KEMALİSTLER YOLA ÇIKTI
KEMALİSTLER YOLA ÇIKTI
Eski milletvekili, akademisyen, sendikacı, hukukçu ve sivil toplum örgütü temsilcilerinin oluşturduğu 9 Eylül Kemalist Platformu ilk toplantısını gerçekleştirdi.
Toplantının açılış konuşmasını yapan Kemal Anadol, “CHP’nin kurumsal kimliğine sahip çıktıklarını, fakat halkın umudunu kıran, hezimete uğratan yöneticileri eleştiriyoruz. Bir tarafta koltuğuna yapışmış bir genel başkan, diğer taraftan sahipsiz, ideolojisiz, ne olduğu belli olmayan bir ‘değişim’ söylemi… Biz burada taraf olamayız. Biz Kemalistler olarak, ‘Çare Kemalizm’de’ diyenleri tek çatı altına toplamak için buradayız. Altı oku özümseyenler olarak buradayız.” dedi.
SERTER: ATATÜRK’ÜN PARTİSİ NE YAZIK Kİ İŞGÂL ALTINDA
Konuşmacılardan CHP eski milletvekili Nur Serter, “Atatürk’ün partisi bugün ne yazık ki işgal altındadır. Atatürk’ün partisi bugün ideolojisinden, yüz yıllık tarihinden, tüm ilke ve değerlerinden koparılmıştır. AKP iktidarı ile Türkiye’de laik devlet yok edildi. İslam devletine geçildi. Artık laik ve bilimsel eğitim yok. İşte bütün bunlara ses çıkarmayan, ‘helalleşme’ kampanyalarıyla yol alan Türkiye’nin en onurlu partisinin tarihini mahkûm eden bir anlayışa karşı biz varız diyoruz. Bunun için yola çıkıyoruz. Yolumuz açık olsun.” dedi.
Yaklaşık 5 saat süren toplantının ardından hazırlanan bildiri de Nur Serter tarafından okundu. Bildiride şu ifadeler yer aldı:
9 EYLÜL KEMALİST PLATFORMU DUYURUSU
Türkiye, Atatürk İlke ve Devrimleri ile başlatılan uygarlık ve bağımsızlık yolculuğunda KILAVUZ'unu yitirmiştir.
Cumhuriyet kazanımlarına yönelik saldırılar sürerken, Devrim'in Partisi ilkelerinden, tarihsel birikiminden ve ideolojisinden kopartılarak, bir kimliksizleştirilme operasyonu ile abluka altına alınmıştır.
1924 Anayasasında tanımlanan ve tüm mazlum milletlere umut olan TÜRKİYE MODELİ, emperyalizmin iç ve dış uzantılarınca kuşatılmış, Kuruluş Doktrinin iki taşıyıcı kolonu Ulus Devlet ve Laiklik saldırıların odağına oturtulmuştur.
Etnik ve mezhepsel kimlikleri öne çıkartarak Ulusal Kimliğimizi yok etmeyi amaçlayan örgütlü propagandanın maskeli piyonları, demokrasi söylemlerinin ardına saklanmayı sürdürmektedirler.
Demokrasinin ve aydınlanmanın ön koşulu olan laikliğin içi boşaltılmış, din; toplumsal, kamusal, siyasal, kültürel ve ekonomik yaşamın belirleyicisi kılınmıştır.
Mustafa Kemal Atatürk'ün bağımsızlığımızı ve Cumhuriyetimizi emanet ettiği Türk Gençliği, laik ve bilimsel eğitimden kopartılarak 'dindar ve kindar gençlik projesine' teslim edilirken, Devrim'in Partisi sessiz ve kayıtsız kalmayı sürdürmüştür.
Dinsel söylem ve eylemlerle halkımızın temiz dini duygularını sömürülürken, Cumhuriyeti kuran parti, başlattığı 'Helalleşme Kampanyası' ile hiç sorumluluk taşımadığı konularda ideolojisini ve tarihsel kimliğini tüm olumsuzlukların faili ilan ederek kendisini tarih önünde mahkûm etmiştir.
Devrim Kanunları ile yasaklanan tarikatların giderek güç kazandığı, geniş kitleleri zihinsel ve bedensel bir esarete sürüklediği süreçte, Aklın ve Bilimin yol göstericiliğini unutan Devrimin Partisi, Tarikatları dahi hoş görecek kadar ekseninden sapmıştır.
Diyanet İşleri Başkanlığının Şeyhülislamlığa dönüştüğü, fetvalarla yönetilen ve adım adım Siyasal İslam Devletine evrilen ülkemizde, karşı devrim hamlelerine suskun kalmak, sürece katkı yapmakla eş değerdir.
Atatürk'ün iki büyük eserinden birisi olmanın değerini unutan ve tarihsel sorumluluğunu taşımaktan uzaklaşan, Kemalizm'i, Cumhuriyet İlke ve Devrimlerini güvencesiz bırakarak Türk siyasetinde derin bir boşluğun oluşmasına yol açan bir siyaset anlayışına kayıtsız kalma olasılığı yoktur.
9 Eylül Kemalist Platformu, Atatürk Türkiye'sini yaratan ve yaşatan ilke ve devrimlere sahip çıkarak, siyasetin yarattığı boşluğu doldurmak amacıyla kurulmuştur.