Kırat’ın sırtındaki Elma yükü
İyi güzel, yardım ediyorsun.
Eyvallah…
Bulunduğun her ortamda Erzurum sevdasından bahsederek duygusal damarlara vatan-millet aşkı (!) zerk ediyorsun, haydi ona da eyvallah.
Formasıydı, eşofmanıydı falan amatör kulüplere veya sporculara veya öğrencilere hediyeler dağıtıyorsun.
Tamam anladık.
Dar gelirli evlenene gelin arabası olarak kendi arabasını, geline çeyrek altın…
Amatör spor kulübü alıyor, Erzurum Spor için yardım amaçlı reklam temin ediyor.
Yani her şey reklam için…
Gerçekten de mesleği avukatlık olan Ebubekir Elmalı ne yapmak istiyor diye çoğu zaman anlayamıyoruz. Devamlı olarak ta sanki bir poşet içerisinde yaşıyormuşçasına dışarıya taşmadığı için ve çevresindeki bazı kişiler ellerindeki pastayı böldürmemek için çevresine duvar ördüklerinden dolayı bizler Elmalı’nın kim olduğu hakkında kesin bir hükme varamıyoruz.
Avukat Elmalı gerçekten de bir Erzurum sevdalısı mı, yoksa öyle görünmeye mi çalışıyor!
Görüntüde evet parası var zengin bir avukat, aynı zamanda da uluslararası ticaret yapan üç beş firmanın Türkiye danışmanlığını yapıyor.
Bunların hepsi çok ama çok güzel…
Bir hemşerimizin spora yardım etmesi, amatör kulüplere destek olması gerçekten de hoşumuza gidiyor, bu arada belki de diğer Erzurumlu zengin iş adamlarına bürokratlarına örnek teşkil eder diye düşünüyoruz.
Ama sadece düşünüyoruz.
Ve inanın kendisi de attı adımların yanlışlığının farkındadır. Çünkü bu adımları atarken kendisini sözüm ona çevreye şirin göstermeye çalışan birkaç kişinin, zaten bu şehirde şirinlikleri yok ki ona sağlasınlar…
Boşuna dememişler kılavuzu karga olanın diye.
Samimiyetine de inanmıyorum dersem, sakın kimseler bana kızmasın. Gerçi kızmaları da umurumda da değil. Küsecekleri de var ise rahatlıkla yataklarını ayrı serebilirler. Mademki amacımız sadece Erzurum, o yüzden işin içinde Erzurum var ise ben kimseleri tanımam.
Nasıl tanıyayım ki? Mademki samimisin, mademki ulusların arasında danışıldığın yerlerin var, mademki çok, çok, çok iyi kazanıyorsun; ihtiyacı olana balık dağıtacağına gel de sevdasını çektiğin memleketinde balığı yakalayabileceğimiz tesisi kuralım ya… Sana danışanlara akıl ver de, gelsinler bu sevdasını çektiğin şehrinde yapsınlar bir istihdama katkı sağlayan çalışma. Yap bir üretime dönük bir tesis, yap birkaç mağdur veya ihtiyaçlı ailenin el birliği içerisinde çalışabileceği bir işletme.
Yap bir iyilik falan tıpkı masallardaki gibi sihirli değnekleri olan…
Ve gökten üç değil sadece tek bir elma düşsün ve bizde çıkalım artık kerevetine olmaz mı?
Bu arada Sayın Elmalıya peşi sıra el pençe dolaşan aracısı olmaksızın selamım olsun; mademki kendisi danışman olarak uluslar arası sularda yüzüyor, bu mahrumiyet bölgesinde ki sığ sularda özellikle boğulmaya çalışmasını bir türlü anlayamadık doğrusu.
Siyaset, geleceğe başarılı adımları atabileceklerin alanıdır.
Kendileri de çok iyi bilirler ki, siyasette somut ve kulağa hoş gelen vaatler olmadan artık kadim halkımız böyle elmalı masallara falan artık inanmıyor. Çünkü şimdilerde üzerine bindiği kıratı zamanında alanlar Üsküdar’ı çoktan geçtiler. Kendisi bu konuda kıratsız yaya kalacağından, üstelik te danışıklığı da bir işe yaramayacağından boşuna danışıklı dövüşe soyunmasın…
Kırat bu elma yükünü de çok fazla taşımaz zaten, bilesin…