KÖKLÜ GEÇMİŞTEN, GÜÇLÜ GELECEĞE...

KÖKLÜ GEÇMİŞTEN, GÜÇLÜ GELECEĞE...

KÖKLÜ GEÇMİŞTEN, GÜÇLÜ GELECEĞE...

KÖKLÜ GEÇMİŞTEN, GÜÇLÜ GELECEĞE... Türkistan, iki dünya eşiğidir, Türkistan, yiğit Türk’ün beşiğidir. Mağcan CUMABAY   İlk olarak eski İranlılar, daha sonra Araplar tarafından Orta Asya’daki Türkler’in yaşadıkları bölgeleri tanımlamak için kullanılan “Türkistan” kelimesinin anlamı “Türk Yurdu” (Türk Ülkesi) demektir. Türkistan, Orta Asya’nın büyük bir kısmı için etnosiyasi ve etnocoğrafi ad sıfatıyla kullanılan tarihî bir terimdir. Bu terim, İran’ın Horasan bölgesinden başlayarak Kuzey Afganistan dahil Pamir ve Hindukuş-Kunlun (Karanlık) dağlarının kuzey eteklerinden Çin’in Tun-huang bölgesine kadar uzanan, oradan Mançurya’nın batısına ulaşan, Moğolistan’la birlikte Güney Sibirya’nın tamamını içine alan, batıda Ural dağları ile Volga ırmağının Hazar denizine ulaştığı noktaya kadar devam eden geniş bir alanı kaplayan coğrafyayı ifade etmek için kullanılmıştır. (Ayrıntılı bilgi için bknz: İslam Ansiklopedisi, Türkistan). Ancak çeşitli dönemlerde Türkistan’ın sınırlarının daraldığı ya da genişlediği görülmektedir. Hoca Ahmet Yesevî Hazretlerinin yurdu olan Yesi şehrinin sonradan Türkistan olarak adlandırılması ve Kazakistan’ın 14 eyaletinden biri olan Güney Kazakistan Eyaleti’nin ismi değiştirilerek 2018 yılından itibaren Türkistan adını almış olması bunun yakın dönemdeki en somut örneğidir. Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı Türksoy tarafından 2017 yılında “Türk Dünyası Kültür Başkenti” ilan edilen ve 31 Mart 2021 tarihinde gerçekleştirilen Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi (Türk Devletleri Teşkilatı) Türkistan Gayriresmî Zirvesi’nde alınan kararla “Türk Dünyasının Manevi Başkenti” statüsüne sahip olan Türkistan şehri Kazakistan’ın kadim şehirlerinden biridir. Geçmişte Kazak Hanlığına başkentlik yapan ve günümüzde Türkistan Eyaleti’nin merkezi olan bu şehir mazide olduğu gibi bugün de hem Kazakistan hem de Türk Dünyası için büyük önem taşımaktadır. Türkistan ya da Yesi denildiğinde ilk akla gelen isim hiç şüphesiz Hoca Ahmet Yesevî Hazretleridir. XII. yüzyılda Güney Kazakistan’ın Sayram kasabasında doğmuş, dönemin önde gelen şehirlerinde eğitim almış ve Yesi’de yaşamış olan Ahmet Yesevî, Türkler arasında İslâmiyet’in yayılmasına, ahlâk ve maneviyatın kökleşmesine büyük katkılar sağlamış, ayrıca Türkçe söylediği hikmet adı verilen şiirleriyle Türk dili ve edebiyatına da önemli hizmetler sunmuştur. Hoca Ahmet Yesevî Türkistan’da vefat etmiş ve orada defnedilmiştir. Günümüzde Türkistan ile Kazakistan’ın en önemli ziyaret yerlerinden biri olan Hoca Ahmet Yesevî Türbesi, kudretli hükümdar Emir Timur’un emriyle inşa edilen Orta Asya’daki en görkemli tarihî yapılardan biridir. Türk Dünyası için Hoca Ahmet Yesevî Hazretleri ortak bir değer, türbesi ise ortak bir mirastır. Kazakistan’ın Eski Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’in kararıyla eyalet merkezi olan Türkistan gün geçtikçe daha da gelişiyor ve güzelleşiyor. Bu durum şehrin hem Kazakistan’da hem de Türk Dünyasında ilgi görmesini sağlıyor. Şehirdeki değişimler ve dönüşümler Türkistan’ı gençler için cazibe merkezi hâline getiriyor. Böylelikle Hoca Ahmet Yesevî Hazretlerinin geçmişte binlerce talebe yetiştirdiği bu şehir bugün de binlerce öğrencinin üniversite eğitimi için tercih ettiği yerlerden biri oluyor. Adını Türk Dünyası’nın büyük şahsiyetinden alan Ahmet Yesevî Uluslararası Türk Kazak Üniversitesi sayesinde Türkistan’a sadece Kazakistan’ın çeşitli şehirlerinden değil, Türk Dünyası’nın farklı ülkelerinden ve bölgelerinden gençler geliyor. Bu gençler Pir-i Türkistan Hoca Ahmet Yesevî Hazretlerinin huzurunda ve onun adını taşıyan eğitim ve bilim yuvasının çatısı altında köklü geçmişten gelen kardeşlik bağlarını tekrar canlandırarak Türk Dünyası’nın güçlü geleceğinin temelini oluşturuyor. İki kardeş ülkenin ortak kurumu olan bu üniversitenin temelleri, Sovyetler Birliği’nin dağılmasından kısa bir süre önce, Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’in 6 Haziran 1991 tarihli kararıyla Türkistan Devlet Üniversitesi olarak atılmış ve üniversitenin temel görevi, “Orta Asya'nın tarihî ilim ve kültür merkezi olan Türkistan şehrini kalkındırmak” olarak belirlenmiştir. Kazakistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev ile Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Süleyman Demirel arasında, 29 Nisan-1 Mayıs 1992 tarihinde gerçekleşen Almatı zirvesinde yayımlanan “Ortak Bildiri” ve 1 Mayıs 1992’de iki ülke arasında imzalanan “Eğitim, Bilim, Kültür ve Spor Alanlarında İşbirliği Anlaşması” ile, Türkistan Devlet Üniversitesinin iki ülkenin ortak üniversitesi hâline getirilmesi kararı alınmış ve konuyla ilgili Mutabakat Zaptı, 28 Eylül 1992’de Ankara’da imzalanmıştır. Anlaşma uyarınca hazırlanan İşbirliği Sözleşmesi ve Eki Tüzük, 30 Haziran 1993’te Almatı’da imzalanmıştır. İşbirliği Sözleşmesi ve Tüzüğün T.C. Bakanlar Kurulu tarafından 24 Eylül 1993 tarih 93/4848 sayılı karar ile onaylanması ve 15 Ekim 1993 tarih 21729 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmasını müteakip, Üniversitenin kuruluşu tamamlanarak yönetimi Mütevelli Heyetine devredilmiştir. Üniversitenin ilk Mütevelli Heyet Başkanlığına, 18.10.1993’te Başbakan Başdanışmanı Namık Kemal Zeybek atanmıştır. 17.05.1999 tarihinde ikinci kez bu göreve atanan Zeybek, 20.07.2006 tarihine kadar görevini sürdürmüş ve yerini 20.07.2006 tarihinde Em. Org. Çetin Doğan'a bırakmıştır. Mütevelli Heyet Başkanlığını, 08.03.2008 tarihinde Hacettepe Üniversitesi öğretim üyesi ve AKDTYK Atatürk Kültür Merkezi Başkanı Prof. Dr. Osman Horata devralmıştır. HORATA’nın görev süresinin dolmasının ardından 09.05.2015 tarihinde Gazi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Musa Yıldız Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanlığına atanmıştır. 22.05.2020 tarihinde Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanlığı görevini Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muhittin Şimşek devralmış ve hâlen de devam ettirmektedir.  Kurumun tüzüğü gereği Üniversite Rektörü Kazakistan Cumhuriyeti, Rektör Vekili (Eş Rektör) ise Türkiye Cumhuriyeti Yüksek Öğretim Kurulu tarafından atanmaktadır. Şu an Üniversitenin Rektörlüğünü Dr. Janar Temirbekova, Rektör Vekilliğini (Eş Rektör) ise Prof. Dr. Peyami Battal yürütmektedir. Ahmet Yesevi Üniversitesinde, bugün 12 fakülte ve 1 yüksekokulda Türkiye ve Kazakistan başta olmak üzere 17 devlet, Türk ve akraba topluluklarından 16.000’e yakın öğrenci örgün eğitim görmekte ve 900’ü aşkın akademik personel görev yapmaktadır. Türkiye Türkçesiyle Uzaktan Eğitim Programları (TÜRTEP) olarak uzaktan eğitimde ise 19 lisans ve yüksek lisans bölümünde yaklaşık 5.500 öğrenci eğitim görmektedir. Türkiye Türkçesiyle Uzaktan Eğitim Programlarının (TÜRTEP) koordinasyonu Ankara'daki binasında faaliyetlerini sürdürmekte olan Mütevelli Heyet Başkanlığı bünyesindeki birimlerinden yürütülmektedir. Uluslararası standartlarda eğitim ortamı, bilimsel ve teknolojik araştırma altyapısı ve hizmet anlayışı ile, eğitim ve araştırma faaliyetleri yürüten, Türk Devlet ve Toplulukları arasındaki dostluk ve dayanışmanın sembolü, rekabet gücü yüksek bir üniversite olmayı hedefleyen Ahmet Yesevi Uluslararası Türk Kazak Üniversitesi, Türk Dili konuşan Devlet ve Topluklara mensup öğrencileri bir çatı altında eğitmek; hür ve bilimsel düşünce gücüne, çağdaş bilgi ve beceriye, toplumsal sorumluluk duygusuna sahip, insan haklarına saygılı, hoşgörülü, millî ve ahlâkî değerlere bağlı, sorgulayan, araştıran, girişimci, demokratik ve laik devlet esaslarına bağlı, tarih ve kimlik şuuruna sahip bireyler yetiştirmek; araştırma ve geliştirme faaliyetleri ile bilim ve toplum hayatına katkıda bulunmak suretiyle Türk Dünyası’nın daha güzel ve güçlü bir geleceğe sahip olması için önemli hizmetler sunuyor ve Türk’ün beşiği olan Türkistan’da Ahmet Yesevî Hazretlerinin geleneğini devam ettiriyor....   Dr. Yerzhan ARGYNBAYEV Hoca Ahmet Yesevî Uluslararası Türk Kazak Üniversitesi

Haber Editörü

Dikmen Hakan

hakandikmen30@gmail.com
Yorumlar (0)

GÜNDEM

Haberi Sesli Oku