KKTC'NİN TANINMASI YERİNE ADINI DEĞİŞTİRMEYİ SAVUNMAK ABESLE İŞTİGAL ETMEKTİR

KKTC

AD DEĞİŞİKLİĞİNİ DEĞİL, MONAKO MODELİNİ TARTIŞALIM

SABAHATTİN İSMAİL

Emekli orgeneral İlker Başbuğ, Tele 1 TV'de konuk olduğu Mehmetali Güller'in programında, "KKTC'nin adının değiştirilerek bağımsızlığının ilan edilmesi gerektiğini" iddia etti.
Sözleri aynen şöyle:
" Bence Kıbrıs için takip edilmesi gereken stratejik yaklaşım, KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ İSMİYLE ARTIK BAĞIMSIZ BİR DEVLET OLDUĞUNU İLAN ETMEK VE STRATEJİMİZİ DE BUNA GÖRE YÖNLENDİRMEKTİR...."

KKTC 42 YILDIR BAĞIMSIZDIR

Sn. İlker Başbuğ'un bu sözlerine anlam veremedim.
KKTC, 15 Kasım 1983'de, zaten bağımsız ve egemen bir devlet olarak ilan edilmiştir
42 yıldır zaten BAĞIMSIZDIR...
Anavatan Türkiye tarafından TANINMIŞTIR. 
Karşılıklı Büyükelçiler teati edilmiştir.
İki ülke arasında 250'den fazla ikili anlaşma ve protokol imzalanmıştır.
Türkiye- KKTC arasında 1997'de ORTAKLIK KONSEYİ KURULMUŞ ve bu Konsey 2021'e kadar 4 kez toplanmıştır.
KKTC'nin, Dünyanın 15-16 ülkesinde TEMSİLCİLİĞİ  bulunmaktadır.
Anayasal adı olan KKTC ismiyle Türk Devletleri Teşkilatı'na gözlemci üye olmuştur ve bu adıyla TDT'nin birçok etkinliğine katılmaktadır.
KKTC 'yi resmen tanımayan ülkeler bile, devletimizin Anayasal adıyla varlığını fiilen kabul etmektedir. 
Durum bu iken, KKTC'nin adını KTC olarak değiştirip BAĞIMSIZLIĞINI İLAN ETMEK ne demektir?
Bu çok yanlış bir ifade, çok yanlış bir öneridir
O nedenle, 3 saat süren ve genelde çok doğru tarihi bilgilerle olumlu değerlendirmelerin yapıldığı bu bilgilendirici programda, Sn. İlker Başbuğ tarafından ifade edilen bu öneriye asla katılmıyorum

BAŞKALARI DA ÖNERMİŞTİ

Sn İlker Başbuğ'un bu önerisi son birkaç yıldır, başta TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş olmak üzere, Türkiye'deki bazı iktidar ve muhalefet çevreleri ile milli Kıbrıs davasına destek veren bazı emekli komutanlar ve köşe yazarları tarafından da dile getiriliyor.
En son CB Tatar da aynı öneriyi tekrarlamış ancak tepkiler üzerine geri adım atmıştır.
KKTC'nin tanınmasını sağlayacağı yönünde ikna edici argümanlar ortaya konmadığı sürece, isim değişikliğinde ısrar etmek, abesle iştigal etmektir
Devletimiz, Dünyada, 42 yıldır mevcut Anayasal adıyla tanınmıştır, KKTC ( Turkish Republic of Northern Cyprus) adıyla kabul görmüştür
Devletimizin adını koyan kurucu Cumhurbaşkanımız ve milli mücadele liderimiz Denktaş’tır. 
Denktaş'ın kaleme aldığı ve kurucu iradeyi oluşturan dönemin Kıbrıs Türk Federe Meclisi tarafından oy birliğiyle onaylanan BAĞIMSIZLIK BİLDİRGESİ ile KKTC Anayasasını yapan KURUCU MECLİS,  devletimizin adını KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ olarak belirlemiştir.
Devletimizin adı Anayasamızın DEĞİŞTİRİLEMEZ maddeleri arasındadır. Anayasa değişiklikleri için 2/3 çoğunluk gerekmektedir...
Bu teknik engeller aşılsa bile, bu türden bir Anayasal değişikliğinin referanduma sunulması ve halk tarafından da onayı gerekir.
Kıbrıs Türk Halkı, sağlayacağı yarar açıkça ortaya konmadan, 42 yıl sonra,  durup dururken devletinin adının değiştirilmesini kabul etmez 
KKTC gündeminde böyle bir konu zaten yoktur.
KKTC kurucu iradesi devletimizin adını Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti koyarken, adanın güneyindeki devletin bir Rum devleti olduğunu ve adada, biri güneyde, birisi ise Kuzeyde olmak üzere İKİ AYRI EGEMEN DEVLET olduğunu, "Kıbrıs Cumhuriyeti " adlı devletin sadece güneyde egemen olduğunu, Kuzeyde ise bağımsız bir Türk Devletinin bulunduğunu Dünya'ya göstermek istemiştir.
Kurucu iradenin yaptığını 42 yıl sonra
değiştirmek, onların yanlış yaptığını iddia etmek olur ki, iddia sahipleri Kurucu İradenin niye yanlış yaptığını, Denktaş'ın nerede yanıldığını kanıtlaması gerekir

NE KAZANÇ SAĞLAYACAK?

42 yıl sonra devletimizin adı değiştirilecekse, bunun bize nasıl bir siyasi kazanç sağlayacağı da ortaya konmalıdır.
Adımız değişince bizi tanıyan ülkeler mi olacaktır?
Tanımak için adımızı değiştirmemizi mi şart koştular?
Böyle birşey olmadığını biliyoruz.
Bizler düşündüğümüz zaman
Devletimizin adını değiştirmekle elde edeceğimiz herhangi bir siyasi kazanç göremiyoruz.
Durup dururken isim değişikliği yapmanın, Kurucu lider Denktaş'a ve Kurucu iradeye saygısızlık olduğunu düşünüyoruz
O nedenle bu konuyu ikide birde gündeme getirmenin ve boş tartışmalar, boş umutlar yaratmanın hiçbir anlamı yok!

İLK KEZ ANNAN PLANINDA GÜNDEME GELDİ

İsim değişikliği ilk kez bağımsızlık ve egemenliği ortadan kaldırmayı ve
KKTC 'yi feshetmeyi; yerine ise Rum ağırlıklı birleşik federal Kıbrıs'ın Kuzeydeki EYALETİ olacak olan "KIBRIS TÜRK DEVLETİ" adlı bir VİLAYET kurmayı öngören ANNAN PLANI'nda yer almıştı
Bağımsız-Egemen KKTC 'yi savunan Denktaş ve biz mukavemetçiler, buna şiddetle karşı çıkmıştık
KIBRIS TÜRK DEVLETİ adı verilen oluşumun gerçekte, bağımsız-egemen  bir devlet değil, bir EYALET olduğunu ortaya koymuştuk.
Bugün, Rum tarafıyla birleşip ortak devlet kurmayı savunan federasyoncular hala daha KKTC'nin adını ANNAN PLANI'NDA ÖNGÖRÜLEN KIBRIS TÜRK DRVLETİ olarak değişmesini savunuyor.
O nedenle iyi niyetle KKTC 'nin adını değiştirmeyi savunan vatanseverler, federasyoncularla aynı çizgiye düşmemeye çok dikkat etmelidirler...
Annan Planı ve federasyon görüşüldüğü günler çok geride kaldı
Çok şükür ki artık TANINMA VE İKİ DEVLETLİ ANLAŞMA savunuluyor
KKTC, Anayasal  adıyla gün gelecek, TDT'nin tam üyesi de olacak ve başka ülkeler tarafından da tanınacaktır
Devletimizin adını değiştirme gibi boş ve gereksiz bir tartışma ile zaman ve enerji kaybedileceğine, bir gurup dost ülke tarafından TANINMASI için çalışmak çok daha doğru olacaktır.

BAŞKA SEÇENEK DE VAR

Kısa sürede bu mümkün olmayacaksa, MONAKO modeli uygulanarak Türkiye ile ÖZERK DEVLET ANLAŞMASI YAPILMALI VE KKTC, DIŞİŞLERİ, DAVUNMA VE ENERJİ KONULARINDA TÜRKİYE'YE BAĞLI, İÇTE ÖZERK BAĞIMSIZ DEVLET STATÜSÜNE GEÇMELİDİR
Monako ile Fransa arasında böyle bir anlaşma vardır.
Monako, Dışişleri ve Savunmada Fransa'ya bağlı ÖZERK DEVLET'tir ancak BM üyesidir, başta ABD, BM, AB olmak üzere birçok ülkede ve uluslararası kuruluşta Büyükelçiliği vardır. Birçok ülkenin de Monako'da Büyükelçiliği bulunmaktadır
Türkiye ve KKTC arasında da MONAKO MODELİ TEMELİNDE ÖZERK DEVLET anlaşması yapılabilir. Bu, başka ülkelerle Büyükelçi teati etmemize, uluslararası kuruluşlara üye olmamıza, ikili anlaşmalar yapmamıza engel olmaz.
Bu yapılırsa, BM gözetiminde federasyon görüşmelerine nokta konmuş olur ve Kıbrıs Türk Halkı önünü görür, geleceğini ona göre planlar, bir gün Rumlarla birleşileceği, federasyon olacağı propagandası çöker, AB ve ABD'nin " Rum hakimiyetinde birleşik Kıbrıs" eksenli psikolojik harekatın dayanağı yok edilir,  Halkın yönü bütünüyle Kuzeye, Türkiye'ye döner...
Bize hiçbir yarar getirmeyecek olan KKTC'nin adını değiştirme gibi boş işlerle uğraşacağımıza bu konuyu tartışalım!!



Haber Editörü

TÜLAY DİKMEN İLE CUMA KÖŞESİ

admin@tum1haber.com
Yorumlar (0)

GÜNDEM

Haberi Sesli Oku