Ülkemizde yıllardır üzücü bir durum yaşanıyor. Ülkenin kurucu lideri, büyük önder Atatürk, tartışma konusu haline getiriliyor. Arızalı ve hastalıklı beyinlerin, millete yıllardır yanlış fikirler empoze ettiği bir döneme tanıklık ediyoruz. Bu durum, milletin atasına neden düşman olduğu sorusunu akıllara getiriyor ve maalesef toplumda hassas bir duruma dönüşüyor. Anıtkabir, Türk milletinin büyük liderini ziyaret ettiği bir mekan olarak kabul edilirken, bazı kişiler tarafından bu ziyaretlerin milleti dinsiz olarak nitelendirmek için bir fırsat olarak kullanıldığına şahit oluyoruz. Camiye giden samimi Müslümanlara ise bazen yobazlık ithamları yapılıyor. Bu durum, milli ve manevi değerlerimizi inkar etmenin bir göstergesidir. Oysa ki, milli ve manevi değerlerimiz, toplumumuzun ortak paydasıdır. Ülkemizin kurucusu Atatürk, hem milli değerlerimize sahip çıkmış, hem de manevi değerlerimize büyük önem vermiştir. Onun önderliğinde gerçekleştirilen Kurtuluş Savaşı, işgal altındaki topraklarda dinimizi yaşayabilme özgürlüğümüzün teminatı olmuştur. Arızalı beyinlerin yarattığı bu gölge, milli ve manevi değerlerimizi inkar etmeyi ve birbirimize düşmanlık beslemeyi hedeflemektedir. Ancak biz, bu oyunlara gelmemeli ve ortak paydamızda birleşmeliyiz. Atatürk'ün bize bıraktığı mirasa sahip çıkarak, milli ve manevi değerlerimizi yaşatmalıyız. Bu topraklarda yaşayan her bireyin dinine, inancına ve düşüncesine saygı duymak zorundayız. Milli ve manevi değerlerimize sahip çıkmanın, başkasının değerlerine saldırmak anlamına gelmediğini bilmeliyiz. Ortak paydamızda buluşarak, birlikte yaşayabilir bir toplum inşa etmeliyiz.