Örgütlü Kötülük
Büyük umutlarla beklediğiniz 14 Mayıs 2023 Genel Seçimlerin sonuçlarını görünce, nasıl bir hayal kırıklığına uğradığınızı tahmin ediyorum.
Ülkemin, çocuklarınızın, torunlarınızın geleceği için karamsarsınız.
Laik Cumhuriyet için kaygılısınız.
“Bu millete buna layıktır” deyip karamsarlığa düştüğünüzü, umudunuzu yitirdiğinizi tahmin ediyorum.
Benim gibi; dostlarınızı, arkadaşlarınızı telefonla arayıp durumu konuşmak bile istemiyorsunuz.
Türk halkına yapılan bunca kötülüklere rağmen bu millet “nasıl olur da bu kadar yanlış yapabilir” diye hayıflanıyorsunuz.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin itibarını dışarıda tüketmiş, ekonomide dibe vurmuş, eğitimi çağ dışına itmiş, on iki milyon sığınmacı ile “sessiz işgale” göz yummuş bir iktidara bu halk nasıl oluyor da “evet” diyebiliyor?
İmar affı ile sağlıksız kentleşmeyi teşvik edenleri, deprem enkazı altındaki yüz binlerce insanın sorumlusu olanlara bu halk nasıl olur da ”evet” diyebiliyor?
Çocuğuna süt alamayan dar gelirli, geçinemeyen 12 milyon emekli, kepenek kapatan esnaf, hakkı verilmeyen işçi nasıl oluyor da bu otoriter rejime “evet” diyebiliyor?
Enkaz altındaki yakınlarının feryatlarını duyan ama kurtarılmayan deprem bölgesi seçmeni bu iktidara nasıl olur da “evet” denilebiliyor?
Ülkemdeki örgütlü kötülük halkın milli ve dini duyguları üzerinden rant sağlıyor.
Evet, tüm bunlara hayret edebilirsiniz, anlamakta güçlük çekebilirsiniz hatta içinizden kızabilirsiniz de...
Bu halk “doğru” ya da “yanlış” bu kararı vermişse mutlaka kendince bir gerekçesi vardır.
Aklıyla hareket edenle hisleriyle hareket edenlerin oyunun eşit değerde olması da demokrasinin cilvesidir. Mademki demokrasi diyoruz sonuca da onay vereceğiz.
*
Hal böyle iken biz ne yapmalıyız?
Bu halka küselim mi?
Onlar öyle karar verdi diye “beter olsunlar, ne halleri varsa görsünler” mi diyelim?
Bu sonuca küsüp 2. Tur seçime gitmeyelim mi?
*
Aklımızı merkeze koyup düşünelim.
Halkın anlayacağı çok az sayıda spot cümlelerle gerçeğin halka ulaşılmasını sağlayalım.
Örneğin soralım:
Vatandaş, hırsızlığın bitmesini istiyor musun?
İşsizliğin bitmesini istiyor musun?
Rahat ve insanca bir ekonomik gelir istiyor musun?
Kadın cinayetlerinin bitmesini istiyor musun?
Her türlü terörle mücadele istiyor musun?
Ülkede adalet, hak hukuk işlesin mi?
Gençlerin, çocukların mutlu olmasını istiyor musun?
Ve benzeri pek çok şey…
*
Şimdi 2. Turda oy kullanma sorumluluğumuz var. Cumhuriyetin okumuşları, aydınları olarak bu ülkeye sahip çıkmak bizim asli görevimizdir çünkü laik Cumhuriyete borcumuz var.
Bu halk bizimdir, ona darılamayız.
Bu gençler, bu çocuklar bizim, onların yarınını düşünme sorumluluğumuz var.
Halka küsmek, yılmak, karamsar olmak, umutsuzluğa kapılmak çözüm değil, bize yakışmaz.
Otoriter rejime karşı demokrasi mücadelesidir. İktidarın yanlışlarını anlatıp doğruları göstermek şarttır başarı için.
Demokrasi yolunda çağdaş bir ülke olarak devam edebilmek için mutlaka mücadeleye, direnmeye devam etmeliyiz.
Tek çıkış yolu budur, tek çare yanlışa karşı direnmektir.
Umutsuzluk yok olmaktır.
Umut varsa başarı da vardır, buna inanalım.
Örgütlü kötülüğe hayır, iyiliğe-sevgiye-güzelliğe evet diyeceğiz.
Esen kalınız, sevgiyle kalınız
R. Demir (16.5.2023)