Kimine zulüm, kimine de macera…
Kar yağdı buralara gardaş; bahara kadar derdin adıdır Erzurum…
Daha kışın başındayız ve sağ olsun ilçelerimiz dâhil belediyelerimizin tamamına yakını el birliği etmişçesine körebe oyunu içerisinde gibi.
Gibisi az olur, içerisinde diyelim.
Hani; daha kar yağmamış kene, menfaatperver birileri Erzurum’u tanıtım günleri düzenler kene koşa koşa yanlarına vararak reklam yapan, iş diyende tavana bakan ama aş diyende başköşede oturan, şimdilerde ise çoğusu zaten ilçesinde dahi olmayan, ödeneği olmayan, olsa da yetmeyen, ödeme yapamayan hatta maaş veremeyen, iş yapamayan başkanlarıma o günlerde bir şey söylemiştik.
Demiştik ki siz bu işin daha lolosundasınız, kış gelsin bir de bunun lelesi var diye. Bırakın sözüm ona Erzurum’u tanıtmayı, Erzurum’a ve halkına sahip çıkın diye. Kimseler size içerisi altınlarla-dövizlerle dolu kasalar bırakmadı.
Ortada ganimet falan yok.
Bırakın bu mirasyedi tavırlarınızı da, işinizin başına geçerek ne yapacaksınız ona karar verin demiştik.
İşte şimdi aynı nakaratı tekrar edelim.
Bırakın sağda solda hop hopu da, gelin oy alarak oturduğunuz koltuklarınızın hakkını verin.
Vatandaşlarınız sizden hizmet bekliyor.
Ne diyordu şair?
Kar yağdı buralara; bahara kadar derdin adıdır, Erzurum.
Yol yok, iz yok, ulaşım desen sıkıntı had safhada, herkes kendi âleminde baharı bekler iken devletin elinden verilen kömüre bile taş atmışlar, yanmıyor be usta.
Hazır söz kömüre dayanmışken, geçenlerde tam olarak anlatamadık; bırakın artık birilerini zengin etmeyi de seneye kışın kömür paralarını vatandaşın kendisine verin. Birer tane kürek alsınlar ve evlerine en yakın yerde bulunan toprağı kendileri kazarak yakmaya çalışsınlar, torbasıydı-nakliyesiydi daha siz zahmet etmezsiniz değil mi?
Bir de böyle deneyelim.
Uzun lafın kısası biz bahara ulaşırız ulaşmasına da yediğimiz ayazı bir kendimiz, bir de Yaradan bilir onu biliriz…
Ve inanın hiç ama hiç de, unutmayız; unutturmayız…
Belediyelerin seçimlerinde uzun uzadıya anlattığımız ve dilimizden düşmeyen bir lafımız vardı hatırlatmak isterim. Bazılarınız bulunduğunuz makama sadece ve sadece tepki oyları nedeniyle geldiniz. Ve biliniz ki; bir sonraki seçimlerde çoğunuz yoksunuz, olmayacaksınız…
Ve bu kış sizin, daha doğrusu ilk kez makama oturanların ilk kışı!
O yörede yaşayan insanlar size oy verirken daha iyi hizmet, daha iyi çalışma ve daha iyi yaklaşım sergileyesiniz diye oy verdi.
9 aydır ne haldesiniz, ne yaptınız diye sormadık ve günler gibi yıl da bitmek üzere, kış mevsiminin en zorlu şartlarının içerisindeyiz, sonuç olarak aldığımız nefesin çıkardığımız gazdan hiçbir farkı yok gibi.
Çoğu yerde ne soluduğumuzun farkında dahi değiliz.
Tepemizde mızrak misali buzların korkusu, ayaklarımızın altında ne zaman yere savrulup çanağı kıracağımızın endişesini yaşarken, yürüme esnasında takındığımız aerobik ve artistik pozların, uluslar arası buz pistlerinde en iyi puanlamalara denk geldiğini var sayarsak, bizleri idare edenlerin veya en azından öyle zannedenlerin bilmem nerelere kadar giderek macera aramasına ne gerek var ki diyorum. Yanlarında korumaları ve altlarında özel donanımlı araçları olmadan halkın yürüdüğü yollarda yürümeleri macera için yeterli değil mi?
En azından her zaman yaptıkları en iyi şey olan idareciliklerini yaparak, idare edebilirler.
Sahiden ne demişti şair?
Kar yağdı buralara gardaş; bahara kadar derdin adıdır, Erzurum.