“Koltuk Size Büyük, Vicdanınıza Küçük”

“Koltuk Size Büyük, Vicdanınıza Küçük”

,

Rektör hocamız sizi dekan yapmış… Ne büyük lütuf! Siz de o lütfun hatırına daha koltuğun ilk gününde başlamışsınız pozlara, protokollere, ayak yapmaya. Hocam, elinizi bir vicdanınıza koyun — tabii yerini hâlâ biliyorsanız. Sorun bakalım kendinize: “Ben bu koltuğa oturduğum günden beri ne yaptım? Ulusalda ne bıraktım, uluslararasıda ne eserim var?” Cevap kocaman bir hiç.

Memlekete katkı? Geçiniz. Üretim? Yok. Çaba? Yok. Emek? Yok. Ama koltuğun imkanlarından istifade? İşte orada “yok” kelimesi yok; maşallah fazlasıyla var. Koltuğa değer katmak yerine koltuğu sömürmek… Bravo hocam, tam isabet.

Bir de kulağıma geliyor ki, daha bu koltuğun tozu yeni kalkmışken sizin hevesler çoktan rektörlüğe doğru yol almış. Vallahi hocam, bu memlekette kendini kaz yumurtası sanan çok gördük ama yumurtanın içi boş çıkınca nasıl dağıldıklarını da çok izledik. Size naçizane tavsiye: O yumurtaya heves etmeyin, mazallah elinizde patlar.

Bakın hocam, bu camiada haddini aşanın sonu bellidir. “Rektörlüğe oynuyor” dedikodusu bir yayıldı mı, sizi deftere yazmazlar, defterden komple kazırlar. Bugün el öpen çoktur ama yarın o eller sizi itmeye hazırdır.

Koltuklar makam içindir, reklam panosu değildir. Sizinki koltuk değil, fotoğraf fonu olmuş. Emek yok, proje yok, çaba yok… Ama bir özgüven var, başka yerde olsa doktora konusu olur.

Hocam, siz önce bu koltuğa yakışın. Sonra isterseniz hayalleriniz Everest’e çıksın. Ama şu hâlinizle? Kusura bakmayın, bırak rektörlüğü, dekanlık bile size fazla duruyor.

Mazallah… Bu hızla giderseniz, koltuk sizi değil, siz koltuğu taşkınlıktan çatlatırsınız.



Haber Editörü

admin

Yorumlar (0)

GÜNDEM

Haberi Sesli Oku