MIT'IN ÇİN'İN UYGURLARI İZLEMEK İÇİN TEKNOLOJİ GELİŞTİRMESİNE YARDIMCI OLDUĞU ORTAYA ÇIKTI

MIT

MIT'IN ÇİN'İN UYGURLARI İZLEMEK İÇİN TEKNOLOJİ GELİŞTİRMESİNE YARDIMCI OLDUĞU ORTAYA ÇIKTI

Shangtang Technology Co.Ltd.'nin kurucusu Tang Xiaowu (solda) ve Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) başkanı Leo Rafael Reif (sağda) imza töreninde fotoğraf çektirmek için poz veriyor. 24 Nisan 2018, Şangay The Washington Free Beacon tarafından 8 Ağustos'ta yayınlanan 'MIT Çinli Şirketlerin Uygurları İzlemek İçin Teknoloji Geliştirmesine Nasıl Yardımcı Oldu?' başlıklı bir makale büyük ilgi gördü. Yazı, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki dünyanın önde gelen üniversitelerinden biri olan Massachusetts Institute of Technology'nin (MIT), ABD hükümeti tarafından iki kez yaptırım uygulanan Çinli SenseTime şirketinin bağışladığı parayla yüz tanıma teknolojisi üzerine araştırma yaptığını gösteriyor. Yazıya göre Çin'in en büyük yüz tanıma teknolojisi şirketlerinden biri olan SenseTime, 2018 yılında Massachusetts Institute of Technology'ye gizli bir bağışta bulundu. Bu bağışla finanse edilerek yazılan 22 makaleden 20'si yüz tanıma teknolojisiyle ilgili sinir ağlarıyla ilgiliydi. Bu makalenin yazarı Thomas McKenna, RFA radyosuna bu konuda şunları söyledi: 'Shangtang Company, 2019 yılında Uygur soykırımına karıştığı için ABD hükümeti tarafından kara listeye alındı. 2021'de tekrar kara listeye alındı, ancak MIT paralarını iade etmemekle kalmadı, Shangtang'ın Uygurları izlemek için kullandığı yüz tanıma teknolojisi ve yapay sinir ağları ile ilgili araştırmalarını sürdürdü.” New York Times, 2019'da Shangtang'ın yüz tanıma teknolojisinin Uygurları izlemek için kullanıldığını ve o yıl Trump yönetiminin şirketi kara listeye aldığını bildirdi. 2021'de Biden yönetimi, ABD'nin şirkete yatırım yapmasını yasakladı. Massachusetts Institute of Technology'nin 2019'da Shangtang'ı kara listeye aldığından 2021’ın son tarihine kadar Çinli şirketin parasıyla araştırmalarına devam etti. Ayrıca Çin ordusu tarafından yaptırılan araştırma projelerinden sorumlu olan Zhejiang Üniversitesi'nden iki araştırmacı da üniversitede araştırma yaptı ve 'yapay sinir ağları' üzerine makaleler yayınladı. Bay Thomas McKenna şunları ekledi: 'MIT'nin neden hala kara listeye alınmış bir şirketle çalıştığını ve paralarını iade etmediğini kesin olarak söyleyemem. Ancak genel olarak, Amerikan üniversitelerinin Çin şirketlerinin yüksek teknolojisinden yararlanmak istediklerini düşünüyorum, çünkü insanların Çin'de soykırım yapıldığını bilseler bile buna dikkat etmeyebileceklerini biliyorlar. Bu yüzden Çinli şirketler ve hatta Çin askeri üniversiteleri ile işbirliği yapmaya devam ediyorlar. Bu sayede sadece Çin'in soykırım yapmasına yardımcı olmakla kalmadılar, aynı zamanda Çin'in askeri gücünü güçlendirmesine de yardımcı oldular. Gözetim sistemleri araştırma şirketi IPVM'de analist olan Bay Charles Rollett, radyonun bu konudaki sorularını e-posta ile yanıtladı. Mektupta, 'demokrasi ve ırk eşitliğini' savunan Amerikan üniversitelerinin ve şirketlerinin, Çin'deki Uygurlar için gözetleme sistemleri sağlayan şirketlerle ortaklık yapmayı dikkatlice düşünmeleri gerektiğini, çünkü bu tür yazılımların bu kurumların değerleriyle doğrudan çelişeceğini vurguladı. Mektupta, 'Çin'in aksine, ABD üniversitelerini, özellikle de MIT gibi özel üniversiteleri doğrudan kontrol etmiyor' diye yazdı. 2018'de SenseTime ile ortaklık imzalandığında ABD henüz bu tür gözetim şirketlerine yaptırım uygulamamıştı ve bu tür şirketlerle nasıl başa çıkılacağına dair bir yönerge yoktu. Dolayısıyla yetkililer, bu tür bir işbirliğinin etik ve insan hakları risklerini kolayca gözden kaçırdı. O zamanlar ABD'deki okullar bile yapay zekanın Çin'de ne için kullanılacağını pek düşünmüyordu. Açıkçası, MIT ile Çinli şirketler arasındaki herhangi bir ortaklık, etik ve insan hakları güvencelerini içermelidir. 'Ancak, bu tür bir işbirliğinin ortaya çıkmasının MİT gibi kurumları uyandırdığını düşünüyorum.' İ.ÖTKÜR

Haber Editörü

Dikmen Hakan

hakandikmen30@gmail.com
Yorumlar (0)

GÜNDEM

Haberi Sesli Oku