Bazı insanlar var, makam koltuğuna oturunca boylarının uzadığını sanıyor. Oysa o koltuk sadece bacaklarını yerden keser, kafalarını bulutlara çıkarır; geriye de halkla aralarına giren o mesafe kalır.
Koltuk, karakteri büyütmez. Ama egoyu şişirmek konusunda turbo modda çalışır. Dün sırada bekleyen adam, bugün kapısında sıraya koyar insanları. Dün çay ocağında “abi” dediğine bugün “sayın” derken gözleri dolar — tabii gururdan değil, taze çekilmiş kahvenin kokusundan.
Koltuk öyle bir sihirdir ki, oturana kendi kusurlarını görünmez kılar. Ama merak etmeyin, halkın hafızası 4K çözünürlükte çalışır. Siz her ne kadar koltuğun gölgesinde boyunuzu saklasanız da, millet metrenin kaç santimde durduğunu iyi bilir.
En acıklısı şu: Bazıları koltuktan kalkınca hâlâ büyük olduklarını zanneder. Halbuki koltuk gider, boy yeniden ortaya çıkar. O zaman fark edilir ki, koca makamda oturan kişi aslında halkın gözünde çocuk sandalyesinde oturuyormuş.
Taş gibi gerçek: Makamı adam büyütmez, adam makamı büyütür. Yoksa o koltuk, içinde kim oturursa otursun, sadece minder ve dört ayaktan ibarettir.