MERHAMET ETMEYEN İNSAN MERHAMET GÖRÜR MÜ?
MERHAMET ETMEYEN İNSAN MERHAMET GÖRÜR MÜ?/
Tülay Dikmen
Evet Görür!
Peki, nasıl ve neden? Allah'ı (C.C) zikretmek için öğrendiğimiz ilk zikir 'Bismillahirrahmanirrahim' dir.
Bu zikir içinde Rahman ve Rahim sıfatları birlikte kullanılmıştır. Her iki sıfatında manası 'yarattıklarına rahmet yani merhamet eden'dir aslında. Ama bir farkla; 'Rahman' yaratılmış bütün mahlûkatlara; inanmış/inanmamış, kâfir, müşrik, iyi, kötü ayırt etmeksizin, bu dünya hayatındaki her türlü ihtiyacını karşılayan, kolaylaştıran, rahmetle merhamet eden manasındadır. 'Rahîm' ise sadece mûmin kullarına; hem bu dünyada hem de ahiret hayatında göstereceği rahmeti, merhameti ifade eder. 'Allah'ın(C.C) rahmeti sonsuzdur' deriz hep. O sonsuz bildiğimiz merhametin detaylarını açarak anlayalım. Rabbimiz kendinde bulunan rahmetinden, merhametinden yüzde bir hissesini yarattığı mahlûklara pay etmiştir. Ve o yüzde bir hisse içinden en fazlasını da tüm canlılardaki annelere vermiştir. Zira peygamber efendimizden (S.A.V) bu konuda nakledilen birçok hadis-i şerif vardır.
Peki, bütün mahlûkatlar ve insanoğlundaki annelere baktığımızda ne görürüz? Sınırsız af ve merhamet değil mi? Peki sayısız mahlûkata bölünen yüzde birden payına düşenlerden bu kadar merhamet görüyorsak, yüzde doksan dokuzu kendinde bulunan Rabbimizin rahmetini, affını, merhametini tahayyül edebiliyor muyuz? 'Rab' ismi anlamı 'terbiye eden' demektir. Allah kullarını sürekli terbiye eder; verdiği nimetlerle, hastalıklarla, bollukla, darlıkla, güçle, makamla... Tıpkı hissesindeki merhamet zerresi ile çocuğuna yol gösterip, aynı zamanda zorluklarla başa çıkmayı öğreten anne misali. Düştüğünde öğrensin diye kalkmasını bekler, iyiyi/kötüyü tecrübe edip doğrusunu bulması için yol gösterir, hep vericidir, hep sabırlıdır, hep bekler.
Rabbin kulunu beklediği gibi.
Rabbimizde bekler sormaz, yüzüne vurmaz, neredeydin şimdi mi aklına geldi demez. Bir annenin çocuğunu zarardan korumak için gerekirse ağlatması ve çocuğun bunu anlamaması, kızması misali kul da sorgular. Kulun her istediği hep olmaz belki, ama olmayanda da bir hayır olduğunu düşünebilse keşke. Mesela merhameti şöyle bir zerre ile tefekkür etsek; 'Allah bize görmemiz gerektiği kadarını gösterip duymamız gerektiği kadarını duyurur.' Bu çok büyük boyutta bir merhamettir!
Nasıl mı? En basiti; ellerimize veya yattığımız yastığa bakınca sadece mikroskop altında görülebilen ve varlıkları bilimle ispatlanmış, bakterileri veya maytları görmüyoruz. Hâlbuki varlar! Ya gözümüz mikroskop kadar görseydi! O bakterilerin birde sesleri vardır elbette, ya duysaydık! Veya daha yakını; bedenimizin içindeki her bir organ çalışıyor, stetoskopla duyulan kalp sesimiz, ultrason cihazı ile duyulan, görülen incecik damarımızdaki kan akış sesimizin şiddeti gibi... Karıncanın yürürken çıkardığı ayak sesini duyan var mı? Veya toprağı kazma seslerini?
Ya duysaydık!
İşte Rahman sıfatı tamda bu. O yüzden başlıkta geçen 'Merhamet etmeyen merhamet görür mü' sorusunun cevabı net EVET. Kulun hatası günahı ne olursa olsun, zalim olsun, merhametsiz olsun, kâfir olsun. Bu saydığımız zerre misali örneklerdeki merhamet onlar için de var, onlarda istifade etmiyor mu? Ediyorlar ve biz de görüyoruz. Rızık onlar için de var, şifa onlar için de var, güneş onları da aydınlatıyor, rüzgârın, yağmurun rahmetinden onlar da istifade ediyor. Amaaa, Gelelim sonucuna. Onlar sadece RAHMAN sıfatıyla bu dünya hayatı kadar merhamet görür! Ya ebedi kalacağımız âlem? İşte orada RAHİM sıfatına ihtiyacımız var, o sıfattaki merhameti kazanmak için ise mûmin olarak yaşamaya. Mûmin kul olmak için ise; halisane bir şekilde kulluk vazifelerimizi ifâ gerek, mazluma yardım gerek, haksızlık etmemek gerek, yalan söylememek, zalim olmamak gerek, etraftaki zulme sessiz kalmamak gerek, sırf bu dünyada kullanılabilecek makam/mevkî, şan-şöhret, zengin olma hırsı gibi hasletleri bırakmak gerek!
Kısacası sadece Allah'a kul olmak gerek.
Bu dünya hayatında bize verilen ve mükâfatını ahrette ebedî olarak bulacağımız; hastalıklar, sıkıntılar, yokluk, güçsüzlük gibi zorluklar imtihanımız olduğu gibi, yine ebedî hayatta hesabını vereceğimiz ve bize bahşedilen nimetler, varlık, sağlık, güç, makam vs de imtihandır! O merhametsizlerin, zalimlerin gördüğü 'Rahman' merhametinin bittiği yerde vay hallerine! Sabredip seyredelim. Rabbim her türlü imtihanımızı kolaylaştırsın. Rabbimizin bizlere Rahman olarak bu dünya için gösterdiği rahmeti, merhameti, ebedî hayatta Rahîm sıfatıyla da bulan kul olabilmek duasıyla…
VESSELÂM…