Kılıç, Çat’ı geri istiyorum derse ne olacak peki? Geçen bir yazı yazmıştım, konunun muhatabı bizi “ti” ye almıyor diye. Gerçekten de öyle ama çok görmemek lazım, bu kibir deryasında yüzmek bazılarının huyu olsa gerek ki; kendilerinden başkasını, kantarlarının yanından dahi geçirmiyorlar. Valla umurumda değil. Bu şehirden ne ağalar, paşalar geldi geçti de hesso yine aynı keyfte. Ben bunu bilir. Bunu yaşarım… Sözümüzün arkasında olduğumuz gibi bu çalışmanın vatandaşın menfaatine olan bir çalışma olmadığını da her zaman aynı keyfle yinelerim. Bu arada kimse 30 una 40 ına takılıp kalmıyor. Yapılan uygulamanın yanlışlığındadır inadımız. Sadece ilde, Büyük Şehirde mi sıkıntı? Elbette ki hayır. İlçelerimizin bazılarında da böyle kibir deryasında kulaç atan bazı başkanlarımız var. Yanlarına yaklaşılmıyor. Bazılarının da bırakın başkana ulaşmayı yanındaki birilerine dahi ulaşmak ne mümkün. Sorsan hepsi halk adamı, halkın adamı… İstisnalar kaideyi bozmaz diyerek, elbette ki işinde gücünde olan başkanlarımızı tenzih ederiz. Vatandaşlarımız zaten bu istisnai durumu olanların da farkında. Öyle başkanlarımız var ki sadece yaptıkları işlerin ana başlıkları sayfalar dolusu ediyor. Ama bazıları da tirübünlere oynamaktan öteye geçemiyorlar. Kimden mi bahsediyoruz? Kibrinizden sıyrılıp vatandaşın yanına geçin görürsünüz. Bu arada Ankara temsilciliğimizden bir haber geldi. Daha önceden bir ilçe belediyemizde gerçekten güzel çalışmalara imza atmış ve ilçe halkı tarafından da gerçekten sevilen bir ismin, geri gelip ilçesini isteyeceğinin bilgisini verdi. Ki; bunlar daha başlangıç. Aslında; insanların kalbine hitap eden bir hocamız da kalkıp ta, benim her hangi bir partiyle işim olmaz, hakkımı bu şekilde arayacağım der ve tek başına büyük şehir için bağımsız olarak adaylığını açıklar ise ortalık biraz şenlenir. Bütün hesaplar altüst olur ve seçim o zaman değişik renklere bağlanır. Buna benzer birkaç isim daha… Ve bizlerde görürüz ki bu seçimde kimin tartısı ne kadar çekecek? Kim kimin yanında ne kadar tutacak? Kim kimde ne kadar olacak hep beraber göreceğiz. Nasıl mı? Mesela, Kılıç gelse ve Çat’ı geri istiyorum derse; ne olacağını zannediyorsunuz ki?