Amerikanın Sesi'ne (VOA) konuşan Güney Azerbaycanlı siyasi aktivist Mecid Araz, İran'ın Zengezur Koridoru ve genel olarak Azerbaycan ile Türkiye'ye yönelik politikasını değerlendirdi. Araz'a göre, İran'ın Azerbaycan Cumhuriyeti ve Türkiye ile ilgili politikalarına, ülke içindeki 'Türk meselesi' yön veriyor.
Araz, "Türk meselesi bölgede inanılmaz bir noktaya geldi. Artık bir Türk Devletleri Birliği var. Bu birlik kültürel sınırı aşarak ekonomik ve askeri iş birliği düzeyine ulaştı. Karabağ Savaşı bunun en bariz örneğiydi. Hatta ortak alfabe bile gündeme geldi. İran'ın kuzeyinde, kendi deyimleriyle Turan, bir şekilde gerçeğe dönüşüyor. Ülke içindeki Türk meselesi artık sadece Tebriz, Urmiye veya Erdebil ile sınırlı kalmadı; Hemedan, Kazvin, Tahran ve Şiraz'a kadar uzandı. Bu nedenle İran'daki yönetim bu durumu büyük bir tehdit olarak algılıyor ve isterik tepkiler veriyor" ifadelerini kullandı.
İran, Zengezur Koridoru'nun inşasına sert bir şekilde karşı çıkıyor ve bu koridor, İran'ın resmi ve yarı-resmi basın organlarında sık sık "Turan Koridoru" ve "NATO Koridoru" olarak tanıtılıyor. İran'daki çeşitli siyasi gruplar, ülke dışındaki muhalif gruplar da dahil olmak üzere, Zengezur Koridoru'na yönelik yaklaşımlarında büyük ölçüde Tahran'ın resmi politikasıyla aynı çizgide bulunuyor.
Araz, İran’ın bu konuda uzun süredir tutarlı bir duruş sergilediğini belirterek, "Bu yeni bir mesele değil. İran'ın Azerbaycan politikasının bir parçası. Bu tutum, Azerbaycan'ın bağımsızlığından başlayıp, Birinci ve İkinci Karabağ Savaşları, Zengezur Koridoru ve diğer konularla bugüne kadar devam etti. Genel olarak düşüncem şu ki, İran'ın Azerbaycan ve Türkiye ile ilgili politikasına yön veren temel unsur, ülke içindeki Türk meselesidir" dedi.
Siyasi aktivist, İslam Cumhuriyeti'nin bu konudaki tepkilerinin kısmen isterik, kısmen de rasyonel olduğunu ifade etti. Araz, İran'daki Türk meselelerinin önemli bir noktaya geldiğini vurgulayarak, "Bunlar sadece isterik ve refleksif tepkiler değil, aynı zamanda daha mantıklı ve rasyonel tepkiler de vermeye çalışıyorlar. Örneğin, Mesut Pezeşkiyan’ın Haziran ayındaki cumhurbaşkanlığı seçimlerine aday olarak kabul edilmesi bunun bir sonucudur. Pezeşkiyan’ın adaylığında farklı faktörler de rol oynasa da, en önemli faktörlerden biri rejimin Türk meselesinden duyduğu korku ve Türkleri bir şekilde yanına çekme ihtiyacı hissetmesidir" şeklinde konuştu.
Araz’a göre, Pezeşkiyan gibi projeler rejime kısa vadede kısmi bir kontrol imkanı verse de, uzun vadede Türk meselesinin daha da büyüyüp yayılmasına neden olacak. "Nasıl ki Pezeşkiyan ile birlikte Türk meselesi Tahran sokaklarına ve İran’ın resmi politikasına taşındı, bu çok önemli bir gelişme" dedi.