Ermeni medyasına atıfta bulunarak, bunun parti yönetim kurulu başkanı Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan tarafından İcevan'da düzenlenen "Medeni Anlaşma" partisinin girişim grubunun toplantısında söylendiğini bildirdi.

"Bize miras kalan müzakere durumunda ileriye giden kaçınılmaz yol, yalnızca toprak aktarımı vb. değil, aynı zamanda Dağlık Karabağ'da oluşturulan devlet düzeninin de kaldırılmasıydı. İlk defa soruşturma komisyonunda yaptığım konuşmada bunu çok dikkatli anlattım, ikinci defa daha açık konuştum, son zamanlarda vatandaşların sorularını yanıtladım. Ve ne yazık ki Dağlık Karabağ'daki olaylardan sonra artık daha özgür konuşabiliyorum." diye ekledi Paşinyan.

Başbakan, o dönemde bu konunun tartışılmadığını, çünkü tartışılırsa 30 yıldır çözülemeyen bir sorun için kaynakların israf edildiğinin halka anlatılması gerektiğini söyledi:

"Neden başlangıçta birçok nedenden ötürü zorluydu? Çünkü BM Güvenlik Konseyi kararları vardı.

Şimdi bizi çok suçluyorlar, diyorlar ki biz baştan beri Dağlık Karabağ'ın kendi kaderini tayin etmesi meselesini halledeceğimizi söylüyorduk ama yapmadık. Bütün sorun şu ki, kendi kaderini tayin hakkının ne olduğunu anlamaya çalıştık ve 6 Aralık 1996'daki Lizbon zirvesinde bize, kendi kaderini tayin hakkının en yüksek tezahürünün, kendi kaderini tayin hakkının özerk bir statü olabileceği söylendi. Azerbaycan devleti. Aslında biz bu mantıkla yola çıktık, bizim hatamız ve en büyük hatamız 44 gün savaşından sonra bu konuları halkımızla konuşmaya başlamamızdır. Öte yandan o konuşmanın psikolojik ve duygusal imkansızlığıyla da karşı karşıya kaldık ve bunda benim suçlu olduğumu kendime söyleyemedim."

N. Paşinyan, bazı güçlerin Ermenistan'da devlet kurmamak için sözde "Artsakh" meselesini kullandığını ve tüm çabalarını imkansız "Artsakh sorununun" "çözümüne" odakladıklarını sözlerine ekledi.