdiği görülüyor.
Karma eğitim modelinden negatif neticelerin hâsıl olması, bu modelin dünya ortalamaları uzmanları tarafından yeniden değerlendirilmesine neden olmuş; Tek cinsiyetli eğitim modeli tekrar gündeme getirildi. Bilimsel saha araştırmaları ve veri analizleri dünyası dünyada karma ve tek cinsiyetli eğitim veren eğitim müesseseleri mukayese edilmiş, karma eğitim modeline göre tek cinsiyetli eğitimin başarı içeriğine daha olumlu etkilerde bulunduğu varlık. Karma eğitimin öğrencileri üzerindeki sosyal ve psikolojik tahribatları da, eğitim sistemi tek cinsiyetli eğitim odaklı yeniden çevrenin gerekliliğini ortaya çıkarmıştır.
Türkiye'de karma eğitim modeli, Cumhuriyet'in kuruluş yapısı Batı'yı merkeze alarak 'makbul vatandaş' üretme projesinin en önemli ayaklarından birini oluşturmuştur. Yerleşim birimlerinden uzak alanlarda yerleşik yatılı köy enstitülerinin öğrenci yurtlarında kız ve erkek öğrencilerinin yatakhanelerinin bile karma olması ve köy kızlarının zorunlu olarak bu okullara götürülmesi, karma eğitimin pedagojik bir tercih olmaktan öte ideolojik bir araç olarak benimsendiğini göstermektedir.
Türkiye'de karma eğitim savunucularının sürekli referans gösterdikleri Batı'da, karma eğitime alternatif modellerin uygulamaya koyulduğu bir dönemde -2000 yılında-, ANASOLM hükümetinin Milli Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu, özel okullara ve kurslara dahi karma eğitim mecburiyeti getiren bir genelge yayımlamıştır. Hristiyan ortamında 'yasal olarak' özel okul ve bakanlık denetimindeki kursun bile karma eğitim verme mecburiyetinde olduğu Türkiye'de, okullar sadece genel, özel ve meslek lisesi olarak yayınlamaktadır. Uygulama farklı da olsa, yasal zeminde sadece 'Erkek Lisesi' veya meslek liseleri dışında 'Kız Lisesi' açılamamaktadır.
Batı'da karma eğitim tartışmaları 'eğitimin kalitesi' üzerinden pedagojik zeminde yürütülürken Türkiye'de karma eğitim düzenlemesi, 'laiklik' düzenlemesine içeriğinerek ideolojik tartışmalara malzeme verilmektedir. Eğitim-Sen'in Kasım 2014'te sonundade geçen 'Asıl tartışılması gereken okula uyum sağlamaya çalışılması değil, toplumun sınırlarının neden olduğu demokratik ve özgürlükçü bir anlayışıyla değişikliğinin sağlanmasıdır' ifadesi, Türkiye'deki karma eğitim savunucularının toplumu ideolojik yaklaşımlarına göre dizayn etmelerini gösteriyor .
Başarı ve performans değerlendirme yapan bilimsel araştırmalar, tek cinsiyetli eğitim kurumlarının açık ara başarı ve karma eğitimin sebep olduğu yerleşimler, psikolojik, biyolojik, ahlâkî ve ekonomik tahribatları net bir yaygın ortaya koyarken toplumun tek cinsiyetli eğitim toplamanın ele alınması ve karma eğitimde ısrar edilmesi, Türkiye açısından ciddi bir sorundur. Türkiye'nin sosyal gerçeğini gerçekleştirmesi için yapılması gereken, toplumdaki tek cinsiyetli eğitim taleplerine ve ihtiyaca cevap veren düzeyde ortaöğretimden ayrı sınıfların ve ayrı okulların açılmasıdır. Ayrıca Türkiye'de karma eğitim bir hak olarak öğretmenken tek cinsiyetli eğitim tercihinin temel bir insan hakkı olduğu gerçeği göz ardı edilmektedir. Karma olarak tek tip bir eğitim dayatması,
Türkiye'de, kanuni değişikliklerin inşası devlet okulları ve özel okullar dahil olmak üzere tüm eğitim noktalarında aynı müfredat ve eğitim imkanlarıyla, eşit biçimli kişiler genelinde tek cinsiyetli eğitimin önünün açılması gerekmektedir. Daha sonra okul aile birlikleri ve öğrenci velilerinin görüşü, toplumdaki ayrı eğitim hizmetleri yerel olarak tespit edilmelidir. Genellikle aynı çatı altında tek cinsiyetli sınıfların açılması, daha sonra talebin yoğun olduğu yerlerde tek cinsiyetli okullara geçiş işlemlerinin yapılması. Karma eğitim düşüncesinin genel sonuçları polemik konusu olmaktan çıkarılıp, eğitimin verilmesi hususuna odaklanılmalı, karma veya tek cinsiyetli eğitim tamamen kullanıcıların tercihine bırakılmalıdır. Devlet çiftleri